“Atın! Atın! Bütün kişisel gelişim kitaplarınızı atın!” diye bağıran süper bir kitap bu!
Aşağı yukarı birbirinin aynısı olsa da okuması zevkli olan, insana hafiften gaz veren, “keyif verici kitaplar” olarak tanımlamayı sevdiğim kişisel gelişim kitaplarına net bir eleştirel yaklaşımla vuran, kitaplarda ağız-burun bırakmayan, sağdan-soldan girişen bir kitap, Hıdır Kişisel Gelişiyor. Kendisini iş adamı olarak tanımlayan, kişisel gelişim eğitmeni kişiliğini inkâr eden kişisel gelişim eğitmenlerinden Ahmet Şerif İzgören yazmış. İyi de etmiş.
Kitap, kişisel gelişim kitaplarını keşfedip kafasındaki “şef olma” hayalini o kitaplardan aldığı garip yönergelerle gerçekleştirmeye kalkışan memur Hıdır Azgören‘in hikayesi. Kişisel gelişim kitaplarındaki “El sıkışırken elinizi üstte tutarsanız üstünlük size geçer.” tarzı saçma-sapan yaklaşımlarla, yazarlarının uygulamaktan imtina ettiği acayip “mütevazılıklar” ve “küçük mutluluklar”, “dert etmemeler” gibi kulağa hoş gelen eylemlerle, Hz. İsa‘ya zorla atfedilmiş basmakalıp öğretilerle ilgilenip önce kendisini bi’ güzel madara ediyor Hıdır abimiz. Kitabın sonlarına doğru, doğru yolu buluyor bulmasına ama yaptığı maymunluklar bizim gözümüzde pek de yanına kâr kalmıyor. Özetle, yaptığı acayip hareketleri anlayan bir maymunu okuyoruz. Yine de maymunlar şirindir; biz de Hıdır abimizi çok seviyoruz.
Kitapta aslında yalnızca kişisel gelişim kitapları eleştirilmiyor. İsrail‘in uyguladığı terörist faaliyetlerden paragöz ilaç firmalarının eylemlerine, Amerikan emperyalizmine kadar pek çok konu var. Tabii ki kopuk kopuk anlatılmıyor bunlar; hepsi de kitabın hikayesinin içinde anlatılıyor ve bir şekilde kişisel gelişim kitaplarına da bağlanıyor aslında.
Kitapta en sevdiğim bölüm ise kitabın “Son Söz”ü. Ahmet Şerif İzgören, kitabı neden yazdığını bir güzel özetliyor. Uzun bir köşe yazısı tadında, kişisel gelişim kitaplarına yaptığı eleştirileri son bir kez toparlayıp bilgimize sunuyor.
“Secret“ları, “Ferrari’sini Satan Bilge“leri, “%100 Düşünce Gücü“nü okuyup da aydınlanma falan yaşayan kimse olmadığı için kitaptan kimsenin alınmasına da gerek yok – bu tür salak kitapların yazarları dışında tabii.
Alın, okuyun, okutun. “Kişisel gelişim” endüstrisinin nasıl işlediği hakkında biraz bilgi sahibi olun ve bu tür kitapları bir dahaki sefere almamak için mantıklı bir sebep edinmiş olun.