Bu yılın başında çok büyük kararlar vermedim, bu yılın benim yılım olacağını düşünmedim, bu yıla özel bir anlam atfetmedim. Ama bu yıl canavar gibi geçiyor, ayıptır söylemesi.
Geçiyor geçmesine de, yapmam gerekenler konusunda hala sıkıntılıyım. Bu yazıda da şimdiye kadar yaptıklarımı, yapmam gerekenleri ve yapmakta olduğum şeyleri yazayım dedim.
Bu yıl boyunca neler yaptım?
Ayda 6 kitap okudum: Temmuz ayı sonu itibarıyla okuduğum kitap sayısı 42. Aylık ortalamam 6. Söylemesi ayıp mı? Bence değil. Asıl siz utanın pis cahiller.
Tuts+’ta başyazar oldum: 3 yıllık yazarlığımın sonucunda, bu yılın nisan ayında Tuts+’ta kıdemim arttı ve başyazar oldum. Küçümsemeyin, döverim: Ana dili İngilizce olan tonla yazarın arasında bana WordPress kategorisinin başyazarlığını verdiler! AKP’nin tek başına iktidar olamamasından sonra, benim için bu yıl en sevindirici haber bu oldu.
Kendi evime çıktım: Eylül 2006’dan beri, yani 8 yıldan uzun bir süre boyunca, canım babaannemle ev arkadaşlığı yaptık. O bana baktı, ben de ona baktım. Kadıncağıza çok çektirdim. Sonrasında babamla annem abuk bir karar alıp, 33 yıllık evliliklerini bitirmek üzere ayrılınca babam geldi, ana ocağına döndü, ev biraz daha küçüldü. Evde çalışmak olanaksızlaşınca (kimseyi suçlamıyorum, evden çalışmak çok ama çok zor bir meziyet) kendime ufak bir ofis tuttum ve yazılarımı orada yazmaya, sitelerimi orada yapmaya başladım. İyi gidiyordu ama bir yandan kendi evime çıksam performansımı ne kadar artırabileceğimi, hayatım üzerindeki kontrolü nasıl daha iyileştirebileceğimi düşünüyordum. Geçen yılın sonlarına doğru elime iyi bir miktar para geçince, kendi evime çıkmaya karar verdim ve şansa bakın, babaannemin bir sokak altında harika bir yer buldum!
Oruç tuttum, Kur’an okudum: 42 kitabın 2’si, Yaşar Nuri Öztürk’ün Kur’an-ı Kerim meali. Yıl içerisinde bir defa okumuştum, bir defa da ramazan ayı boyunca okudum. Bütün ramazan ayını da oruç tutarak geçirmeyi başardım, hamdolsun. (Karışmak gibi olmasın ama Arapça bilmiyorsanız, Kur’an’ı orijinal dilinde anlamadan okumanın hiçbir faydası yok. Ben söylemiyorum, Allah söylüyor, bizzat Kur’an’da yazıyor bu.)
Bu yılın geri kalanında neler yapmam gerekiyor?
Ehliyet almam gerekiyor: Yıl sonunda “stajyer ehliyet” dönemi başlıyor. Gerçi şimdi baktım, düşündüğüm kadar korkunç bir şey değilmiş: Alt tarafı 2 yıl sonra tekrar yenilenmesi gereken, 75 ceza puanı hakkı bulunan bir çeşit ehliyetmiş. Ama yine de durduran polislere ilk dönem alay konusu olması çok mümkün, o yüzden mümkünse yıl sonuna kadar bir sürücü kursuna gidip araba kullanmayı öğrenmem ve ehliyetimi almam gerekiyor.
Projemi hayata geçirmem gerekiyor: Bu yıl sonuna kadar değil, ay sonuna, hatta gün sonuna kadar halletmem gereken bir şey. Elimde bana iyi para kazandırması muhtemel, global ölçekte bir WordPress hizmeti projesi var (yakınlarım projeden haberdar). Bunu yapsam, ayda 5 müşteri bana araba aldırır, günde 1 müşteri bana ev aldırır. Ama eşekliğime doymayayım, çok az hazırlanıyorum bu projeye.
Beyn’i düzenlemem gerekiyor: Beyn’in 10. yaş günü yaklaşıyor. 2 yıldır kafamda Beyn’le ilgili bir proje var, eğer bu projeyi 21 Ocak 2016’ya kadar gerçekleştirebilirsem, o zaman gerekirse kredi falan çekip İstanbul’da bir lansman partisiyle yeni Beyn’i tanıtacağım. Bakalım, hayırlısı.
Kitap yazmam lazım: Kişisel gelişim sektörünü tiye aldığım, bu endüstriyi eleştirdiğim bir kitap yazıyorum. Daha doğrusu konu başlıkları belli, bölümler belli ama yazmıyorum. Her gün oturup yazmayı başarsam 1 ayda bitecek kitap. Bitse, yayınevlerini dolaşıp bastırmaya çalışacağım. Bunu da yapmam lazım.
Tiyatro oyunumu bitirmem lazım: Amatör senarist olduğumu bilen var mı? Ben bile unutuyorum bazen. Başladığım bir tiyatro oyunu var, onu bitirmeliyim. Bitirip, yazarlık hocama göstereceğim. O “tamam, bu olmuş” dese, onun öğrencisi ve benim tiyatro hocama yönetmenliği kabul ettireceğim. O da yönetmenliği kabul etse, yakın dostum Onur’la beraber bu oyunu oynayacağız. (Amatör tiyatro oyuncusu olduğumu bilen var mı? Ben bile unutuyorum bazen.) “Ölme eşeğim ölme” demeyin, her şey gayet mümkün.
Şu anda neler yapıyorum?
Oyun oynuyorum: Kendimi hiçbir zaman bir oyun bağımlısı olarak görmem, ama 16 yıldır usanmadan oynadığım (peki tamam, zaman zaman usanıp silmişliğim var) bir oyun var: Heroes of Might and Magic 3. Oynayanlar ne kadar zevkli, ne kadar karmaşık bir oyun olduğunu bilirler. Good Old Games isimli şer odağı, faiz lobisi sağ olsun, bu kadar eski bir oyunu tutup Windows’un son sürümlerinde çalışacak şekilde düzeltmiş ve satışa sunmuşlar; dolayısıyla son birkaç yıldır rahatça oynamaya devam ediyorum. Yeni evime geçtiğimden beri masaüstü bilgisayarımı da açmadığım için, dizüstüne yükledim bu oyunu. İyi halt ettim: Hani dizüstüm sadece işim içindi?
Yazı yazıyorum: Buraya yazıyorum. O kadar. Eylül ayı itibarıyla Tuts+ yazılarına da tekrar başlayacağım. Hatta bu ay itibarıyla bir yerde daha yazmaya başladım, yarın veya öbür gün onun yazılarına da başlayacağım.
Ekşi’de geziniyorum: Kurtulmam gereken şeylerin başında geliyor, Ekşi Sözlük bağımlılığı. Ama gezmesi çok zevkli, okumak çok eğlenceli. Ben ne yapayım?
Projeme hazırlanıyorum: Kendimi çok da kötülemeyeyim. Bazen, canım istediğinde, oyun oynamıyorsam, yukarıda bahsettiğim global ölçekli projeme hazırlanıyorum. O da biraz. Kafama sıçayım. Neyse.
Sonuç
Hangi sonuç?