Aslansın Melih! başlıklı yazımda bizi kobay gibi kullandığı için Melih Gökçek‘i eleştirmiştim, ama bizi kullanması dışında bir sorunu yok gibiydi. Sonuçta adam bize temiz su veriyordu… sanıyorduk en azından. Hakan Yamanoğlu‘nun bildirisi, acı haberi verdi.
Kızılırmak suyu ishal yapmıyormuş. Oleeey!
Kızılırmak suyu kanser yapıyormuş. Haydaaa!
Melih Gökçek geçen hafta 15 (aslında 21 – BÜ) gün boyunca “gizlice” Ankaralılar’a Kızılırmak suyu içirdiğini itiraf etti. Ardından “bakın, ishal vakaları artmadı” diyerek yaptığının ne kadar iyi olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Ama Tıp Kurumu’ndan gelen raporlar Gökçek’i yalanlıyor. Kızılırmak suyunda arsenik çıktı!
Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre, Tıp Kurumu bir araştırma yaptı. “Kızılırmak Suyu Raporu” ile Ankara’ya verilen Kızılırmak suyundaki arsenik miktarının, kanser riski taşıdığı, Tıp Kurumu’nun raporuyla da ortaya çıktı.
Araştırmanın sonucuna göre Kızılırmak suyu ishal yapmıyor ama kanser yapıyor. Üstelik numunelerde arsenik miktarı düşük gösterilmiş. Ankaralılar’ı gelecekte “mesane, akciğer, cilt, böbrek ve karaciğer kanseri” bekliyor. Üstelik suda arsenik kadar tehlikeli olan kadmidyum hiç ölçülmemiş…
(…)
ARSENİK MİKTARI DÜŞÜK GÖSTERİLMİŞ
Kızılırmak suyunun Ankara’ya verilmesinden 6 gün sonra, 13 Mayıs 2008 tarihli ASKİ raporunda, ham ve arıtılmış su numunesindeki değerlere yer veriliyor.
Buna göre, arıtılmamış su örneğindeki arsenik miktarı 12.1 mikrogram/litre. İvedik’te arıtıldıktan sonra ise arsenik değeri 1 mikrogramın altında gösteriliyor.
Geleneksel arıtma yöntemleriyle, arsenik miktarının bu kadar düşük düzeylere nasıl çekildiğinin açıklanması gerekiyor. Bilimsel literatür ışığında, ASKİ’nin geleneksel arıtmasının ham sudaki arsenik düzeyini 1 mikrogram/litreye indirmesi mümkün değil.
Bu durumda ne yapılır a dostlar, sorarım size? Bir aydır kanserojen suyla yıkadığı sebzeleri yiyor Ankara. Ankara, bir aydır arsenikli suyla yıkanıyor, abdest alıyor. İçme suyu alamayacak kadar şanslı olmayan aileler bir aydır kanserli su içiyor!
Haberi okumaya devam edince bir nebze rahatladım: Arseniğin vücuttaki etkisi 15-20 yıl sonra görülüyormuş! 15 yıl boyunca kanser olmayacağım demek ki, ne güzel.
Melih‘in tepkisini, bir açıklama yapmadan tahmin edebiliriz. Şu cümlelerin bir karışımını koyacaktır ortaya:
“Bunlar bilimsel olmayan açıklamalar efendim.”
“Şimdi biz suyu harmanlayarak verdiğimiz için o arsenik etkisiz olacak. Tabii.”
“Bak şuradaki sazanlar kanser olmuş, ehehe!”
“Bunlar hep provoke edici raporlar, tahmin ediyorduk böyle açıklamaların yapılacağını.”
“Bütün bu raporlar, ne kadar anti-demokratik bir sistem içerisinde cebelleştiğimizin su götürmez sonucudur.”
Şimdi ne yapacağız? Basit: Pazardan aldığımız bir kilo domatesi, her zamanki gibi musluk suyuyla yıkayacağız. Artık kanserli diyebileceğimiz bu domatesleri bir torbaya dolduracak ve sevmediğimiz insanların suratına fırlatacağız. O sevmediklerinizi de siz seçin artık.
Yorumlar kapalı.