Bizden daha zeki olma potansiyeline sahip ilk varlığı tanıma sürecindeyiz. Ateş, tekerlek, dil, para, tarım, din, elektrik, modern tıp, internet gibi büyük keşif ve icatlarda olduğu gibi, yapay zekânın da nereye gideceğini yaşayarak öğreniyoruz. Popüler tabirle “cin şişeden çıktı”.
Yapay zekâyı iyiye kullanan da var, kötüye kullanan da. Akıllıca kullanımları da mevcut, aptalca kullanımları da. Ben bu yazıda kendi tecrübemi ve kendi kullanım alanlarımı anlatacağım.
(Anlaşılırlık açısından, yazı boyunca “large language model (LLM), machine learning (ML), generative AI” gibi tabirleri kullanmam gereken her yerde “yapay zekâ” tabirini kullanacağım. Bu alanda çalışmalar yapan teknik arkadaşlardan özür dilerim.)
Soru-cevap robotu, fikir danışmanı
Yüz milyonlarca (belki milyarı aşkın) insan yapay zekâyı şu an “chatbot” olarak kullanıyor, ötesine geçmiyor. Neden? Çünkü kullanımı inanılmaz kolay, insani bir yanı olduğu için iyi hissettiriyor ve hepsinden önemlisi, sorulan sorulara artık çoğu zaman doğru ve iyi yanıtlar veriyor.
Ben de yapay zekâyı %20 oranında “chatbot” formunda kullanıyorum diyebilirim. Günlük kullanımda, tek seferlik soru-cevap işlerinde çok iyi bir araç. Bu şekilde kullanacağım zaman, çoğunlukla birden fazla sekmede ChatGPT ve Gemini’ı açıp aynı soruyu ikisine birden soruyorum, aldığım cevapları karşılaştırıyorum.

Ayrıca aklıma gelen fikirleri de yapay zekâya bu şekilde danıştığım oluyor: Fikrimi anlatıyorum, eleştirmesi ve geliştirmesi için ondan destek istiyorum. Eleştiri tarafını belirtmediğinde tüm modeller aynı yalanı söylüyor (“Kesinlikle haklısın!” veya “Harika bir fikir!”) dolayısıyla işine yaramıyor.
Bu iki konuda “komut mühendisliği (prompt engineering)” denen kavramın önemini anlıyoruz: Yapay zekâya tam olarak ne istediğini, neden istediğini ve nasıl istediğini belirtmediğinde boşlukları kendisi doldurmaya çalışıyor ve her seferinde de huyuna gitmeye çalışıp yalakanın tekine dönüşüyor. Doğru komut vermeyi öğrenmeden, yapay zekânın zekâsına güvenip iş yapmayın derim.
Görsel düzenleyici ve üretici
Yapay zekâyla geçirdiğim zamanın belki üçte birini görsel düzenlemeye ayırıyorum. Blog yazısı için ürettiğim görseller (bu yazının görseli dâhil) başta olmak üzere, farklı araçlarla (Gemini favorim, sonra Grok geliyor) pek çok deneysel görsel üretip duruyorum.
Her şeyden önce aşırı eğlenceli bir şey. Nano Banana Pro’nun gelişiyle iş biraz da korkutucu bir noktaya ulaştı; gerçekten kesinlikle ayırt edilemeyecek fotoğraflar üretiliyor. Böyle olunca, hayal gücümü kaşıyan her türlü fikri “fotoğraflayabiliyor” veya çizimini, resmini vb. yaptırabiliyorum.
“Yaratıcılık” konusuna yapay zekâyı en çok yaklaştırdığım alan burası ama iki nüansla: Birincisi, fikir her zaman benden çıkıyor, muğlak ifadeler kullanıp yapay zekânın yaratıcı bir şeyler ortaya çıkarmasını beklemiyorum (zaten onu günümüz yapay zekâ modelleri yapamaz, onun için yapay genel zekâ gerekiyor). İkincisi, çıktı görselleri kendim yapmışım gibi sahiplenmiyorum—bunu yapmakla, çalışanına bir rapor hazırlatıp “ben hazırladım” diye böbürlenen bir yöneticinin yaptığının farkı yok bana göre. Yine de önceki yazılarımın içinde yapay zekâya ürettirdiğim görsellerde yapay zekâya atıfta bulunmadığımı kabul ediyorum; o yazıları güncelleyerek bu hatamı düzelteceğim.
Kodlama ve sunucu yönetimi asistanı
Daha fazla kullanabilmek için iş akışlarımı bile değiştirmek istediğim, yapay zekâyı en faydalı bulduğum alan kodlama olabilir. Ben yine bu konuda Gemini CLI’dan faydalanıyorum ama kodlama konusunda alanının en iyi modelleri Claude çıkartıyor, en iyi araç da Claude Code. Birkaç denemem oldu ve Claude Code’a geçiş yapacağım.
Yapay zekâ, sen ne dersen onun kodunu yazıyor ama söylediklerin ne kadar net ve doğruysa, yazdığı kod da o kadar iyi çalışıyor. Ayrıca (bunu “vibe-coder”lar iyi bilir) ChatGPT’ye veya Gemini’a girip yazdırdığın kod yapısı gereği zayıf kalıyor. Yazdıracağın kodu nerede kullanacağına göre (web sitesi, uygulama, robotik vb.) doğru aracı seçmen gerekiyor (Cursor, VS Code, Lovable, Antigravity vb.); yazdıracağın kodun hangi platformda, hangi framework’lerle çalıştığı gibi detaylara da hâkim olmak zorundasın. Bu açıdan bakınca, kodlamada yapay zekâdan destek alan birine “proje yöneticisi” veya “yazılım mimarı” denebilir. Yani yazılım bilmeyen birisinin harala gürele yazdırdığı herhangi bir şeyin iyi çıkma ihtimali maalesef yok.
Kodlamaya benzer bir şekilde, sunucu yönetimi konusunda da yapay zekâdan destek alıyorum. Henüz bir sunucu yöneticisi kadar iyi iş çıkaramadığını ben de biliyorum ancak benden iyi bir bilgi dağarcığına sahip olması ve ona yine doğru komutları verdiğimde bana doğru dönüşler yapması benim için (şimdilik) yeterli. İleride sunucular için yüksek güvenlikli MCP’ler geliştirildiğinde sunucu yöneticileri de ufak ufak dertlenmeye başlayabilir—en azından iş akışlarını yapay zekâyla uyumlu olacak şekilde güncellemeleri gerekebilir.
Editör ve redaktör
Beyn özelinde en çok kullandığım yapay zekâ rolü de bu olmalı. Görsel üretiminde kullandığımı zaten bahsettim ama yazdığım her yazıyı yayınlamadan evvel Gemini veya ChatGPT’ye yazıyı şöyle bir kontrol ettiriyorum. Kullandığım komut da epey basit:
Ekteki yazıyı anlatım bozuklukları, dil bilgisi hataları ve yazım yanlışlarına göre değerlendir.
Bu kadar. Yazıyı PDF veya Markdown formatında kaydedip dosya eki olarak gönderdiğimde bana yaptığım hataları ve anlatım bozukluklarına sebep olabilecek zayıf/kötü cümleleri gösteriyor.

Gereksiz yere uzattığım cümleleri veya anlaşılamayacak kadar karışık kelime oyunlarını da (o da anlamadığı için) söylüyor. Bazen yaptığım esprileri veya özellikle belli bir yapıda kalmasını istediğim sözlerimi de belirtiyor ama onları dikkate almıyorum. Yaptığı değerlendirmelerin önemli bir kısmını görmezden gelsem de, her yazıda düzeltmem gereken birkaç şey buluyor. Mesela bu yazıda bulduğu iki adet sıkıntılı yeri düzelttim, öyle yayınlıyorum.
Araştırmacı
Yapay zekânın bu özelliğini az kullandım ama öz kullandım: Araştırmam gereken bir konu varsa, bu konuda açık ara farkla en iyi araç olan NotebookLM’i veya Gemini’ın Deep Research (Derin Araştırma) özelliğini kullanıyorum. Fazla söze gerek yok, görüyorsunuz:

Ekran görüntüsünde oluşturduğu araştırmanın çıktısı tam 16 sayfa, ayrıca 95 kaynağa atıfta bulunarak hazırladı.
ChatGPT ve Grok da “derin araştırma” konusunda iyi işler çıkartabiliyorlar ama en tutarlı ve en düzgün araştırmaları Google’ın iki aracından aldığımı söyleyebilirim.
Çevirmen
Son olarak, yine sık kullandığım bir alandan bahsedeyim: Hem ChatGPT’ye, hem de (yılların Google Translate tecrübesine sahip) Gemini’a çok iyi çeviriler yaptırabiliyorum. Metin ne kadar kısaysa çeviri de o kadar iyi oluyor ama metin iyi yazıldıysa çeviri yine kabul edilebilir standardın üzerinde çıkıyor.

İngilizcem “native” seviyeye yakın ama bir şeyi ana dilimde (öz hakiki gerçek native language) okumak doğal olarak daha kolay geliyor; bu sebeple yorgun hissettiğim zamanlarda okumam gereken bir şeyi çevirtebiliyorum. İngilizce dışındaki yabancı dillerde zaten her zaman çeviri yaptırmam gerekiyor. Bir de nadiren Türkçeden başka bir dile çevirmem gereken bir şey olduğunda yapay zekâyı kullanıyorum.
Sonuç
Özetle, aşağıdaki dört aracı çeşitli amaç ve alanlarda kullanıyorum:
- Gemini: Chatbot, araştırma, fikir geliştirme, kod yazma, görsel üretme, metin editörlüğü, çeviri
- ChatGPT: Chatbot, metin editörlüğü, çeviri
- Grok: Chatbot, görsel üretme
- Claude: Kod yazma
Yazının ilk taslağında, yapay zekâya ürettirdiği “sanat/zanaat eserlerini” kendi yapmış gibi paylaşanları azarlamayı falan düşünmüştüm, sonra vazgeçtim. Yazının başında değindiğim gibi, her keşif ve icatta olduğu gibi bunu da kötü niyetle veya aptal gibi kullananlar olacak, benim bunları eleştirmem de bir şeyi değiştirmeyecek. Yine de (kimseyi azarlamadan) o konudaki görüşlerimi belirttiğim şu yazıyı da okumanızı öneririm: “Yapay zekâ çağında hangi meslekler öne çıkacak?“
Ben yapay zekâyı, bazı konularda benden daha becerikli bir asistan, çalışan, yardımcı gibi rollerde kullanmayı tercih ediyorum. Siz hangi rollerde kullanıyorsunuz? Mesela öğretmen, öğrenme yardımcısı (tutor) gibi rollerde kullananlar var mı? Açıkçası yapay zekâyı ne şekilde kullandığınızı çok merak ettiğim için kendim bu kadar detaya girdim; eğer siz de yorumlarınızla bana ve bu yazıya katkıda bulunursanız çok mutlu olurum. Sevgiler.






