Mükemmeliyetçiler, toplaşın! Kısa kısa, üç fikrim var. Hiçbiri de mükemmel değil (yani inşallah öyle değildir).
1. Mükemmeliyetçi, narsisttir.
Çok basit bir fikir: Yaptığımız işte “mükemmel”i arama sebebimiz, işe verdiğimiz değerden çok, kendimize verdiğimiz değerle ilgilidir. Şahsımıza mükemmelin aşağısını yakıştıramamak gibi bir durum var.
Dışarıdan gelen bir baskıyla da olsa, içimizden gelen bir baskı da olsa, bu yaklaşımı narsisizmle ilişkilendirebiliriz. (Narsist olmadığını söyleyen bir mükemmeliyetçi de, bana göre kendini kandırıyordur.)
2. “Mükemmel, iyinin düşmanıdır.”
Voltaire’e atfedilen bir söz var: Mükemmel, iyinin düşmanıdır. Mükemmeliyetçilik tuzağını mükemmel bir şekilde anlatan bir söz. Mükemmeli aradığı için yaptığı şeyi bir türlü bitiremeyen, işin sonunu getiremeyen bir dolu “başarısız” insan var dünyamızda (ben de onlardan biriyim). Halbuki “yeterince iyi”yi kendimize yakıştırsak iki şey olacak:
- Elimizde, iyileştirebileceğimiz, geliştirebileceğimiz bir sonuç olacak.
- Belki de “yeterince iyi” bize gerçekten de yeterince iyi gelecek ve yolumuza devam edebileceğiz.
Paradoks gibi geliyor ama şöyle bir gerçek var: Mükemmelin fikrine odaklanınca mükemmelin kendisine ulaşamıyoruz; “yeterince iyi”ye odaklanınca mükemmeliyet yolunda ilerleyebiliyoruz.
3. Mükemmeliyet lanetini aşmak
Benim “mükemmeliyet” tuzağına düştüğüm konu, yazmak. Yeterince iyi yazabiliyorum ama “en iyisini” yazmaya kalktığımda o yazı, öykü, kitap bitmiyor.
Şurada kötü yazmak üzerine yazarken de bu mükemmeliyetçilik tuzağından bahsetmiştim. Kendimi 2 buçuk yıl önce de uyarmışım ama bir kulağımdan girmiş, diğerinden çıkmış. Üstelik “sonradan düzeltmek için özellikle kötü yazmak” gibi bir amaç güden “vomit draft” yöntemini o dönemde de bilmeme rağmen, özellikle kötü yazmayı düşünmediğimi söylemişim. O zamanlar özellikle kötü yazmaya alışsam, bugün belki çok çok daha iyi yazıyordum.
Neyse, zararın neresinden dönersek kârdır. Kötü de olsa yazacağım, gerekirse kasten kötü yazacağım ve böyle böyle daha iyi bir yazar olacağım. Yazdığım uzun öyküyü bitirip düzelteceğim; boş ekrana bakmaktan iyidir.