Bu yazı, bir zamanlar Beyn’de bulunan “Ben Küçükken” adlı kategoriye yazdığım yazılardan kısa olanların birleşimleridir. Kategoriyi sildim, yazıları da birleştirip iki parça halinde (ikinci bölüm) yayımlıyorum:
- Sünnetimin hediyesi bilgisayarımda Windows 95 yüklüydü, haliyle C: sürücüsünün kök klasöründe de command.com mu ne, vardı bir şeyler işte :). Ben onları gereksiz sanıp sildim mi, bilgisayar çöktü mü, ooh mis! :D Bilgisayar bilgi dağarcığımın temel taşlarındandı o hata :).
- Yine ilk bilgisayarımda anneme “Annea; Program Files, Program Filesi mi demek?” diye sormuştum. Annem de sanırım beni savuşturmak için evet demişti :D. Gerizekalı ben de madem öyle ben değiştireyim bari diyerek “Program Files” klasörünü “Program Filesi” yapmıştım. İşin garibi, bilgisayarda hiçbir program çalışmadığı için bilgisayar çöktü sanıp bilgisayarcı çağırdığımızda bilgisayarcı format atmıştı. Şerefsiz, sırf para için yapmış bak. İpne.
- Bi keresinde anneme çok ama çok kızıp evi terkedecektim. Böyle eşyalarımı falan hazırladım bi bavula koydum, ertesi gün gidip teyzemlere yerleşeceğim güya :D:D:D. Neyse efendim, sonra annem şefkat dolu kollarına aldı beni, birbirimizden özür diledik falan bitti olay.
- Ben küçükken, artık filmlerden mi gördüm n’aptım, annemle babam bana yaptığım kötü bir şey konusunda bağırırken (Sıkı durun…) nereden estiyse ağlamaya başlayıp (Hazır mısınız?) “Sizi ben doğurdum, böyle mi karşılık veriyorsunuz?” demiştim! :D Annemle babam da bağırmayı bırakıp şu anda sizin yaptığınız gibi yarılmaya başladılar, bense rolümü başarıyla sürdürüp ağlamaya devam ettim :D.
- Oyuncaklarıma yaptıklarım:
- Power Ranger‘larımdan Mavi Ranger‘ı alçıyla kapladım.
- McDonald’s‘ın çocuk menüsünden çıkan bir oyuncak arabayı ıslatıp buzluğa koydum.
- Batman‘in yardımcısı Robin‘in kolunu kopardım ve onu da alçıyla kapladım.
- Alçılarını çıkardığım Mavi Ranger ve Robin‘imi birleştirme denemesinde bulundum. Çiftleşme değil ulan fesat okuyucu, birleşme. Şöyle ki; Robin‘in diğer kolunu da kopardım, Mavi Ranger‘ın kollarını da kopardım ve kollarını değiştirdim.
- Modern Lego‘lar olan K’Nex‘lerimi yedim. Evet yaptım bunu. Hepsini değil tabii ama şimdi baktığımda kemirilmiş, kırılmış ve hatta eritilmiş bir sürü K’Nex parçası görüyorum.
- Oyuncak köpeğimin kulağını, oyuncak ayılarımdan birinin kaşlarını, peluş terliklerimin de gözlerini kopardım.
- Oyuncak bir kamyonum vardı. Büyümeme rağmen onunla gezmekten bıkmıyordum. Sonunda yeterli büyüklüğe eriştiğimde kamyon kırıldı, ben de rahatladım.
- Action-Man‘imin ayaklarını da yediğimi hatırlıyorum. Ama tükürdüydüm galiba.
- Ben küçükken ilk dişimi düşürdüğümde çok sevinmiştim (yanlış hatırlamıyorsam üst kesici dişlerimden biriydi). Babam da ne hikmetse “Ne güzel milli oldun işte.” demişti. Ben de nedense daha çok sevinip nedense okulda herkese milli olduğumu söylemiştim. Tabii kimse o yaşta anlamamıştı ne dediğimi (veya ne anlama gelebildiğini), ama asıl bomba öğretmenime söylediğimde oldu. “Hocam ben milli oldum!” dedikten sonra hocanın suratıma bir beş saniye kadar baktığını hatırlıyorum, sonrasında da müthiş bir tokat yediğimi :D.
- Küçükken bir keresinde annemi üzdüğümü, onun bana bağırdığını hatırlıyorum. Sonra üzülüp içeri gitmiştim ve (Bundan sonrasını az önce anneme danıştım.) Allah’a aynen şu şekilde dua etmiştim: “Allah’ım, bana n’olur bağırmayan bir anne ver. Bi’ de uzun saçlı olsun.” Evet evet, “Bi’ de uzun saçlı olsun.” :D. Annem benim ardımdan odaya girmişti de ben onu duanın sonunu duyup yarıldığını fark etmiştim :D.
- ’93 Ekim‘inde annem Hollanda‘ya bir seminere mi ne gitmiş. Döndükten sonra sorulan “Sünnet olacak mısın?” sorularına artık güven içinde “Hayır, Hollanda‘ya gidip Hollanda‘lı bir kızla evleneceğim ben!” demeye başlamışım :D. Nedeni de o zamanlar sünnetten korkmammış.