Deprem hakkında 1999’da yazdığım bir şiir
Küçüktüm; küçüklüğümü fena halde belli eden bir şiir yazmışım :). Hece ölçüsü yok, kafiyeler yavan ama o aralar Özgür Kocaeli gazetesinde yayınlanmıştı bu şiir. Şiirleri sevmeyeceğim o yaştan belliymiş :).
Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Küçüktüm; küçüklüğümü fena halde belli eden bir şiir yazmışım :). Hece ölçüsü yok, kafiyeler yavan ama o aralar Özgür Kocaeli gazetesinde yayınlanmıştı bu şiir. Şiirleri sevmeyeceğim o yaştan belliymiş :).
Yazdığım en kısa gündem yazılarından biri, hayatımda ilk kez bir mahkeme salonunu görmeme -ve o mahkeme salonunu Recep Tayyip Erdoğan’ın bana göstermesine- sebep olmuştu. Şimdi diyorum ki, en iyisi bu tarz kısa yazılara geri dönmek.
Orucu yalnızca gırtlağın terbiyesi olarak görmek, oruç anlayışına hakaret midir? Belki “hakarettir” denemez ama yine de yanlıştır. Gününü yalnızca yemek yemeden geçiren bir kimsenin oruç tuttuğunu düşünmenin bir mantığı yoktur. Orucun, aslen “nefis terbiyesi” olduğunu; nefsin de yalnızca mideden, gırtlaktan meydana gelmediğini hatırlamak lazım.
“Öfkelenmemek gerekir.” yaklaşımına kökten karşı çıkan bir kitap okumak ister misiniz? Dr. Mehmet Şakiroğlu, olaya kimsenin tahmin edemeyeceği bir açıdan yaptığı yaklaşımla, benim gibi sizin de “öfke” duygusu hakkındaki düşüncelerinizi ve dolayısıyla sizin bakış açınızı da değiştirebilir. Her “asabi”nin yanında her “sakin”in de okuması gereken bir kitap bu.
CHP’li milletvekili Süleyman Çelebi’nin harika bir protestosu. Mesaj belli. Bağırma yok, çağırma yok… Hatta konuşma bile yok! :)
Normalden fazla yağmur yağdığı için “Bizim suçumuz yok, doğal afet bu” diyebilen yetkililerin bu tavrına “şımarıklık” desem, o yetkililer de dava açar mı bana? Sorumlu oldukları durumdaki sorumluluklarını reddedip, “semavi bir felaket” diyen beyefendiler için “utanmaz” kelimesini kullansam yüzleri kızarır mı yoksa bu kelime yüzünden beni hapse atmaya mı yeltenirler?