Bir Amerikan filminden beklenmeyecek kadar güzel bir film olmuş, önce onu diyeyim. “Güzel” derken görselliğinden söz etmiyorum – filmdeki görsellik zaten kimsenin laf edemeyeceği kadar iyi. Benim bahsettiğim şey şu: İlk kez bir Amerikan filminde böylesine doğru bir ruhanilik görüyorum. Bir de emin olmamakla birlikte sanıyorum ki ilk kez Amerikan ordusu böyle sertçe eleştirilmiş. Sırf bu yüzden bile gidip izlenir yani.
3 boyutlu film tecrübesi
Bu filmi izleyerek hayatımdaki ilk 3 boyutlu film izleme tecrübemi edinmiş oldum. Açıkçası beklediğim kadar etkileyici değildi. Görüntü gerçekten daha güzel, daha “gerçek” bir hal alıyor ama gözünüz bazı sahnelerde nereye odaklanacağını şaşırıyor ve sonuç (en azından benim için) hafif baş dönmesi ve yine hafif mide bulantısı olabiliyor. Bir de küçük gözlüklerle izleyenler bana hak verecektir, kafanızı belli bir açıda ve sabit tutmanız gerekiyor. Ha, bir de sanırım film gözlükle izleyince daha karanlık. 2 boyutlu halini izlemediğim için bu durumdan emin değilim tabii ama gözlüğü çıkarıp baktığımda sahneler çok daha iyi bir parlaklığa sahipti.
Filmdeki görsellik
Yukarıda da dediğim gibi, filmdeki görselliğe kimse bir şey diyemez. Aşağı yukarı filmin tamamında çeşitli animasyon yöntemleri kullanılmış olsa da, havada asılı duran dağlar dahil olmak üzere filmdeki hiçbir sahneyi sanal olarak algılayamıyorsunuz. Özellikle o köpeğimsi yaratıkların yakın plan çekimlerinde, hiçbir filmde görmediğim kadar gerçekçi dokular gördüm.
Bu durumdan anlıyoruz ki bir animasyona birkaç yüz milyon dolar harcadığında o animasyon, animasyonluktan çıkıyor.
Filmin ideolojisi
Ahmet Hakan bu konuda çok iyi bir sıralama yapmış:
- SOLCUDUR: Eşitlik fikri aşılar…
- DİNCİDİR: Mucizelere yer verir.
- MÜSLÜMAN SOLDUR: Yüce güce dayanarak isyan eder…
- ANTİEMPERYALİSTTİR: Sömürgeci güçlere karşı bayrak açar.
- DİRENİŞÇİDİR: Asla uzlaşmaz…
- İNANÇLIDIR: Düşman ne kadar güçlü olursa olsun yıldırılamaz.
- MİLLİCİDİR: Taklitçi değildir, kendi medeniyetine güveni tamdır.
- ÇEVRECİDİR: Doğaya egemen olmak istemez.
(Kaynak)
Sağı-solu bilmem de, filmde gerçekten de İslam‘la bağdaşan çok fazla ögeye rastladım. Antiemperyalizm zaten filmin ana temasını oluşturuyor ve bence anlattığı en önemli şey de o. Bunun yanında milliyetçilikle ırkçılığın çok güzel bir karşılaştırılması var. Farklı gezegenle ifade edilen “işgal bölgesi”ni savunmayı seçen Amerikan askerine şu zalim komutan, “Kendi ırkına ihanet etmek nasıl bir şey Jake?” diye sorduğunda Jake‘in “işgal bölgesi”ndeki halk gibi tepki vermesi, bence filmin en ilginç sahnesiydi.
Ve tabii filmde, Amerika‘nın gezegeni “özel bir madde” elde etmek amacıyla işgal etmeye kalkması da Irak savaşına bariz bir gönderme olmuş. Yine de filmdeki savaşa ve direnişe kendinizi kaptırdıktan ve filmi bitirdikten sonra filmi “Kızılderililerin soykırıma uğramadığı, hatta kazandığı bir koloni-Kızılderili savaşı” diye tanımlayabilirsiniz. Filmde aslen tarihteki üç “işgal” işlenmiş: Irak‘ın işgali, Afrika‘nın işgali ve Amerika‘nın işgali. (Şu anda “Amerika Birleşik Devletleri” dediğimiz o topraklarda, işgalci konumda bulunan terörist bir devletin var olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım.)
Sonuç: Filme neden gidilmeli?
Üç sebepten:
- Üç boyutlu film teknolojisini tecrübe etmek için (veya şimdiye kadarki 3B film tecrübelerinizin en iyisini yaşamak için)
- Kapitalizmin ve emperyalizmin nasıl yıkıcı bir güç olduğunu görmek için
- Amerika‘da böyle bir filmin nasıl çekildiğini, hatta Amerika‘yı yerin dibine sokmak için nasıl yüz milyonlarca dolar harcandığını görüp hayrete düşmek için
Sevgiler.