Öğleden önce 3 saat, öğleden sonra 3 saat
Düzenli olarak çalışmanın güzel bir yolunu bulmuş olabilir miyim?
Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Düzenli olarak çalışmanın güzel bir yolunu bulmuş olabilir miyim?
Hizmet sektöründe çalışanlar bilirler, freelance çalışanlar daha iyi bilirler: Elle tutulabilecek bir ürün yerine daha soyut bir hizmet verdiğiniz için, müşterileriniz ödediği paranın karşılığını alma konusunda çoğu zaman şüphelidirler. Aldıkları hizmet için harcanan çaba ne kadar artacaksa paralarının karşılığını o kadar alacaklarını düşünürler; bu yüzden de “Madem para veriyorum, hizmeti aldığım tarafı uğraştırabildiğim kadar uğraştırayım” diye …
“Kitap okuma alışkanlığımı nasıl kazandım?” başlıklı yazımda bu konudan bahsetmiştim: Erteleme sorununun çözümü, ertelenen şeye motive olmak olabilir. (O yazıda “erteleme” yerine “öteleme” demişim ama aynı şeyi kast ediyorum. “Erteleme” kelimesi, “procrastination” teriminin karşılığı olarak daha çok kabul görmüş durumda. “Atalet” kelimesi de var ama onu sanırım bir tek Mümin Sekman kullanıyor.) Fark ettiniz mi …
Feminizmin olayı nedir? Adı, “kadınların” veya belki de “kadınlığın” savunulduğu bir ideolojiyi çağrıştırıyor. Tanımına baktığımızda da “Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için bir mücadeledir.” diyor. (Çoğu zaman olduğu gibi, kaynağım Vikipedi.) Halbuki bir cinsiyetin ismini taşıyan bir hareketin “eşitliği” savunması fikri bana biraz ters geliyor. Kadın haklarının savunulmasını anlarım. …
Öfke kontrolü, öfkenin kontrollü kullanımı mıdır, öfkeyi bastırıp susturmak mıdır?
Çok bağırmalı-çağırmalı bir evde yetiştim ben. Annemle babam bunu dediğimde bana kızarlar ama yalan değil: Büyürken, öfkeyi bir ifade biçimi olarak benimsedim. Her sıkıntı yaşadığımda ister istemez öfkeleniyordum. Üniversiteye başlayıp İzmit’ten Ankara’ya taşındığımda, bu öfke sorununun sıkıntısını çok çektim ve yine canım sıkıldığı için yine öfkeleniyordum, bu sefer kendime. Çok uzun yıllarımı alsa da, ifade …