Belki de “delikanlı” olmamak lazım
Tayyip Erdoğan çok delikanlı adam. Valla bak. Esiyor, gürlüyor, zerre taviz vermiyor, önünde kimse duramıyor… Sorun da bu işte: Önünde kimse duramıyor.
Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Tayyip Erdoğan çok delikanlı adam. Valla bak. Esiyor, gürlüyor, zerre taviz vermiyor, önünde kimse duramıyor… Sorun da bu işte: Önünde kimse duramıyor.
Vatandaşlara sorulduğunda, “Ülkede yöneticilik yapacak onlardan başka kimse yok ki.” diyorlar. “Ülke zaten geriliyor, CHP veya MHP bile iktidara gelse daha mı kötü yönetilir?” diye sorulduğunda “Haklısın.” cevabını veriyorlar. Olay gerçekten bundan ibaret ve bu kadar basit.
Hz. Muhammed, bir insandır. İnsanların en güzelidir, insanların en temizidir ama nihayetinde insandır. Bunun unutulması ve peygamberimize tapma işine girişmek, Allah’a ortak koşmaktır – bir başka deyişle şirktir. Peygamberimize ait olduğu iddia edilen sakal tellerini öpmek, o sakallara yönelik dua etmek, onların önünde yerlere yatarak ağlamak da saygı ifadesi değil, putperest eylemidir.
Apolitik olmakla suçlanan 90 kuşağı; ne o meşhur 68 kuşağının, ne de diğer önemli nesillerin yapamadığını başardı: Siyasette “korkuyu” yok etti.
Sosyal medyanın, bugünkü dünyamızda iletişimin (özellikle internet aracılığıyla yapılan iletişimin) merkezinde olduğunu kimse inkâr edemez. Bununla birlikte, elbette herkes sosyal medyayı severek kullanmak zorunda diye bir şart koşamayız. Ama geçtiğimiz 4-5 yılda defalarca gördük ki, sosyal medyada etkin “olmamak”, olmaktan daha büyük zararlara yol açıyor. Peki, sosyal ağlarda yer almak istemeyenlerin bu zararlardan korunmasının yolu nedir?
Sosyal medya, çağımızın en büyük iletişim aracı olan “internet”in en önemli kavramlarından biri haline geldi. Gerek bireysel, gerek kurumsal iletişim türlerinde artık öne çıkan bir kol olan sosyal medyayı doğru kullanmak da çok önemli.