Blog Ödülleri eleştirilerim

Giriş

Valla kategorimde birincilik aldım falan diye “Buldu bunuyo’ hayvan oğlu hayvan.” diyecekler çıkacaktır elbet, kısmen de haklılar :). Ama birkaç noktaya değinmek istiyorum. Baştan belirteyim; ilk kez yapılmış bir etkinlik için asla “B.k gibiydi, çok kötüydü, iğrençti, yapmasınlar, etmesinler!” gibi saçma sapan eleştiriler yöneltecek değilim. İlk sefere göre son derece başarılı geçen bir organizasyonun eksik bulduğum yönlerini belirteceğim, o kadar. Yapıcı eleştiriyle yıkıcı eleştiri arasındaki farkı bilmeden Blog Ödülleri‘ni ölesiye kötüleyecek kişiler lütfen bu sayfayı bu paragrafta terk etsin. Ödülle döndüm diye Blog Ödülleri‘ni ölesiye öveceğimi düşünenler de lütfen sayfada kalsın, yanıldıklarını görmelerini istiyorum, ehehe.

Tekrarlıyorum: Blog Ödülleri, ilk kez yapılan bir organizasyona göre fazlasıyla iyiydi. Öncesinde yapılan Blog Konferansı ise daha da güzeldi. Birbirlerini yalnızca internet üzerinden tanıyan biz blog yazarlarını gerçek hayatta kaynaştırmakla kalmadı, konferansla bilgi, törenle ödül dağıttı, şahane oldu.

Ama eksikleri de vardı bu Blog Ödülleri‘nin. Birkaç maddede açmaya çalışayım:

1. Ödüller

Eray abi de bunu kabul edecektir, ödüller fenaydı. Microsoft, ana sponsor olmasına rağmen yine bir şekilde kendi hakkında kötü konuşturmayı başardı: Dağıttığı Windows Vista işletim sistemlerinin 1 yıllık deneme sürümleri olduğunu okuduk sonradan. Diğer ödüllere pek sözüm yok: Troya gösterisine ben gidemeyeceğim ama annemleri götürüyorum; kitaplar muhteşem, okuduklarımı bitirince sıra onlarda; sonradan haber verilen Bumerang‘la ilgili ödül (350 bin gösterim hakkı almışım, yani Beyn’in 350 bin gösterimlik reklamını yayımlatabileceğim Bumerang sayfalarında.)… Ha, bir ödülden haber yok yalnız: Digital Age aboneliği :). Mayıs sayısını verdiler yalnızca, bir de konferans sırasında mart sayısını koymuşlardı koltuğa, o kadar.

Dileğim, gelecek sene ödüllerin biraz daha çekici hale getirilmesi, bir de daha önceden açıklanması. İnşallah bu seneki sorunlar gelecek sene çıkmaz ve gelecek sene yarışma daha duyurulurken şahane ödüllerin bizi beklediğini görürüz. Bu sene verilen ödüller arasında, tüm kazananların en beğendiği ödül, eminim ki alınan unvandır.

2. Oylama

Oylama biraz acayipti – iki yönden.

Birincisi; üye ol, üyeliğini etkinleştir, ilgili kategoriye ulaşama, mecburen verilen tek bağlantıdan tüm kategorilere tek tek bak, sonra aradığın blog’u bul, onu oyla… Çok uzundu oylama süreci; ben kendi sayfamda oy dilenirken direkt olarak blog’umu oylayabilmek için girilecek adrese bağlantı vermiş olmasaydım, mümkün değildi oy almam falan. Gelecek sene sistemin düzenlenip, kolaylaştırılıp öyle sunulması süper olurdu.

İkincisi; yalnızca halk oylaması adil olmaz. Tamam, sahte oylar çok güzel tespit edilmiş ama yine de proksi kullanıp onlarca e-posta hesabını yönetebilecek biri, betonu delebilir. Yarışmanın sonlarına doğru bir değerlendirme kurulu yazısı görür gibi oldum gerçi ama gelecek sene bunun baştan belirtilmesi daha caydırıcı olacaktır. Yine de oylama bu ufak hata haricinde son derece adildi.

3. Tanıtım

Sanırım bu Blog Ödülleri yalnızca blog yazarları ve annemin arkadaşları (açıklama) tarafından biliniyordu :D. Gelecek sene için daha çok yerde tanıtılırsa (örn. gazeteler), hem oy veren kişi sayısı artacaktır (Büyük ihtimalle yanlış hesapladım ama benim aldığım oy sayısı 86 veya 87.), hem de daha adil bir oylama olacaktır.

Sonuç

Bu bölümde de papağan gibi aynı şeyi tekrarlayacağım: Blog Ödülleri, ilk sefere göre çok iyi ama eksikli bir organizasyondu. Bloglama gibi bir sistemi aylardır (Sanırım bir yıl olmadı henüz.) başarıyla yürüten Eray abi, bu organizasyonu da 2009’da mükemmele daha da yaklaştıracaktır. Umarım bu eleştirilerime (Olabildiğim kadar yapıcı oldum sanırım.) kızgınlık duymaz, diğer blog’lardaki eleştirilerle birlikte 2009’un Blog Ödülleri‘ni daha da şahane bir etkinliğe çevirmeyi başarır. Microsoft da biraz insafa gelir inşallah ve gelecek senenin kazananlarına, Microsoft markasına yakışacak şekilde ofis yazılımıyla beraber bir işletim sistemi falan verir en azından. Bir yerde okumuştum (Unuttum nerede okuduğumu, yazan arkadaş bana ulaşabilirse süper olur.), o da mantıklı gelmişti: Gerçekten ses getirmek ve ucuza belki de her sitede adını yayımlatabilmek istiyorsa Microsoft Surface falan vermeli.

Bitirdim.

Barış Ünver
18 Mayıs 2008

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.