Eskiden haftada 7’den fazla yazı yazıyordum — evet, günde 1 yazının üstünde bir ortalamam vardı. Sonra dava oldu, yerleşen otokontrol mekanizması yüzünden sanki yazma yetimi kaybetmişçesine haftada bir, ayda bir yazı gibi abuk ortalamalara düştüm. Beyn’e yazı yazmaktan o kadar uzaklaştım ki 2020 yılında yalnızca bir yazı yayınladım, onu da sonradan güncelleyip 2021’in ilk yazısı haline getirdim… ama en azından bir planım vardı ve düzenli olarak yazmaya başladım.
Derken haziran ayı geldi ve niyeyse bu ay yine koptum. Bu yazıyla birlikte bu ayın dördüncü yazısını yayınlamış olacağım ve (güya) haftada bir yazı ortalamasını tutturacağım, ama benim beynimde tehlike çanları çalmaya başladı bile. Yazma alışkanlığımı yine mi kaybediyorum?
Başa dönelim: 2006 Ocak’tan 2013 Haziran’a kadar her gün yazdığım “gün özetleri” ve onların haricinde yazdığım “diğer yazılar”, beni bu süreçte “günde en az 1 yazı” ortalamasını tutturmamı sağladı. Elbette “gün özetleri”ni hesaba katmazsak bu ortalama çok düşecek — şu an o ortalamayı hesaplayamam bile çünkü sildiğim çok sayıda saçma yazı var… Hah, işte beni bu yazıyı yazmaya sevk eden de o kötü yazılar.
Geçmişte çok yazıyordum ve yazmaktan zevk alıyordum çünkü kötü yazmaktan korkmuyordum. Gün özetleri basbayağı “şunu yaptım, bunu ettim” gibi bir gün sonu raporundan ibaretti; aklıma gelen bir konu veya başıma gelen bir olayı rahatlıkla kısa, kötü bir yazıya dönüştürüp yayınlayabiliyordum. VE BUNDAN ZEVK ALIYORDUM.
Davadan sonra yerleştiğini söylediğim otokontrol mekanizması, yalnızca siyasi yazılar yazarken “bunu yazmayayım, yine dava açarlar” düşüncesini yerleştirmedi; her türlü yazıyı yazarken “mükemmel yazmalıyım” diye düşünmeye de başladım. Öyle ki, o dandik “gün özetleri” bile bu mükemmeliyetçilikten nasibini aldı ve geçirdiğim günün özetini yazarken bile zorlanmaya başladım (ve nihayetinde onları yazmayı da bıraktım).
Bunun değişmesi lazım. Tekrardan kötü yazmaya başlamam lazım. Özellikle kötü yazmaktan bahsetmiyorum tabii, ama yazdığım yazıların iyi olmasına gayret etmezsem, yazmaktan yeniden zevk almaya kendimi alıştırabilirim.
Bundan sonra yazacağım yazılarda bu konuda biraz daha dikkatli olacağım. Ayrıca “çok iyi konular” seçmek yerine “yazılası şeyler” hakkında da yazmaya çalışacağım. Bakalım. Hayırlısı.
(Not: Otokontrol mekanizmasının da başlı başına bir bahaneye dönüştüğünün farkındayım. Ne zaman yazmayı unutsam “otokontrol mekanizması” diyorum. Şu yazıda bile kaç defa dedim.)