Son derece başarısız bir aşk hikayesi (8)

…Çarşamba günü, gündüz vakti Nermin’le buluşmayı kararlaştırmıştık.

8. Bölüm: Darağacının yolları raylıdır raylı…

Yakın zamanda bir sevgili edinmiş olan sevdiğiniz insana “Ben aslında senden epeydir hoşlanıyordum.” demenin ne kadar utanç verici bir şey olduğunu düşünün. Ben, Nermin’i daha fazla düşünmemek için bu utanca katlanmayı düşünmüştüm. Düşündüm ki; eğer ben ona bu sözleri söylesem, o beni anlayışla karşılasa ama olumsuz bir karşılık verse, beni teselli etmeye çalışsa, buluşmanın sonuna doğru kırılmış ama gururlu (gibi gözüken) bir ifadeyle, biraz da dramatik konuşup olay yerinden ayrılsam, onu unutmam gayet kolay olacaktı.

Öyle olmadı.

Tarih, 15 Ekim 2008. Saat 13.00 gibi evden çıktım, metroya bindim ve müzikçalarıma döndüm. Müzikçalarımda, stresli anlarımda rahatlamak için tuttuğum şarkılar vardır. İlk olarak Erkin Koray’dan Hare Krishna adlı şarkısını açıp biraz rahatlamayı denedim. Olmadı. İkinci denememde, Yüksek Sadakat’in Yavaş adlı şarkısında nefesimi zorla “yavaş”latıp biraz sakinleşmeyi başardım. Boğulur gibi olsam da sakinleştiğime inanıp metrodan indim ve okula yürümeye başladım.

Okulun dışında Nermin’le buluştum. Bir işi varmış diye önce okulun karşısındaki kırtasiyede Nermin’in işini hallettik. (Gerilimin anlamsızlığına bakar mısınız?) Sonra okulun içerisindeki kafeteryaya oturduk.

Fuarda Türksat’tan aşırdığım astronomiyle ilgili kalın bir kitabı hediye olarak getirmiştim; onu verdim, teşekkür etti. Olayın devamı, hiç de düşündüğüm gibi utanç verici bir şekilde gelişmedi. Çok daha fena şeyler oldu.

Bu yazı dizisindeki tüm yazılar

Barış Ünver
29 Ekim 2010

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.