Kimisi “Zehirlenme hakkımız engellenemez!” diye geyik yapıyor, kimisi bunu ciddi ciddi savunmaya kalkıyor ve “Ben niye istediğim yerde sigara içemiyorum kardeşim?” diye efeleniyor. Bir sigara düşmanı olarak tüm sigara içenlerin nefretlerini çekmeye hazır bir yanıtım var.
Hangi konuda olursa olsun, özgürlük olarak addedilen eylemler, başkalarının özgürlüklerini kısıtladığı anda “özgürlük” tanımından çıkıverirler. Kimse “İstediğim herkesi öldürme özgürlüğüm var!” diyerek öldüreceği kişinin yaşama özgürlüğünü elinden alamaz. Benzer şekilde, kimse terörist eylemleri desteklediğini beyan ettikten sonra “Benim düşünce özgürlüğüm var, sana ne?” diyemez. Yine benzer şekilde, suçu kanıtlanmamış hiçbir sanık “Sen başkalarının özgürlüklerini engelliyorsun, gir içeri!” denip hapse tıkılamaz; önce suçunun kanıtlanması ve sanığın o bahsi geçen eylemleri gerçekleştirmiş olması gerekir.
Bunlara uç örnekler gözüyle yaklaşabiliriz, absürt bulabiliriz. Bunun sebebi kimsenin “Benim herkesi öldürme özgürlüğüm var!” diyecek kadar delirmemiş olmasıdır. En azından görünürde bu böyledir. Halbuki “Benim kapalı ortamlarda sigara içme özgürlüğüm var!” diyen birinin de aslında aynı şeyi söylediğini, baktığımız açıyı değiştirerek görebiliriz. Sigara içebilmeyi özgürlük sananlar: Cesaretiniz varsa yazının devamını okuyun; okudukça hadiseyi sigara içmeyenlerin açısından görerek insanlara ne kadar zarar verdiğinizi kavrayacaksınız.
Pasif içicilik
En aptalların bile görebileceği bir gerçek vardır: Sigara içen sigara dumanını çoğunlukla bir filtre vasıtasıyla içine çekiyorken, sigara içmediği halde sigara dumanına maruz kalan birey (pasif içici) hem sigara içen bireyin üflediği dumanı, hem de sigaranın kendi kendine yanarken çıkardığı dumanı içine çekmek zorunda kalırlar. Genellikle tersi düşünülse de pasif içicinin daha çok sigaranın yanarken çıkan dumanına maruz kaldığı, deneylerle kanıtlanmıştır. (Kendinizi daha şimdiden aptal gibi hissediyorsanız sonraki paragrafları hiç okumayın derim; vicdan azabıyla yanıp tutuşursunuz ve içtiğinizi sigara size zehir olur. Pardon yav, zaten zehir o.)
Peki sigara içmeyenlerin bir kısmının sigara yüzünden öldüklerini biliyor muydunuz? Her yıl 5 milyon insan bu şekilde can veriyor. Bir önceki paragrafta anlattığım basit mantığı kavradıysanız, anlarsınız. Hacettepe Üniversitesi İç Hastalıkları ve Medikal Onkoloji, Kanser Epidemiyolojisi Bilim Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çelik, çevreden herhangi bir tütün ürününe maruz kalmanın akciğer kanseri riskini %40’a kadar artırdığını söylüyor. Bu kadarla kalsa iyi: Düzenli olarak sigara dumanına maruz kalan kadınların meme kanseri olma ihtimali, dumanın miktarı ne kadar olursa olsun, YÜZDE 60’LARA VARIYOR. Sırf kanser çeşitleri değil tabii; kalp hastalıklarına da sebep oluyor o sizin içine çekmeye uğraştığınız zehir. Tadı inanılmaz güzel olmalı ki, devam ediyorsunuz. Aferin size.
Peki çocuklar? Dünyada 1,5 milyar civarında çocuk var ve bu çocukların yarısı pasif içici. Türkiye’deki çocukların durumu daha da vahim: Türk çocuklarının %80’i sigara dumanına öyle ya da böyle maruz kalıyor. Çocuk akciğeri gelişimini tamamlamamıştır ve sizler çocukların (veya yeterince salaksanız, çocuklarınızın) yanında sigara içerken, yetişkinlerden daha hızlı nefes alıp veren çocukların gelişen akciğerlerine o zehri zerk etmiş oluyorsunuz. Nikotine ve diğer 4000 küsur farklı yabancı maddeyi vücuduna alıştıran çocuğa ne mi oluyor? İleride o çocuğun sigaraya başlaması çok daha rahat oluyor. Muhtemelen ergenliğe yeni girmiş o çocuğun o ilk sigarası, sanki uzun süredir sigara içmemişçesine zevk veriyor. Sigaraya küçükten alıştırıldığı için de haliyle sigarayı bırakması zorlaşıyor.
Konumuza dönelim…
Yasak diyorduk. Çok şey yazmayacağım ama cümlelerim biraz sert olacak. Alınan olursa da olsun, pek umurumda değil:
Hakikaten yasak mı sizce bu? “Sigara içenler artık ya evlerinde, ya arabalarında, ya da açık havada içmeli.” deniyor. “Sigara içmeyin.” mi deniyor? Kaldı ki, dense ne yazar? Sen ki potansiyel bir katilsin, insanların yaşamlarına kast ediyorsun… “Kafede/kahvede/restoranda/barda/ofisimde sigara içmek benim özgürlüğümdür.” cümlesinin saçmalığını o dumanlı kafan hala almıyor mu? O Kafede/kahvede/restoranda/barda/ofiste sigara içmeyenin günahı ne ki senin yüzünden ölsün?
Bu yasa, sigara içmeyenlerin yaşam haklarını koruyan bir yasadır, yasak değildir. Yasak olarak algılanacak olsa bile, yasa sigara içenleri değil, sigarayı uzak tutmayı amaçlıyor. Yasanın anlamı “Sen sigara içen biriysen kapalı ortamlarda bulunamazsın.” değil, “Sigara içeceksen dışarı çık.” şeklinde.
Eğer sen hala “Kapalı ortamda sigara içmek benim özgürlüğümdür!” diyorsan, gel benim yanımda iç ki boğazına yapışayım. Boğazına yapışayım ki “Nefes almak benim özgürlüğümdür!” diye ciyakla. O şekilde ciyakladığında belki ironiyi anlarsın.
Yorumlar kapalı.