Bazı “modern” kafalar elbette “Putçuluk bu!” diyecek; dünkü 300 bin kişilik Anıtkabir ziyaretini küçümseyecek; ilkellik olarak niteleyecek… Hayır efendim, bu yapılan putçuluk değildir; yoksa ben de 1 yıl önce yazdım putçuluğu. Bu yapılan; ülkede görülen tehlikelere karşı verilmiş, başarılı bir “Biz buradayız!” mesajıdır.
Yok, irticadan falan bahsetmiyorum; onun modası geçeli çok oldu. Şimdilerde özellikle modern görünümlü “liboş”ların milli değerlere saldırarak milli direnci zayıflatma çabası furya haline geldi. Irkçılık yapılarak millet bilincinin zayıflatılması; önüne gelenin askere çakması (Askerin sütten çıkmış ak kaşık olmadığını ben de biliyorum, benim dediğim başka.); Atatürk sevgisinin özellikle zayıflatılması ve ona buna “aşırı Atatürkçülük” denmesi, Atatürk‘e sevgisini dile getiren herkesin “Aha Atatürk‘ü putlaştırdı!” diye yaklaşılması… Olaya biraz yukarıdan bakınca hepsinin birbiriyle bağlantısı görülüyor.
Bu son Cumhuriyet Bayramı‘nda ve 10 Kasım‘da bir şeyi fark ettim: Önceki bayrama ve anma törenine benzemiyordu. Geçen yılki bayramda sanki kimse o günün bayram olduğundan haberdar değil gibiydi. Bu sene herkesin, birbirinin bayramını kutladığını gördüm. Geçen sene 10 Kasım‘da her zamanki basit anma törenleri vardı. Bu sene ise onlarca konser, yüzlerce demeç verildi; 300 bin kişi Atatürk‘ün mezarına gitti, dua etti. (Slogan da atıldı; onu doğru bulmuyorum.) Keşke orada olabilseydim.
Bir şeyi daha fark ettim ki bunu herkes fark etti: Şu kin yuvası Taraf gazetesinin başındaki adam; 29 Ekim‘de gazeteye tek bir satır tebrik/kutlama koymayıp “Gazetelerin her bayramda yarım sayfa kutlama mesajı vermesi yalnızca diktatörlüklerde olur.” diyerek, sanıyorum kurabileceği en acayip cümlelerden birini kurdu. 10 Kasım’da ise daha da beterini yaptılar ve gire gire şu haberi girdiler:
“10 Kasım tarihi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına unutulmaz bir ölümü hatırlatıyor. Oysa 10 Kasım, dünyada iz bırakmış bazı unutulmaz insanların da doğum günü.”
Evet, ciddi ciddi yaptılar bunu. Fatih Altaylı da sağlam bir yanıt vermiş, “Aslında bilmeden belki de doğruyu yapıyorlar. O ismin o kirli ellere yakışmadığını, o pis sayfalarda iyi görünmeyeceğini içten içe biliyorlar herhalde.” demiş. Düşününce hak veriyorsunuz; o dolar yeşili gazetede Atatürk anılsaydı, yaptıkları ters tepebilirdi ve Atatürk sevgisine sahip insanlar şüphelenebilirdi.
Neyse; konuyu dağıtmayayım, yazıyı bitireyim: Modern neolibareller, Atatürk‘e saygısını eksiltmemeyi ilkellik olarak görmeye devam etsinler; Atatürk adına herhangi bir güzel söz söylendiğinde hemen “Atatürk‘ü putlaştırmayın!” diye yırtınsınlar. Bu ülkede Atatürk sevgisinin, saygısının azalacağı yok. Gerçekten putçuluk yapılmasına zaten karşı çıkıyoruz ama bu Atatürk‘ü sıradan bir insan olarak görmemiz için bir sebep değil.
Siz öyle düşünüyorsanız, devam edin, düşünmekte özgürsünüz. Kimse sizi bir tehdit olarak görmüyor; oturun, oynayın kumunuzda.
Yorumlar kapalı.