Nazım Hikmet ile “farkındalık” üzerine
Nazım Hikmet’in Uzak Doğu felsefesini Batı’dan daha iyi anladığını ve çok daha iyi anlattığını biliyor muydunuz? Anlatayım.
Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Nazım Hikmet’in Uzak Doğu felsefesini Batı’dan daha iyi anladığını ve çok daha iyi anlattığını biliyor muydunuz? Anlatayım.
Ta 2009 yılında bir yazı yazmıştım, “Atatürk’ten iki cümleyle laikliğin açıklaması” diye. Geçen gün İsmail Kahraman isimli saygısız Meclis Başkanı da laikliğin Anayasa’dan kaldırılması konusunda bir açıklama yapma onursuzluğuna nail olunca, o yazıyı olduğu gibi paylaşma gereği duydum. Çünkü yazının içerisinde Atatürk’ün “laiklik” kavramını ülkenin temeline ekmesinin sebebinin, “dini siyasetten kurtarmak” olduğundan bahsediyordum ve Atatürk’ün …
Tamamını OkuAtatürk’ün laiklikle ilgili sözlerinin kaynağı(nın kaynağının kaynağı)
Başlıktaki sorunun cevabı basit değil mi? Sanırım değil. En azından bazıları için…
Allah size Kitap’ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım? (En’am, 114)
Absürt, hatta komik geleceğini biliyorum. Hem inançlı insanların, hem de inançsız insanların benimle dalga geçme ihtimalini de göze alıyorum. Ama yaşadığımız evrenin bir bilgisayar simülasyonu içerisinde oluşmuş olması, yaratılışımızın en mantıklı açıklamalarından biri olabilir.
Hz. Muhammed, bir insandır. İnsanların en güzelidir, insanların en temizidir ama nihayetinde insandır. Bunun unutulması ve peygamberimize tapma işine girişmek, Allah’a ortak koşmaktır – bir başka deyişle şirktir. Peygamberimize ait olduğu iddia edilen sakal tellerini öpmek, o sakallara yönelik dua etmek, onların önünde yerlere yatarak ağlamak da saygı ifadesi değil, putperest eylemidir.