Bugün Numan Kurtulmuş‘un, yeni partisini açıklayacağı toplantısına katılmak için iki sebebim vardı: Birincisi, blog yazarı olarak bu tarz ortamlarda boy gösterip yeni nesil basını zorla da olsa tanıtma ihtiyacım; ikincisi de Numan Kurtulmuş hala çözememiş olmamın getirdiği merak. Neyse ki bu toplantı sonucunda hem blog yazarlarının da basın mensubu olarak tanınmasını sağladım, hem de Numan Kurtulmuş hakkındaki düşüncelerim biraz netleşmeye başladı. Ben de aldığım kısa notları ve çektiğim fotoğrafları burada paylaşayım istedim.
- Rixos Grand Hotel Ankara‘nın bir salonunda yapılan toplantı aslında saat 10’da başlayacaktı ama artık Kurtulmuş mu gecikti, yoksa salondaki karışıklıklardan dolayı mı geciktik bilemiyorum ama Numan Kurtulmuş‘un salona girişi saat 11’e beş kala oldu.
- Bu uzun süre içerisinde ben tanıştığım bir partiliye internet basınından olduğumu, internet üzerinde bir sitem olduğunu (blog desem anlaşılmazdı diye tahmin ettim, kavram daha herkesçe bilinmiyor), basın kısmında yer alıp alamayacağımı danıştım. Sait adında bir beye yönlendirdi; Sait Bey de, sağ olsun, bana “basın mensubu” kimliği verip diğer basın mensuplarının yanında sırıtmamı önledi. Yine de diyebiliriz ki, gayrıresmi olarak da olsa bir blog yazarı, basın mensubu olarak tanınmış oldu. (Espri yapıyorum tabii ki; yine de güzel bir deneyim oldu.)
- Kurtulmuş salona girdikten sonra İstiklâl Marşı okundu ve toplantı başladı.
- İlk önce partinin “Kurucular Kurulu” listesi okundu. Numan Kurtulmuş‘la beraber 127 kişilik listeyi şuradan okuyabilirsiniz.
- Ardından ufak bir sinevizyon gösterisi yapıldı. “Sinevizyon” kelimesine biraz gıcığım var, cümleyi tekrar kurayım: Ardından kısa bir video gösterildi.
- Sonrasında ise Numan Kurtulmuş, yarım saatlik bir konuşma yaptı. Konuşmasında epey bir noktaya değindi ama benim not alacak kadar etkilendiklerim şunlar:
- İlk gördüğüm nokta, “uygarlık krizi” vurgusuydu. “3 asırdır egemen olan zihniyet”ten kastı herhalde Sanayi Devrimi‘yle yükselen kapitalist ve emperyalist zihniyetti.
- “Biz sağ da değiliz, sol da değiliz, liberal de değiliz, muhafazakâr da değiliz…” derken “merkez partisi” olarak başlayacaklarını anlatıyordu. Sağ ve sol safsatasını artık her parti reddediyor reddetmesine ama liberalizmle muhafazakârlığı da reddetmesi benim için yeni bir söylemdi.
- “Maruf değerler” olarak sıraladığı adalet, hakça paylaşım gibi klasik ifadelerin ardından bürokratik oligarşinin karşısındaki milletin egemenliği, hatta özellikle vurgulayarak “kayıtsız şartsız milletin egemenliği” ifadesi salondaki “taban”ı şaşırttı mı bilmiyorum. Sonuçta Numan Kurtulmuş ne derse desin, tabanın (ve hatta kurucuların) tam olarak “merkez”de durmadığı açık.
- Milli Görüş‘e yapılan atıflar da ilginçti: Bir cümlesinde “Figüran gibi sıramızı beklemeyeceğiz, atılım yapıp konuşacağız.” derken bir sonraki cümlesinde “Ve biz bir hizibin, bir teşkilatın, belli bir grubun partisi olmayacağız.” dediğinde kendimi tutamadım, gülümsedim.
- Ne olursa olsun kavgalara karışmayacaklarını, “ötekileştirme” yapmayacaklarını da konuşmasının bir kısmında özellikle vurguladı.
- Bu arada, bazı bölümlerinde Kurtulmuş‘un konuşması bol bol alkışlarla kesildi. En popülist söylemler o aralar yapıldığı için alkışlarla kesilen o sözleri özellikle yazmıyorum. Her partiden duyabileceğimiz şeylerdi onlar.
- Konuşmasının sonlarına doğru “muktedir siyaset” yapmaktan söz etti ve bunun iktidar olmaktan farkını “Bazen öyle muhalefet partileri vardır ki, iktidarı yönlendirirler.” diye açıklayarak -sanıyorum- gelecek seçimlerde iktidara geçme gibi bir heveslerinin olmadığını da ağzından kaçırmış oldu.
- Numan Kurtulmuş, konuşmasının sonunda yeni partisinin adı olarak “Halkın Sesi Partisi“ni (kısaltma olarak da “HAS Parti“yi) seçtiklerini söyledi ve konuşmasını bitirdikten sonra bir video daha gösterildi. Yeni partinin isminin ve ambleminin gösterildiği bu videodan sonra Numan Kurtulmuş kısacık bir konuşma daha yaparak partinin ismini ve amblemini neden seçtiklerini açıkladı ve son selamıyla toplantıyı bitirdi.
Açık konuşayım: Etkilendim. Salondaki aşırı muhafazakâr, hatta “tutucu” havaya rağmen etkilendim. Nedeni de şu: Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi gibi bir partiyi bile neredeyse merkeze çekmeyi başarmış bir insan. Eğer salonda gördüğüm “taban”ı da merkeze almaya ikna ederse, çok güzel bir siyaset alanı yaratabilir. Görüşlerini benimseyebilirim veya benimseyemem, onu ileride göreceğiz ama şu an için Numan Kurtulmuş benim görüşlerimi temsil edebilecekse de memnun olurum, görüşlerime karşı olsa da memnun olurum. Yoldaş da böyle olmalı, rakip de böyle olmalı.
Yıl sonuna kadar genel kurulu yapılması ve resmen açılması beklenen Halkın Sesi Partisi‘ne şimdiden hayırlı olsun diyorum.
Çektiğim fotoğraflar
[galeri]
Yorumlar kapalı.