Sorguluyorum, öyleyse varım

Instagram’da daha fazla zaman geçirmeye başladım. Keşfet kısmı dipsiz bir kuyu gibi, ama algoritmayı doğru şekilde eğitirseniz size çok faydalı içerikler gösteren değerli bir kaynağa dönüşebiliyor. Ben de kedi videoları, Galatasaray’la ilgili içerikler ve stand-up gösterilerinden kesitlerin yanında artık faydalı içerikler de tüketebiliyorum.

Orada, yazar Anne Carson’ın “Hayat Adil Değildir” başlıklı söyleşisinden bir kesite denk geldim. Sizinle de paylaşmak için kesiti Türkçe altyazılı olarak YouTube üzerinden buldum:

Anne Carson’ın söylediğine göre, Filozof Descartes’ın “Cogito, ergo sum” sözünün tam hâli “Dubito, ergo cogito, ergo sum” şeklindeymiş. Yani “Düşünüyorum, öyleyse varım.” değil, “Şüphe ediyorum, öyleyse düşünüyorum, öyleyse varım.” demiş Descartes.

Söyleşiyi yapan kadın gibi benim de kafamda patlamalar meydana geldi. Düşünsenize, Descartes’ın varlığımızın ispatı için koyduğu şart, herhangi bir şey düşünmek veya (genellikle yorumlandığı şekliyle) önemli bir şeylere kafa yormak değilmiş: “Şüphelenmeden düşünemem.” diyormuş Descartes.

Bu meşhur özlü sözün “doğrusunu” öğrendikten sonra, heyecanım geçince, biraz şüphelendim. Sözü paylaşan kişi tanınmış bir yazar da olsa, o da yanlış bir kaynağa inanmış olabilirdi. Herkesin başına gelebilir ama yaşlıların daha fazla başına geliyor. Ön yargı mı? Evet. Komik mi? Yine evet, çünkü Anne Carston’ın alıntıladığı söz Descartes’a ait değilmiş. Daha doğrusu birazcık ona aitmiş. Açıklayayım.

Descartes meşhur özlü sözünü ilk olarak 1637 yılında Fransızca dilinde yazmış ve “şüphe” vurgusu olmadan, meşhur olduğu şekliyle yazmış:

Fransızca: “(…) Je pense, donc je suis, (…)”

Türkçe: “(…) Düşünüyorum, öyleyse varım, (…)”

Kaynak: Discours de la Méthode (Yöntem Üzerine Konuşmalar)

Birkaç yıl sonra, 1647 yılında, bu sefer Latince dilinde yazdığı bir eserinde meşhur sözün genişletilmiş hâli ortaya çıkmış:

Latince: “Dubito, ergo sum, vel, quod idem est, cogito, ergo sum”

Türkçe: “Şüphe ediyorum, öyleyse varım; veya aynı şekilde, düşünüyorum, öyleyse varım.”

Kaynak: La Recherche de la Vérité par La Lumiere Naturale (Tabiat Işığı ile Hakikatı Arama)

Meşhur özlü sözün Wikipedia sayfasında, sözün Anne Carson’ın alıntıladığı şeklini Descartes’ın değil, Descartes’a övgü olarak yazdığı makalesinde Antoine-Léonard Thomas’ın yazdığını görüyoruz:

İngilizce: “The proposition is sometimes given as dubito, ergo cogito, ergo sum. This form was penned by the French literary critic, Antoine Léonard Thomas (…) as ‘Puisque je doute, je pense; puisque je pense, j’existe’ (…)”

Türkçe: “Bu sav, bazen ‘dubito, ergo cogito, ergo sum’ şeklinde ifade edilir. Bu şekli, Fransız edebiyat eleştirmeni Antoine Léonard Thomas tarafından (…) ‘Puisque je doute, je pense; puisque je pense, j’existe‘ olarak yazılmıştır (…)”

Kaynak: Wikipedia (English)

Anne Carson’ın “dubito, ergo cogito, ergo sum” alıntısını ortamlarda satarken edindiği bilgiden şüphelenmemesini ironik bulsak çok mu zorlama olur? Olabilir; Anne Carson da kendini “ne var kardeşim, adam ‘dubito, ergo sum, vel, quod idem est, cogito, ergo sum’ demiş mi, demiş” diye savunabilir.

Amaan, bize ne Anne Carston’dan? Sadede gelelim.

Sonuç olarak, öğrendiğini sorgulamadan varlığını ispatlayamazsın. Sana öğretilenlerden şüphe edip, öğrendiklerinin doğru veya yanlış olduğunu teyit etmezsen, öğrendiğini sana öğretenin varlığını yansıtırken kendi varlığını hissedemezsin.

Sorgulamazsan, yoksun.

Barış Ünver
09 Ağustos 2025

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için aşağıdaki formu doldurarak Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.