Suicide Squad’ı neden beğenmedim?

DİKKAT: Bu yazı, Beyn'in "Arşiv" kategorisine aittir. Yazının arşivlenmiş olması, yazı içindeki bilgi ve görüşlerin artık önemsiz veya geçersiz olduğunu gösteriyor olabilir.

Bugün bir dostumla sinemaya gittik, Suicide Squad’ı izledik. Spoiler vermeden yorumlayacağım.

Baştan düzelteyim: Başlıkta yazdığım kadar net bir biçimde “beğenmedim” diyemem. Ama filmin bu şekilde olacağını bilseydim, blu-ray’i çıktıktan sonra evde izlemeyi tercih ederdim. Yoksa, film sırasında eğlendim.

Bi’ defa, filmin 3B olmasını gerektirecek hiçbir olayı yok. Resmen laf olsun diye 3B yapmışlar. Filmdeki canavarın bir kolunu seyirciye yaklaştıracağım diye seyirciye eziyet etmeye gerek yok.

Sonra, film size karakterleri yeterince tanıyamadan onlara alışmanızı bekliyor. Mesela bu filmden önce Deadshot karakterinin tek başına bir filme ihtiyacı varmış, The Joker ve Harley Quinn’in beraber rol aldıkları bir film gerekiyormuş. Iron Man gibi, Thor gibi, Captain America gibi… Ama yok, neredeyse yönetmen çıkıp “Arkadaşlar bunun adı Harley Quinn, bunu zaten tanıyorsunuz, bu da Boomerang, şimdi bunlar dövüşecek falan.” diyecekmiş.

Bir de, filmde Batman de, The Joker da “konuk oyuncu” rollerinde. (Bu biraz spoiler’ımsı oldu, ama filme onları izleme beklentisiyle gidiyorsanız bilmeniz lazımdı. Artık biliyorsunuz.) Hatta filmin sonunda “Eee, bütün şehir yıkılıyordu da Batman neredeydi? Uyuyakalmış galiba.” diyebilirsiniz. Ben dedim.

Hikaye bütünlüğü diye bir şey de yok. Sırf filme gidelim, patlamalar ve dövüşler izleyelim, bir de Margot Robbie’nin kıçına bakalım diye yapmışlar sanırım filmi. (Evet baktım, ne var? Erkeğiz sonuçta. Kadınlar bile bakmıştır. Marvel’da da Scarlett Johansson var ama onun kıçı ekranın yarısını kaplamıyor.)

Filmden çıkınca dostumla konuşurken, öyle çok aşırı usta senaristler olmamamıza rağmen, senaryo yazarken dikkat edilmesi gereken iki kuralı konuştuk:

  1. Kötü karakterlerin bile kendilerince haklı birer varlık sebepleri olmalı. (Bu filmde yoktu.)
  2. Herkesi yenebilecek güçte bir iyi kahraman veya bir kötü adam yaratmayacaksın. (Bu filmde vardı, resmen keyfimi kaçırdı.)

Bu arada Margot Robbie’nin kıçını hatırladığıma (ve hatırlattığıma) bakmayın, ilk defa kadının oyunculuğunu beğenmedim. Focus’ta, The Wolf of Wall Street’te gayet iyi oynamıştı bu hatun, ama bu filmde basbayağı abartılı oynamış. Bu filmde karaktere girememesinin sebebini karakterin inşa edilememiş olmasına bağlayabiliriz belki.

Bir de not düşeyim: Jared Leto, The Joker rolünde Heath Ledger’ın yanına bile yaklaşamamış. Bunu “The Joker bi’ defa Heath Ledger’ın hayatına mal olan bir karakterdi tamam mı Bensugül!” kafasıyla söylemiyorum; Jared Leto da Margot Robbie gibi abartılı oynamış. Ayrıca Heath Ledger’ın oynadığı The Joker karakterinin altyapısı hakikaten daha sağlamdı.

Son karakter analizi: Will Smith iyiydi. Ama Will Smith de “biraz komik ve acayip karizmatik sert adam” karakterlerinden biraz fazla ekmek yemeye başladı. Neyse ki yakışıyor herife.

Benim böyle karakter analizleri kastığıma bakmayın, konu hakkındaki teorik bilgim çok değil. Ama bir filmden etkilenmek için karakterlerin üç boyutlu olması gerekiyor ve Suicide Squad’da bu yok. Bazı karakterler sırf var olmak için var (üstelik bazıları film sonuna kadar dayanıyor, ölmüyorlar bile), bazılarıysa seyirciyi etkilemek için var.

Sonuç? Zerre beklentiniz olmadan, sırf vurdulu-kırdılı film izlemek için gitmek istiyorsanız gidin. Yoksa, evde izlemeyi bekleyin.

Barış Ünver
17 Ağustos 2016

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.