Zannedersem tek eksiğimiz, içtiklerimiz üzerinden bölünmekti. İki yıl önce, şimdiki Saraylı başbakanken bir “milli içkimiz ayran” mevzuu türemişti ama çok tutmamıştı, neyse ki.
Bahçeli dün konuşmuş, ağır konuşmuş:
Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Kız ya da oğlan tarafı Kürt kökenli yuvalarda 5, 6 veya 7 çocuğun bulunduğu bir Türkiye’de ‘Kürt sorunu vardır’ diyerek, bir ayrımcılığa giderek bu yuvaları mı yıkacaksınız? 7 çocuğun hangisini Kürt, hangisini Türk diye ayıracaksınız?
Öbür taraftan İzmir’de Marmaris’te yazlıklarında yatıp, AKP’nin olmasın diye oyunu MHP’ye vermeyen; ama HDP’yi Meclis’e taşıyan zavallılar, Türkiye’nin kaymağını yiyenler, Boğaz’da, yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP’ye veren şerefsizler. Şimdi, HDP ile koalisyonu kurun.
Tabii asıl dikkat edilmesi gereken kısım, bir partiye oy veren kesimin bütününe “şerefsizler” demek. (Nitekim o kesim de lafı kendisine iade etmiş.) İşin acayibi, Devlet Bahçeli’nin söylediği bu söz aslında bir akım (“şerefsiz” kelimesi hariç). Ahmet Hakan’ın yazdıklarına bakalım:
“Boğaz’da viski çekip ahkâm kesenler” edebiyatını gelmiş geçmiş bütün sağ iktidarlar, “sorunların üstünü örtme” aracı olarak kullanmışlardır.
Yaklaşım şudur:
– Sorunları dile mi getiriyorsun…
– Sorgulamaya mı kalkıyorsun…
– Muhalefet mi yapıyorsun…
– Soru mu soruyorsun…
– İtirazda mı bulunuyorsun…
– Rahatsızlık mı çıkarıyorsun…
O zaman sen “Boğaz’da viskisini çekip ahkâm kesenler” cemaatinin üyesisin…
Milletten değilsin.
Milletin yabancısısın.
Söylenmek istenen budur.
“Sağ-sol” diye bölücülük yapmayı sevmem ama “sağ kesim”in retoriğinin ne kadar zayıf olduğunun bir başka göstergesi bu.
Neyse, işi geyiğe vuralım: Viski HDP’ninse, diğer partilerin içkileri ne olmalı?
AKP kolay, AKP’nin ayranı var. Saraylı başbuğları başka bir içecek duysa hemen karşı çıkar zaten.
CHP de “Atatürk’ün partisi” diye prim yapıyorsa (sanki diğer partiler Atatürk’ün partisi değilmiş gibi, sanki çok partili sistemi Atatürk’ün başlattığı bir proje değilmiş gibi) o zaman CHP’ye de içkilerin şahı rakı düşer. Güzel denk geldi zira hem rakı severim, hem CHP’liyim.
MHP’ye de Türkçülük kontenjanından kımız düşüyor ki acayip merak ederim. Tabii MHP’den AKP’ye oy kaymasın diye alkolsüz bir seçenek sunacak olursak, ayranla olan akrabalığını da hesaba katarak kefir diyebiliriz. (Günde iki bardak içerim, acayip faydalı bir içecek.)
En elit içkiyi HDP kaptı ama ben sorun etmiyorum çünkü viskiden tiksinirim. En naifini, en rahat içilenini AKP almış oldu. (Halbuki elitist AKP zihniyetine daha elit bir içecek gerekirdi.) En güçlüsü, en karizmatiği CHP’nin oldu. En Türk’ü ve (ilginçtir) en faydalısı da MHP’ye kaldı.
Çok da iyi oldu, çok da güzel oldu tağam mı?
Not: MHP, barajı geçen partiler arasında her zaman ikinci tercihimdir, ikinci partimdir. Ama yıllarca “dağdan inin, düz ovada siyaset yapın” dediğimiz PKK destekçileri sonunda parti olarak Meclis’e girince bu sefer de onlara hakaret etmek bana pek delikanlıca gelmedi, Devlet abi kusura bakmasın.