Milliyet gazetesinden Devrim Sevimay, Balyoz Harekat Planı‘nın birinci adamı olmakla mı ne suçlanan Çetin Doğan‘ın kızının eşi (damadı) Dani Rodrik ile bir söyleşi yapıyor. Söyleşinin ikinci bölümünde Sevimay‘ın Dani Rodrik‘e bir teklifi var: “Üç soru siz soracaksınız, üç soru Mehmet Baransu. Yanıtlarıyla beraber söyleşinin içinde bir kutu olacak.” İki taraf da kabul ediyor ama Mehmet Baransu sonradan cayıyor. Sebep ise acayip eğlenceli: Olaya taraf olmak istemiyorlarmış. Balyoz Harekat Planı haberlerinde şu noktaya kadar her zaman belli bir “taraf”ta olan Taraf bu sefer “taraf” olmak istemiyormuş yani.
Mehmet Baransu‘nun bu Balyoz Harekat Planı hakkında Çetin Doğan‘ı geçtim, Doğan‘ın damadıyla bile konuşmaması yani olaya tek “taraf”lı yaklaşmasının gazetecilikle ne kadar bağdaştığı konusu bir yana, aslında sorular çok ilginç. Bir-iki ufak dokundurma haricinde de Baransu‘yu değil gerçekten de davayı hedef alıyor:
- Üzerinde ıslak, kuru veya elektronik hiçbir imza bulunmadığı halde Taraf gazetesi ısrarla Balyoz Harekat Planı adlı belgenin altında Çetin Doğan’ın imzası var diye yayın yapıyor. Balyoz Harekât Planı belgesini ilk ortaya çıkarmış şahıs olarak, bu belgenin altında Çetin Doğan’ın imzası olup olmadığını kamuoyuyla paylaşır mısınız lütfen? Eğer imzası yok ise, bu vesileyle kamuoyunu yanıltıcı haber yaptığınız için özür dilemek ister misiniz?
- Size teslim edilen belgelerin ve Balyoz Harekât Planı ile eklerini içeren CD’lerin gerçek olduğuna kanaat getirmek için bu belgeleri yayımlamadan ne gibi bir inceleme yaptınız? Böyle bir kanaate varmanızı sağlayan teknik donanımınızı bizlerle paylaşır mısınız lütfen?
- Sizin bizlerle paylaştığınız kadarıyla inceleme fırsatını bulduğumuz belgelerde birçok tutarsızlık ve çelişki gördük. En basitinden, hem 2 Aralık 2002 tarihli 11 sayfalık Balyoz Güvenlik Harekât Planı’nda, hem de bu planın J-Ek’inde 2005 yılında gerçekleşen bir kongrenin kapanış tebliğinden bire bir alıntılar var. Tebliği sunan kişi, bu fikirleri ilk defa 2005’te açıkladığını söyledi. Eğer bunun nasıl olabildiğine dair mantıklı bir açıklamanız yoksa, belgelerin gerçekliğinden şüphe duyabilir miyiz sizce?
Mehmet Baransu, bu Balyoz Harekat Planı hakkında kitap (adını bilmeyenler için: Karargah) yazacak kadar bilgisi olan bir yazar. Dolayısıyla sorulan soruların yanıtlarını bilmiyor olamaz. Eh, taraf olmak veya olmamak da Baransu için mesele olmadığına göre, olaya tek “taraf”lı yaklaşan bazı kesimlerin de sorması gereken soru şu: Bu sorular neden yanıtsız bırakılıyor?
Yorumlar kapalı.