Le Petit Nicolas (2009)

DİKKAT: Bu yazı, Beyn'in "Arşiv" kategorisine aittir. Yazının arşivlenmiş olması, yazı içindeki bilgi ve görüşlerin artık önemsiz veya geçersiz olduğunu gösteriyor olabilir.

Küçüklüğümde okuduğum çocuk kitaplar arasında iki tane kitap serisi vardı, çok sevdiğim. Bunlardan biri Muzaffer İzgü‘nün “Anneannemin Akıl Almaz Maceraları” serisiydi, ötekisi de René Goscinny tarafından yazılan ve orijinal adı “Le Petit Nicolas” olan “Pıtırcık” serisiydi. Vikipedi‘ye göre 1959’dan beri hafif garip anlatımıyla çocuklar arasında epey popüler olan bu seriyi kaç defa bitirdiğimi hatırlamıyorum. Hatırladığım en net anılar, bir defasında serinin bir kitabını 3 saatte okuyup bitirecek kadar dalmam (ki normalde 3 dakikada 1 sayfa okuyabilen, “yavaş okur”lardanımdır) ve serinin bir kitabında Sırma‘ya yaranmak için bütün çocukların acayip akrobatik hareketler sergilediği bir resim.

Resimlerden en iyi hatırladığım, bu bahsettiğim resim ama kitapların içindeki resimlerden herhangi birini (örneğin sağdakini) görsem anında tanırım. Nitekim filmin acayip yaratıcı biçimde hazırlanmış girişinde (isimlerin falan tanıtıldığı kısım işte, asıl adını bilmiyorum) kitaptan resimleri görünce az daha ağlayacaktım. Cidden; gözlerim falan doldu be!

Karakterleri de aynı çizimlerdeki tiplemelere benzetmişler. Özellikle Çarpım‘ın tipi acayip hoşuma gitti – Pıtırcık‘tan sonra tabii. Altyazıda da Nicolas, Geoffroy, Maixent gibi isimler yerine Pıtırcık, Gümüş, Çarpım gibi benim ezberimde olan isimler olunca filmi izlemesi çok zevkli oldu.

Yalnız şunu hatırlatmam gerekir: Kitapları okumadıysanız film size acayip saçma gelir. Filmin yarısından biraz sonra azıcık sıkıldığımda fark ettim ki, kitapları o kadar sevmemiş olsam Fransızca dilinin telaffuzuna olan hayranlığım bile bana bu filmi izletemezmiş. Filmi güle eğlene, sandalyeden düşe yarıla izledim izlemesine ama aslında o esprileri kitaptan hatırladığım için o kadar güldüm. Kitapları okumayanlar için o muhteşem araba sahnesi haricinde gülünecek pek tarafı olacağını sanmıyorum. (Bu arada o sahnede komşular eminim beni yadırgamışlardır çünkü ben hayatımda o kadar bağıra çağıra güldüğümü hatırlamıyorum.)

Özetle; Pıtırcık serisini okuduysanız ve sevdiyseniz kesinlikle izlemelisiniz, yoksa izlemeseniz daha iyi. Bitti. Çok kısa özetledim be.

Barış Ünver
27 Nisan 2010

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.