Unutmayın, bu yazıyı her parti için yazıyorum; sonuçta Türkiye‘nin dört bir yanında oylar çalınıp duruyor, organize suç şebekesi gibi çalışan birçok kravatlı, belediye başkanlığı koltuğuna oturmak (veya o koltuktan kalkmamak) için türlü işler dönüyor. Adana‘da AKP‘nin ve MHP‘nin oyları kayboluyor; İstanbul‘daki sandıklarda yeniden sayım yapıldığında CHP‘nin oylarının aslında daha fazla olduğu ortaya çıkıyor; Ankara‘da elektrikler kesilince çuvallar kayboluyor, hem MHP‘nin hem CHP‘nin oyları yakılıyor… Bu önerimin kimin hangi takımı – pardon partiyi tuttuğuyla ilgisi yok yani. Zaten beni biraz olsun tanıyanlar herhangi bir partinin destekçisi olmadığımı bilirler.
Yine de gelecek yorumlara bakarsanız göreceksiniz ki tartışmalar yine AKP–CHP zıtlaşması ekseninde gidecek, benim gene CHP‘yi desteklediğim sanılacak, nefret ettiğim Baykal‘ın müridi yerine konacağım falan… Ama en önemlisi bu yazımda birçok kişi beni kafalarında “darbeci” diye damgalayacak. Çok heyecanlıyım!
Neyse, konuya gireyim:
Bu ülkenin en güvenilir kurumu nedir? Yanıtını sanırım hepimiz biliyoruz sanıyorum. Ordu.
Peki ordunun bu güvenilirliği, seçimlerde niye kullanılmıyor? Düşünün: Her sandığın başında bir asker duracak, sandık başkanı o olacak. Bu biraz sert oldu sanırım, şunu deneyelim: Seçimlerin yapıldığı her okulda toplam üç asker ve bir askeri araç, okuldaki sandıklardan çıkan oyları ve her sandığın birer tutanağını ilçenin İlçe Seçim Kurulu’na, sonra da oradan alınan belgelerle birlikte İl Seçim Kurulu’na giderler. Oradan da Yüksek Seçim Kurulu‘na. Tutanaklar, oylar falan nasıl bir prosedürle YSK‘ya ulaşıyor bilmiyorum, ama fikrimin temeli askerin oyların başından ayrılmaması.
2009 yerel seçimlerinde 177 bin 50 tane sandıkta oy kullandık ve yanlış tahmin etmiyorsam bir okulda ortalama 30 tane sandık vardı. Yanlış tahmin ettiğimi varsayalım, 15 diyelim; yuvarlak hesapla 36 bin asker, 12 bin askeri araç yeterli olacaktır. Bünyesinde 1 milyonu aşkın asker bulunduran Türk Silahlı Kuvvetleri açısından bu kadar askeri görevlendirmek zor olmayacaktır.
Benim fikrim budur; olgun insanlar fikirlere saygı çerçevesinde yaklaşıp görüş bildirirler. Gerçi bunu söylememin bir faydası olmayacak, hakaret etmek isteyen yine hakaretini edecek. Diğer arkadaşları da saygı çerçevesinde fikrimi tartışmaya ve yeni fikirler üretmeye davet ediyorum.
Yorumlar kapalı.