İnanç sömürüsünde son nokta!

Birazdan okuyacağınız iki zincir e-posta tamamen gerçektir. İlki her zamanki saçma e-postalardan ama ikincisinin inanılmaz bir özelliği var: “Bu mesajı 25 kişiye gönder…” diye başlayan bir hadis olduğunu iddia ediyor! İnsanların böyle şeylere kanmamasını istediğim için (Ne kadar inanmak istemesem de bu iki e-posta da tanıdığım insanlardan geldi.) bu iki e-postayı burada ifşa etmek istiyorum.

1. “Allah’ım, bu mesajı okuyana iyi bak…”

UMUYORUM…

Bu sabah Allah gökyüzünde bir pencere açtı ve bana sordu:
Ey kulum, bugün en büyük isteğin nedir?

Cevabım bu oldu:

Allah’ım, bu mesajı şimdi okuyan insana, ailesine, iyi arkadaşlarına iyi bak çünkü bunu hak ediyorlar ve ben onları çok seviyorum.
Allah’ın sevgisi okyanus gibidir. Nerede başladığını görebilirsin fakat nerede bittiğini asla…

Bu mesaj şimdi etkisini göstermeye başlıyor. Bunun hakkında şüphesi olanlar bilmeliler ki bana bunu gönderen şahıs bu kadar kısa zamanda gerçekleştiğini görerek çok şaşırdı. Bakalım doğru mu? Meleklerin var olduğu doğrudur, fakat kanatları yoktur ve bazen bunları arkadaş olarak adlandırırız.

Bu mesajı arkadaşlarına gönder ve bugün akşam saat 11.11’den önce sana güzel bir sürpriz gelsin. İşitmek istediğin bir haber. Bu bir şaka değil. Biri seni telefon ile arayacak, beklemekte olduğun bir şey hakkında veya bir melek sana bu akşam rüyanda bir mesaj verecek. Bu zinciri bozma.

Bu mesajı melek olarak nitelendirebileceğin en azından 10 kişiye gönder.

Bu e-postadaki ilginçlikleri (daha doğrusu saçmalıkları) madde madde ayırarak belirtmek istiyorum:

  1. Yazıya göre bu e-postayı alıp arkadaşlarına gören herkes peygamber seviyesinde falan olmalı, Allah’la bizzat konuştuğunu iddia ediyor çünkü yazıdaki şahıs. Hatta o Allah’a değil, Allah ona ulaşıp da en büyük isteğini soruyor kişinin. İlk “Ya sabır!”ımızı burada çekiyoruz.
  2. İkinci “Ya sabır!”ımız, öntanımlı/proaktif dilek olarak adlandırabileceğim cümleden sonra geliyor: “Allah’ım, bu mesajı şimdi okuyan insana, ailesine, iyi arkadaşlarına iyi bak çünkü bunu hak ediyorlar ve ben onları çok seviyorum.” Oldu.
  3. Bu yazıyı yazan dengesiz, yazının pek inandırıcı olmadığını düşünmüş olmalı ki kendince “Bu mesaj şimdi etkisini göstermeye başlıyor.”, “Bu bir şaka değil.”, “Bu zinciri bozma.” gibi sözler eklemiş ki yazıyı okuyan kişi etkilensin. Aklı başında hiç kimse etkilenmez sanırım böyle bir e-postadan.
  4. Allah’ın, kişinin e-posta yolladığı kişilerin e-postalarını takip edip duruma göre (durum: belirli bir saatten önce e-postayı en az 10 arkadaşa göndermek) o kişilere yine o kişilerin arkadaşları vasıtasıyla iyi haberler ulaştıracağını kurgulamak, bir önceki maddede bu e-postayı ilk oluşturan densize bir de “dengesiz” dediğimi sanırım yeterince açıklar.
  5. Bir de e-postayı yazan arkadaşın (veya -haşa- Allah’ın) saat kavramıyla pek arası olmadığını anlıyoruz zira akşam 11.11 demek, 23.11 demek. Hiç de sihirli bir saat değil.
  6. Anlatım bozukluğunu fark ettiniz mi? “Biri seni telefon ile arayacak, beklemekte olduğun bir şey hakkında veya bir melek sana bu akşam rüyanda bir mesaj verecek.” Bunu sırf Türkçe manyağı olduğum için yazıyorum.
  7. Ve e-postanın özlü sözü: “Meleklerin var olduğu doğrudur, fakat kanatları yoktur ve bazen bunları arkadaş olarak adlandırırız.” Gerçekten öz dolu adeta. Tövbe estağfurullah…

2. “Her kim bu mesajı 25 kişiye dağıtacak olursa…”

Bu saçmalığı başka bir yerde görmek mümkün olmayabilir çünkü bu kadar saçma bir zincir e-postanın ciddi anlamda yayılma ihtimali olduğunu pek sanmıyorum. Buyrun:

BUNLARI BILIYOR MUSUNUZ?

Kizlarin erkekler gibi her yere girip-çikip gezer olduklarini, edepli giyinmediklerini, (1)

tüm gençlerin velilerine ve diger insanlara saygi göstermediklerini, (2)

zenginlerin fakirlerle ilgilenmediklerini, artik sadaka ve zekât vermez olduklarini, (3)

insanlarin namaz kilmadiklarini ve oruç tutmadiklarini, (4)

oysa Mahser Gününün yaklastigini, (5)

kisa bir zaman sonra gökte sadece bir yildiz kalacagini ve dua kapilarinin kapanacagini, (6)

Kurandaki yazilarin silinerek okunamaz olacagini, (7)

Günesin Dünyaya çok yaklasarak tersten dogup batacagini… (8)

***

Peygamber efendimiz ayrica sunlari da ekler:
“Her kim bunu okurken yaninda baskalari varsa onlarin da duyacagi sekilde açiktan okusun. Bunu yapan kisiye Cennet de bir yer ayrilir ve her kim bu mesaja inanmayacak olursa, ona da Cehennemden bir yer ayrilir. (9) Bir dilek sahibi bu mesaji kopyalayip baska insanlara dagittiginda dilegi yerine gelir.”

Rüyayi anlatan S.A. bunlarin dogru olduguna inandirmak için su yemini etmis: “Bunlar dogru degilse, gerçek bir Müslüman gibi ölmeyeyim!” (10)

Peygamber Efendimiz yukaridaki durum tespitinden sonra asagidaki tavsiyelerde bulunur:

“Günde bes defa namaz kilin, Oruç tutun, Hirsizlik yapmayin, Fakirlere yardim edin. (11) Her kim bu mesaji 25 kisiye dagitacak olursa, 3 gün içerisinde mükâfatlandirilacaktir. (12)

Biri bunu yapmis ve çalistigi firmadan zam almis. (13) biri inanmamis, sevdigi zarar görmüs, (14) bir baskasi yarin yaparim demis, fakat yapamayacak duruma düsmüs. (15)

Lütfen bunun yalan oldugunu sanmayin! (16) Bu mesaji silip geçmeyin ve 25 kişiye yollayın!!! çok zor değil sadece ilet butonuna basarak istediğiniz 25 kişiye gönderinn!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! (17)

ARKADAŞLAR HİÇ BİŞEY İÇİN DEGİLSE BİLE ALLAH’IN ADI GEÇTİGİ İÇİN YAPIN LÜTFEN (18)

Burada da direkt e-postanın içine numaralar ekledim, böyle irdelemezsem otuz tane alıntı yapmam gerekcek çünkü.

  1. Sana ne?
  2. “Tüm gençler” genellemesini yapma hakkı sende mi?
  3. Sen genelleme manyağı mısın? Ayrıca yine sana ne?
  4. İman dediğin kul ile Allah arasındadır, sen nasıl karışabilirsin buna?
  5. Mahşer gününün yaklaştığını sana kim söyledi? Allah pencere falan mı açtı gökyüzünde?
  6. Gökte 1 yıldızın kalacağı senin korkulu rüyan olabilir ama bana korkunçtan ziyade absürt geliyor.
  7. Ehehehehe. Aslında bu yazıyı yazan arkadaşı tanımak lazımmış.
  8. Süper mantık: Güneş dünyaya çok yaklaşınca güneşin doğuş-batış yönleri tersine çeviriliyormuş.
  9. Ben bunu bir arkadaşıma, e-postadaki saçmalığı anlatmak için yüksek sesle okudum. Demek ki bana iki taraftan da bir yer ayırıldı :D. O değil de bu e-postayı sesli okuyan, hayatının geri kalanında istediği haltı yiyebilir, nasılsa cenneti garantiledi, öyle mi?
  10. Bu aslında Hz. Muhammed adına hadis uydurmaktan daha büyük bir günah, daha fena bir zekâ geriliği. Peygamberimize yalandan bir yemin söyletmek… Yuh! Bu e-postayı uyduran adamda iyi niyet arayabilir miyiz şimdi?
  11. Bu tavsiyeler, bir sonraki cümlenin doğruluğuna inandırmak için yazılmış olabilir zira bunları Hz. Muhammed elbette söylemiştir.
  12. Ve işte o cümle! “Bu e-postayı 25 kişiye ulaştırmanızı isteyen Hz. Muhammed’in ta kendisi!” diyor bu e-postayı hazırlayan gerizekâlı. Hayatımda duyduğum, yalan olduğu en belli hadis – evet, “Kurbanlık hayvan, sahibine Sıratta binektir.” hadisi bile daha mantıklı gözüküyor bunu okuyunca.
  13. Bu saçma sapan hadisi inandırıcı kılma çabalarından ilki.
  14. Bu saçma sapan hadisi inandırıcı kılma çabalarından ikincisi.
  15. Bu saçma sapan hadisi inandırıcı kılma çabalarından üçüncüsü.
  16. Bu saçma sapan hadisi inandırıcı kılma çabalarından dördüncüsü ve en yalvaranı.
  17. Fazladan “n” harfine ve onlarca ünlem işaretine dikkat edin. Belli ki yazdıklarına kendi bile tam anlamıyla inanamamış ve inandırmak için klavyeye abanmış.
  18. Ve inanç sömürüsünde son nokta! Diyor ki “Bu e-postada Allah’ın adı geçiyor, o yüzden bu e-postada denilenleri yapmalısınız!” Tanıdık geldi mi? Bana geldi: Bu e-postayı yazan kişinin; sokakta “Allah rızası için…” diye dilenip günde binlerce lira kazanan dilenciden, camilerde namazdan önce ve sonra Allah adına milyonlar toplayan din tüccarlarından farkı yok.

3. Anlaşılması gerekenler

Ulusal bilinci yerine gelmemiş milletin inandığı ve bir şeyler yapılmadıkça inanmaya devam edeceği sözlerdir bunlar. Kişi, inandığı(nı sandığı) dini tam anlamıyla keşfetmediği sürece, dinin felsefe yönünü kendinde bulup din üzerine kafa yormadıkça ve her şeyi en ince ayrıntısına kadar sorgulayıp bir mantığa oturtmaya çalışmadıkça da inanmaya devam edecektir.

Sorgulamak her zaman yanlışlamaya çalışmak demek değildir. Mantıklı bir düşüncenin mantıklı olduğunu sana biri söyleyince sen ona sorgusuz inanırsan hiçbir zaman tam anlamıyla emin olamazsın ama kendin de sorgularsan ve kendi mantığında o düşüncenin doğruluğunu teyit edersen için rahat olur.

Ha, sorgulamayı önemsemezsen böyle e-postalardaki emirleri derhal yerine getirir ve belki bana da gönderirsin.

Barış Ünver
19 Aralık 2008

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.

Yorumlar kapalı.