…Ama sonuç olarak umutsuz bir vaka yüzünden, Nermin’e karşı hissettiklerim yüzünden “Historia de un Amor” sona ermiş oldu.
7. Bölüm: “Tık!”
Ekim ayının başında İstanbul’a, CeBIT Bilişim Fuarı’nda (Türksat standında) birkaç günlüğüne çalışmaya gitmiştim. İstanbul’da kaldığım süre boyunca, İstanbul’da okumaya başladığı için çok fazla görüşemediğim dostum Erdem’in evinde kalmıştım. Daha ilk günden kendi derdimi onun derdi yapıp, bana evini açan bir insana rahatsızlık verdiğimi yeni yeni fark ediyorum.
Erdem’de kaldığım ilk gündü, fuar ertesi gün başlayacaktı. Tam da Nermin konusunda dertleşirken Nermin’in telefonumu çaldırdığını gördüm. Ben de çaldırdım. Tekrar çaldırdı. (Bu yazıyı, yazıldığı zamandan çok sonra okuyanlar veya bu “çaldırma dili”ni bilmeyenler için açıklayayım: İlk çaldırış pek çok anlama gelir ama geri çaldırdıktan sonra çaldırmanın tek anlamı şudur: “Beni ara.”) İkinci çaldırışından sonra aramaya karar verdim.
Konuşmanın sonunda nasıl delirdiğimi ben değil de, Erdem veya Erdem’in ev arkadaşları anlatabilseydi daha iyi olurdu.