Pozitif ırkçılık

“Tek bayrak altında yaşamakta” sıkıntı görmediklerini özellikle belirten BDP’lilerden “halklar” diye bir kelime duyuyoruz. Yalnızca onlar kullanmıyor ama nedense BDP’lilerin özellikle bu kelimeyi çok sevdiklerini görüyoruz. Kusura bakmasınlar, ben bu sözü “ırkçılık” olarak algılıyorum. Neden mi? Açıklayayım.

“Irk” kelimesini bilir misiniz? Hah, işte onu “halk” ile değiştirdiğimizde, “halklar” kelimesinin kullanımıyla bire bir örtüştüğünü göreceksiniz.

“Irk” kelimesinin kullanımı modern yaşamda (haklı sayılabilecek bir şekilde) tabu haline geldiği için, “etnisite”, “etnik kimlik”, “alt kimlik” gibi kelimelerden sonra, son birkaç aydır “halk” kelimesinin kullanımı moda oldu. “Etnik kimlik”, herhalde bu kelimeler arasında en az rahatsız eden, “ırk” kelimesine en uygun karşılıktı ama niyeyse bundan da vazgeçildi. Şimdilik sebebini sormayacağım.

Bir ara, ama çok kısa bir ara, “Türkiye halkı” sözü kullanılmaya başlanmıştı. (Sanırım ilk olarak İlker Başbuğ kullanmıştı bu sözü.) “Türk” kelimesinin hem ırk, hem millet olarak kullanımının yarattığı karmaşaya ilaç gibi gelebilirdi çünkü “Türkiye halkı” şeklindeki bir kullanım, tüm “etnik kimlikleri” kapsadığı için kimseyi küstürecek, kimseyi rahatsız edecek bir kullanım değildi. Ama niyeyse ömrü kısa sürdü.

“Türkiye halkı” sözünden şu yüzden bahsettim: “Halk” kelimesinin en yaygın karşılığı, “aynı ülkede yaşayan insanlar”dır. “Halk” kelimesinde ırksal bir özellik yokken, etnik kökenleri tanımlamak için “halk” kelimesine başvurmak, Türkçenin yanlış kullanımına vahim bir örnektir.

Tabii bu anlam kaymasının sebebi, belki yüzyıllardır kullanılan “Türk halkı” sözünün hem ırksal, hem de ulusal bir anlam taşımasıdır. Gerçi aynı çift kullanım birçok ülkede vardır (“Amerikan – American”, “Alman – Deutsch”, “Fransız – François” gibi) ve başka hiçbir dilde var olmayan bir kullanım, Türkiye’de ırkları birbirinden “kibarca” ayırmayı seven kesim tarafından icat edilmiş ve “Türkiyeli” kelimesi bulunmuştur. (Bazı ülkeler için, örneğin Belçika veya Çin için, Türkçede o ülkenin vatandaşlığı konusunda bir kelime bulunmadığı için “Belçikalı” diyebiliriz ama “Yunan” yerine “Yunanistanlı” veya “Fransız” yerine “Fransalı” demek ne kadar saçmaysa, “Türk” yerine “Türkiyeli” demek de o kadar abestir. Ve aynı şekilde “Bask asıllı İspanyol” demek ne kadar mantıklıysa, “Kürt asıllı Türk” lafı da o kadar mantıklıdır.)

O değil de; Mesut Özil’i tanımlarken “Türk asıllı Alman” şeklindeki bir kullanımdan kimse rahatsız olmuyorken, Sırrı Sakık’ı “Kürt asıllı Türk” diye tanımlamaya kalksak, bu sefer biz ırkçı oluruz. Mehmet Öz Amerikan vatandaşıdır ama Yılmaz Erdoğan Türk vatandaşıdır diyemez miyiz? Eğer “diyemeyiz” diyorsanız, oturup Türkçe dilbilgisi derslerini tekrar etmemiz gerekir.

Bir kişinin etnik kökenine yani ırkına herkes saygı duymak zorundadır, benim de saygı duyduğum ortadadır ancak etnik kökene saygı duymakla “pozitif ırkçılık” arasında fark var. Umuyorum ki; her tarafından ırkçılık (hatta bölücülük) akan bu “halklar” kelimesi de alışkanlık haline gelmez ve diğer ırkçı ifadeler gibi azalarak biter.

Barış Ünver
06 Şubat 2013

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.