Fatih Altaylı, bugünkü yazısında o kadar iyi açıklamış ki durumu:
Etnik siyasetten asla vazgeçmeyen DTP, sadece yüzde 30’unun oyunu alabildiği bir etnisitenin tamamını temsil etmediğini biliyor ve bu etnik oyların tamamını alabilmek, oyları konsolide edebilmek için Türkiye’de bir Kürt karşıtlığını provoke etmenin şart olduğunu düşünerek bu amaca yönelik her türlü hareketi kendine hak sayıyor.
Altaylı‘nın dediklerine sonuna kadar katılıyorum.
İki gün önce İzmir‘de PKK‘nın bir gövde gösterisi daha vardı. Türk bayrağına inat olsun diye sarı-yeşil-kırmızı bez parçalarıyla donatılan DTP konvoyu İzmir‘de biraz dolaşmak istemiş. Organize olmayan, kendiliğinden oluşan taşlı bir tepkiyle karşılanmış. Sonra Ahmet Türk tutmuş “Bu ırkçı faşist anlayışa müdahale edilmeli. Türkü Kürde, Kürdü Türke kırdırma politikasını halk boşa çıkaracaktır.” şeklinde bir demeç vermiş.
Ahmet Türk eğer söylediklerinde samimi olsaydı, DTP samimi bir biçimde Türk-Kürt ayrımcılığının ortadan kalkmasını istemiş olsaydı, en baştan o gövde gösterisini engellerdi. Ama yok arkadaş, sen PKK‘nın simgesi haline gelmiş renkli bezleri konvoyuna dolarsan, üstüne bir de şehir turu atmaya kalkarsan, o “ırkçı faşist” dediğin halk seni tabii taşlar.
Irk ayrımına hiddetle karşı çıkan biri olarak ben de orada olsam ben de orada taşı atardım çünkü oradaki gösteri DTP‘nin gösterisi değil, PKK‘nın gösterisiydi. Eğer konvoyda sadece DTP flamaları olsaydı ve şehir o şekilde gezilseydi ve taşlar o araçlara atılmış olsaydı, şu anda ben DTP‘yi kötüleyen bir yazı yazmak yerine “Irkçı faşist İzmirliler” diye başlık atar, DTP‘yi savunurdum.
DTP‘nin yaptığı bu işte. Yöntem, üç adımdan oluşuyor:
- PKK‘yla ilgili kışkırtıcı bir söylemde veya eylemde bulun.
- Gelecek tepkileri bekle. Sert tepki gelmeden açıklama yapma.
- Sert tepki gelince olayı PKK propagandasından Kürt milliyetçiliğine döndür ve Kürtleri savunan bir demeç ver.
Türklerin genel olarak Kürt asıllı vatandaşlarımızı zaten hiçbir şekilde reddetmediklerini biliyorlar; dolayısıyla Türk-Kürt ayrımcılığı yaratacak ortamlar yaratıp mazlum rolü oynamayı tercih ediyorlar. İşin kötüsü bu yöntem işe de yarıyor. Yaptıkları kışkırtmaya haklı tepkiler gösterilince hemen açıklama geliyor “Bu faşist saldırı Türk-Kürt ayrımcılığını körüklemektedir, buna izin vermeyiz.” diye. Halbuki ayrımcılığı yapanlar kendileri!
Bu ülkede ırkçı sayısı azdır. Türk ırkını da, Kürt ırkını da savunanlar ikişer avuç insan ve onların “tebaa”larıdır. Ama sen gelip PKK propagandası yapar, üstüne gelen tepkiler sonrasında da ırkçılığı milliyetçilikle karıştırarak mazlum edebiyatı yaparsan oy toplaman elbette kolaydır.
Zaten ülkedeki bütün partiler, hitap etmek istedikleri kesimlerin hassas olduğu noktaları istismar ederek oy toplamıyorlar mı? Topluyorlar. Peki DTP‘nin farkı ne? DTP, istismar edeceği duyguları kendi eliyle oluşturuyor. DTP‘nin oy toplama yöntemi budur.
Yorumlar kapalı.