Efendim anladım artık, otobüs firmaları beni şaşırtmak ve kızdırmak için beni takip ediyorlar.
Rock Müzikaller konserine giderken -hatırlarsanız- gidişim Gürkan Turizm‘le, dönüşüm Efe Tur‘la oldu – muhteşem olmadı ama ikisi de. İkisinde de ağlayan bir(kaç) bebek vardı, ikisinde de kendimi farklı koltuklara atarak biletle gelen geçici hayat sigortalarını reddetmiştim.
BarışaRock‘tan dönerken yine Gürkan Turizm‘i seçmiştim ve bu sefer de muavin sarhoş çıkmıştı. Bu sefer sıra yine Efe Tur‘daydı efendim. Muavin resmen kıl yumağıydı.
Kısa bir zaman dilimi içerisinde, yolculuğun başlangıç kısımlarında iki kez art arda kaza tehlikesi atlattık. Bayanın biri haklı olarak sitem etti ve şoförden biraz yavaş gitmesini rica etti – kaldı ki şoför hakikaten hızlı gidiyordu, 4 buçuk ila 5 saatte bir sürede tamamlanan yol bu sefer 3 saat 45 dakikada bitti, üstelik 5 dakika geç çıkılmıştı. Şoförü savunmak adına muavinin verdiği cevap, kısa ve kıldı: “Otoyoldayız.” Kadın dumur oldu, ben ise uykuluydum o sırada ve bir cevap düşünemedim.
İkinci kıllığı bana oldu. Zınk diye kalkmışım (Fesatsın be okur!), susuzluktan ölüyorum. Kimseyi uyandırmamak adına şu yukarıdaki, muavini çağıran zımbırtıya bastım. Gelmedi. Kapatıp tekrar açtım o düğmeyi. Yine yok. Tekrarladım yaptığımı, nı-ıh, yok. Sonra Gökdemirler Tesisleri‘ne geldik, muavin de orta kapıya doğru yöneldi. Dikkatini sonunda çekip “15 dakikadır su isteyeceğiz, telef olduk burada.” diye sitem dolu bir beyanatta bulundum. Ne bir sorgu, ne bir sual, ne bir kontrol, ne de başka bir eylem gerçekleştirmeden “O tuş önden gözükmüyor.” dedi. Neyse ki bir şey dememe kalmadan hatasını anladı, kontrol de etti. Görünüyormuş önden. Benim gördüğümü görmeyip usul usul uzaklaştı oradan.
Üçüncü kıllığı bu sefer ben ona yaptım. İnanılmaz kısa bir sürede Ankara‘ya varmışız, aşağı inip bavulumu alacağım. Açık bagajdan aldım, muavin atladı: “Kontrol edebilir miyim?” Hani bir kısmı bavullara geçirilen, bir kısmı da size verilen zımbırtıdan var ya, onun kontrolünü istedi. “Peki.” dedim ve verdim o bendeki kısmı. Çantamı alıp gitmeden önce son derece imalı bir ses tonuyla “Doğru muymuş?” dedim. Son derece sinir olmuş bir ses tonuyla “Doğru.” diye karşılık verdi. Mutlu mesut evime döndüm.
Oh be, yazdım da rahatladım.