Hakkında

Benim adım Barış Ünver. 25 Kasım 1988’de, Kocaeli’de doğdum. 2006 yılında üniversite okumak için Ankara’ya taşındım. 2010 yılında Gazi Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünü, 2012 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdim. WordPress uzmanıyım; 2016 yılında kurduğum Optimocha markasıyla, müşterilerimin internet sitelerini hızlandırmak üzerine bir iş yapıyorum. İşimden de fazla önemsediğim tutkum, yazmak. Hem kurgu, hem kurgu dışı eserler üreterek dünyaya bir iz bırakabilmeyi istiyorum.

Beyn’i 2006 yılının ocak ayında WordPress.com üzerinde kurdum ve 6-7 ay sonra beyn.org adresine geçip yayına buradan devam ettim. İlk başlarda yazacak konu bulamadığım için “Hayatımın Arşivi” ismiyle “gün özetleri” yazıyor, o gün ne yaptığımı (günlükten ziyade rapor yazar gibi) madde madde listeliyordum. 2013 yılının haziran ayına kadar (yalnızca bir-iki günü atlayarak) sürdürdüğüm bu alışkanlık, blogların yükselişte olduğu o dönem bana hatırı sayılı bir okuyucu kitlesi kazandırdı. Öyle ki, 2008 yılında gerçekleştirilen ulusal Blog Ödülleri’nde “En İyi Kişisel Blog” ödülünü de almayı başardı Beyn.

2010 yılında “dönüm noktası” niteliğinde tatsız bir olay yaşadım: Yazdığım siyasi eleştiri yazılarından biri, bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın şikayetiyle tarafıma bir dava açılmasına sebep oldu. Hapis istemiyle açılan bu davayı 2012 yılının 14 Şubat’ında kazandım. (Daha sonra karşı tarafın itirazıyla dava Yargıtay’a da gitti; sonradan o da düştü.) Erdoğan’ın dava açtığı sayılı blog yazarlarından olmak ve Erdoğan’ın açtığı bir davayı kazanan ilk (ve muhtemelen tek) blog yazarı olmak, benim için “En İyi Kişisel Blog” ödülünden daha değerli bir gurur nişanı oldu.

Gelin görün ki, Ergenekon davalarının da tavan yaptığı, herkese terörist gözüyle bakılan bu dönemde açılan davadan beraat etmeme rağmen o dönemin bünyeme yerleştirdiği korku, çirkin bir otokontrol mekanizmasını tetikledi ve “gün özetleri” dışında neredeyse hiç yazı yazamadım. 2011 seçimleri bir istisnaydı, o dönemde siyasi yazılar yazmayı başardım ancak eski heyecanımı da kaybetmiştim. Korkumu yenmeyi başarsam da, yazma alışkanlığım yok olmak üzereydi.

2013 yılında aklıma bir fikir geldi: Beyn’in bu yeni “siyasi” kimliğini hem konu tarafında, hem konsept tarafında genişletebilirdim. Bu amaçla 2013 yılının hazıran ayında “Hayatımın Arşivi” kategorisindeki yazıları ve diğer kişisel yazıları barisunver.com adresine taşıyıp, Beyn’i kolektif bir “düşünce bloğu”na dönüştürmeyi başardım. Yalnız, Beyn’e katılan yazarların yazma alışkanlıklarının benim kadar bozuk olduğunu tahmin edememiştim. “Haftada 1 yazı” gibi çok kolay görünen bir hedefi ben dahil hiçbir Beyn yazarı tutturamayınca, Beyn’in dönüşümü büyük ölçüde sekteye uğradı. Kendim de aynı durumda olduğu için, kimseyi suçlayamadım, suçlamıyorum.

2015 yılında biraz daha toparladım, ama barisunver.com’a daha çok yazdım. 2016 yılı bütün Türkiye için o kadar boktan geçti ki, o dönemde daha az ve daha kötü (ve daha kötümser) yazmamı normal buldum. 2017’de neredeyse hiç yazı yayınlamamışken, 2018 yılındaki seçimler bir nebze imdadıma yetişti ve seçim öncesinde neredeyse her hafta birer yazı yayınladım. 2019 ve 2020 yılları da kötü geçti: 2 yılda toplam 6 yazı yayınladım. Yazıyla altı.

Bu süreçte ilginç bir şey oldu: 2010 yılında başladığım dramatik yazarlık eğitim ve atölyeleri; tiyatro oyunu, öykü ve hatta roman yazma tutkumu ortaya çıkardı. Blog yazmaktan çok daha fazla uğraş verdiği için çok daha yavaş gelişen bu süreçte (egzersiz olarak yazdıklarım dışında) bir tiyatro oyunu bitirdim, bir roman taslağı üzerinde uzun süre çalıştım, bir de uzun öyküye başladım. Uzun öykünün 2021 yılında bitireceğimi öngörüyorum (bitince burayı güncelleyeceğim), roman içinse daha fazla pişmem gerektiğine kanaat getirdim.

2020 yılında hem iş yoğunluğu, hem pandeminin getirdiği bunalım beni yazı yazmaktan tam anlamıyla alıkoydu. Yine de Beyn için sağlam planlar yaptım ve Beyn’in tasarımını yenilerken aynı zamanda 50’nin üzerinde yazı fikri not ettim. 2021 yılında haftada bir yazı yayınlamayı planlıyorum. Kısmet.