Son derece başarısız bir aşk hikayesi (10)

…Sonunda bitmişti galiba. 10. Bölüm: Sondan bir önceki son 2009’un ekim ayına gelelim… Yıl boyunca -kimi başarılı ama kısa, kimi başarısız ama uzun- birkaç ufak ilişkinin ardından bir boşluk döneminde, ekim ayının başında yine Nermin düştü aklıma. Upuzun bir mektup yazdım ona. Arkadaşlığımızın nasıl başladığını, nasıl geliştiğini, bir noktadan sonra birlikteliğimizin (en azından benim açımdan) …

Tamamını Oku

Son derece başarısız bir aşk hikayesi (9)

…Olayın devamı, hiç de düşündüğüm gibi utanç verici bir şekilde gelişmedi. Çok daha fena şeyler oldu. 9. Bölüm: Üçüncü vurucu replik Kısaca, anlamsız bir şekilde havadan-sudan konuştuk. Sonra birden “Eee, anlatacak mısın?” dedi. Neyi konuşacağımızı daha önce konuşmadığımızdan aldığım cesaretle “Herhalde biliyorsun.” dedim. “Evet.” dedi. Kızardığım kesinlikle belli oluyordu. Üçüncü vurucu replik de bu anda, …

Tamamını Oku

Son derece başarısız bir aşk hikayesi (8)

…Çarşamba günü, gündüz vakti Nermin’le buluşmayı kararlaştırmıştık. 8. Bölüm: Darağacının yolları raylıdır raylı… Yakın zamanda bir sevgili edinmiş olan sevdiğiniz insana “Ben aslında senden epeydir hoşlanıyordum.” demenin ne kadar utanç verici bir şey olduğunu düşünün. Ben, Nermin’i daha fazla düşünmemek için bu utanca katlanmayı düşünmüştüm. Düşündüm ki; eğer ben ona bu sözleri söylesem, o beni …

Tamamını Oku

Son derece başarısız bir aşk hikayesi (7)

…Ama sonuç olarak umutsuz bir vaka yüzünden, Nermin’e karşı hissettiklerim yüzünden “Historia de un Amor” sona ermiş oldu.

7. Bölüm: “Tık!”

Ekim ayının başında İstanbul’a, CeBIT Bilişim Fuarı’nda (Türksat standında) birkaç günlüğüne çalışmaya gitmiştim. İstanbul’da kaldığım süre boyunca, İstanbul’da okumaya başladığı için çok fazla görüşemediğim dostum Erdem’in evinde kalmıştım. Daha ilk günden kendi derdimi onun derdi yapıp, bana evini açan bir insana rahatsızlık verdiğimi yeni yeni fark ediyorum.

Erdem’de kaldığım ilk gündü, fuar ertesi gün başlayacaktı. Tam da Nermin konusunda dertleşirken Nermin’in telefonumu çaldırdığını gördüm. Ben de çaldırdım. Tekrar çaldırdı. (Bu yazıyı, yazıldığı zamandan çok sonra okuyanlar veya bu “çaldırma dili”ni bilmeyenler için açıklayayım: İlk çaldırış pek çok anlama gelir ama geri çaldırdıktan sonra çaldırmanın tek anlamı şudur: “Beni ara.”) İkinci çaldırışından sonra aramaya karar verdim.

Konuşmanın sonunda nasıl delirdiğimi ben değil de, Erdem veya Erdem’in ev arkadaşları anlatabilseydi daha iyi olurdu.

Tamamını Oku

Son derece başarısız bir aşk hikayesi (6)

…Öylesine güzel bir akşamdı ki… Hayal ettiğim yeni dönem başlamış, akşamın sonunda dünyanın en tatlı kızı sevgilim olmuştu… 6 günlüğüne.

6. Bölüm: İkinci vurucu replik

Eğer Nermin’i denklemden çıkarabilmiş olsaydım, belki baştan sona Gülşah’ı anlattığım “Yaşanmış en tatlı aşk hikayesi” başlıklı bir yazı dizisini okuyor olacaktınız.

Peki Nermin nereden çıktı? Yine vurucu bir replikle.

15 Eylül 2008 sabahı, mutlu dünyamı ve tatlı uykumu yok edercesine çalıyor telefonum. Arayan Nermin; aylar sonra “Okula gelsene, sohbet ederiz.” diyor. Üstelik sesi titriyor. (Uydurmuyorum, gerçekten titriyordu.) “Bugün işim var.” deyip suratına kapıyorum, yatağa geri yatıyorum ama gün boyu da onu aklımdan çıkaramıyorum. Sonrasında da.

Tamamını Oku

Son derece başarısız bir aşk hikayesi (5)

…Temmuzun ikinci yarısı değil ama ağustos ayı boyunca kalbim gitgide yatıştı. Eylül ayında ise kalbim tekrar canlandı ama Nermin için değil, Gülşah için.

5. Bölüm: Historia de un Amor

Çok önceden tanıştığım ama o vakte kadar neredeyse hiç konuşmadığım Gülşah’la, ayın başında bir gün MSN’de rastlamıştım. Aslında “öylesine” bile denebilecek bir sohbet başlatıp sabaha kadar sürdürdüğümüz ve sohbet boyunca yüzüme aptal bir sırıtış yerleştiren MSN geyiği ile bambaşka bir ruh haline bürünmüştüm. Sezen Aksu’dan “Vazgeçtim” şarkısını her gün onar-yirmişer kez dinleyen Barış gitmiş, yerine güleç yüzlü, zırt-pırt sırıtan bir Barış gelmişti. “Vazgeçtim”in yerini de “Historia de un Amor” aldı.

“Geyik” ile başlayan görüşmemiz, ilerleyen günlerde içinde yine “geyik” öğeler barındıran çok tatlı bir flörte dönüşmüştü. “Geyik” öğeler azalırken “romantik” öğeler yavaş yavaş artmış, hatta garip bir senteze uğramış, ilk sohbetin ardından bir-iki gün sonra “romantik geyikler” yapmaya başlamıştık. Yaptığımız komikliklerin arasına sıkıştırdığımız, birbirimize yolladığımız şarkılar, onu bilmem ama, benim içimi ısıtıyordu. (İspanyolca “Bir Aşk Hikayesi” anlamına gelen “Historia de un Amor” da oradan geliyor.)

Tamamını Oku