“Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.” demişler. İyi de ben bunu bunca yıldır bilmediğimden utandım, n’olacak şimdi?
Efendim, bilen bilir, “Namık Kemal fıkraları” diye bir fıkra çeşidi vardır. Bu fıkraların ortak özelliği komik olmak değildir zira bu fıkraların çoğu komik de değildir. Bu fıkraların ortak özelliği, çok ağır küfürler içermesidir. Ve bu küfürlü fıkralar çok uzun bir süredir Türkiye‘nin en büyük yazarlarından birinin adıyla anılır.
Ben bunun neden böyle olduğunu merak ederdim ama hiç bu konuyu araştırma ihtiyacı duymamıştım. Şans eseri, Seda Şener‘in “Kolay, Kısa, Keyifli Edebiyat” isimli kitabında “Namık Kemal fıkraları” fenomeninin aslını okudum.
Efendim, şu “adamın biri” fıkraları Osmanlı Devleti döneminde de varmış. Ne var ki, Osmanlıcada “adamın biri” anlamına gelen söz “nam-ı kemal” şeklindeymiş. Yani bizim “Namık Kemal fıkraları” diye bildiğimiz fıkra çeşidi, aslen “nam-ı kemal fıkraları”ymış.
Bu kadar.
Yorumlar kapalı.