Öncelikle, herhangi bir soruda verilen şıklar küçükten büyüğe doğru sıralanıyor. Şıklardaki yeri, bu yeni sıralamaya rağmen aynı kalan bir cevap seçeneği varsa, doğru cevap o olarak işaretleniyor. Birden fazla şıkkın yeri değişmiyorsa, doğru cevap (E) şıkkı oluyor. Hiçbir şık aynı kalmıyorsa ise doğru cevap (A) şıkkı oluyor. (Kaynak)
ÖSYM başkanı Prof. Dr. Ali Demir, kamuoyuna açıklanan ilk soru kitapçığındaki Matematik bölümü sorularının neredeyse TAMAMININ bu basit yöntemle çözülmesine açıklama getirmek yerine “Sınav kitapçıkları çok güvenli yöntemlerle hazırlandı, kapalı devre, sosyal barış…” falan dedi. Tabii bu açıklamayla herkes tatmin oldu, değil mi? Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül “Tatmin oldum.” demiş bile. Ben olmadım.
Yahu Allah aşkına, koskoca ÖSYM başkanı, koskoca cumhurbaşkanı falan bu durumu göremiyor mu? Olayın gerçekten bir tesadüften ibaret olduklarına inandılar mı?
Gerçi ÖSYM başkanı internetten kamuoyuna sunulan kitapçığın hiçbir sınavda kullanılmadığını söylemiş ama benim aklıma niyeyse şöyle bir şey geliyor:
- Madem her öğrenci için farklı soru kitapçıkları basılmış, o halde bazı “altın” kalpli öğrenciler, bu kitapçıktaki şık sıralamalarıyla aynı sıralamaya sahip kitapçıklara “denk gelmiş” olabilirler.
- Sonuçta soru sıralamalarının farklılığı şifreyi bozmuyor; şifreyi bozan, soru şıklarının sıralamalarının farklılaşması. O doğru şık sıralaması da olsa olsa 5-10 bin kişiye “denk gelir” herhalde.
- Ve bu sayede o 5-10 bin “altın” kalpli şanslı öğrenci, eğer “bir şekilde” şifreyi elde etmişlerse, 10 dakikada matematik sorularının tamamına yakınını çözebildiler…
- …ama tamamını çözmediler çünkü tamamını çözerlerse ikinci bir KPSS skandalı daha ortaya çıkabilirdi.
Soruşturma falan da başlatılmış. Aman, sağ olun! KPSS için de soruşturma başlatıldı, hatta sınav iptal edildi ama ne sorumlular bulundu, ne hakkında hüküm verilen oldu. Bu soruşturma da herhalde 1-2 yıl sürer; sonunda birilerinin sehven kopya çektiğine, birilerinin de sehven kopya verdiğine hükmolunur ve dosya kapanır…
…ve yine “iyiler” kazanır, “altın” kalpli şanslı öğrenciler de Türkiye‘nin en iyi üniversitelerine girmiş olur.
Yorumlar kapalı.