Ev yapımı soğuk demleme (cold brew) kahve tarifi

DİKKAT: Bu yazı, Beyn'in "Arşiv" kategorisine aittir. Yazının arşivlenmiş olması, yazı içindeki bilgi ve görüşlerin artık önemsiz veya geçersiz olduğunu gösteriyor olabilir.

ÖNEMLİ: Bu tarifin daha güncel haline (2024 Haziran) buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Haziran ayı sonlarına doğru bir gün Starbucks’a gittim. Yazın başında denediğim “cold brew” kahveleri inanılmaz lezzetli geliyordu çünkü. Yalnız bu sefer kahve hazırlanırken bardağı görme şansım oldu. Şok oldum. Sonra o anı ölümsüzleştireyim dedim. Bardağın yalnızca üçte birine kahve koyuyorlardı! Geri kalanı su ve buzdu.

Tamam, buza lafım yok. Tadı da hala aynı derecede güzeldi, ama 8 lira 75 kuruş verdiğim bir kahvenin içine ciddi ciddi su konması sinir etti.

Boykota başlamadım ama o günden beri Starbucks’a gidesim gelmiyor. Zaten ihtiyacım da kalmadı: Kendi evimde yapmayı başardım! İki aydır yapıp duruyorum, keyifle (ve buzla) içiyorum.

Biraz geç kalmış olsam da, “soğukdem” kahvemi nasıl yaptığımı paylaşmaya karar verdim.

Resimli tarif

Tahmininizden çoook daha kolay bir tarif olacağının garantisini veriyorum. Zira hazırlığını yaptıktan sonra yapmanız gereken tek şey beklemek. Sonra da süzüyorsunuz.

Malzemeler:

  • 1 ölçek kahve
  • 7 ölçek su

Bu kadar valla. Kahveyi “iri taneli” olacak şekilde öğütün/öğüttürün (“coarse ground” diye geçiyor) veya o şekilde öğütülmüş kahve alın. İri taneli olması şart mı bilmiyorum, benim kullandığım kahve (Aşağıdaki “Maliyet” başlığında bahsettim.) hiç de iri taneli değil, ama yine de çok iyi sonuç alıyorum.

(İlk denemenizden sonra kahve acı gelirse 7,5 ölçek su deneyin. Olmadı 8 deneyin. 1 ölçek kahveye 8 ölçek suyla yapılan kahve bana çok sulu geliyor.)

1. adım: Kahveyi filtre kâğıdına koyun.

sogukdem-kahve-1

Hazırlık dediğim de bu yani. Ben, çaydanlığımın içindeki çelik süzgecin içine kahvemi koyduktan sonra iki adet kâğıt filtreyle kaplıyorum. Tülbentle de yapabilirmişsiniz, internette öyle yazıyor. (İngilizcedeki “cheesecloth” kelimesi “tülbent” diye çeviriliyormuş, ondan “tülbent” diyorum. Mümkünse temiz olsun tülbent.)

2. adım: Bekleyin.

sogukdem-kahve-2

Bu aşama, haliyle, en kolay aşama. 12 ila 14 saat boyunca bekliyorsunuz. 14 saati aşarsanız kahve acılaşır. 12 saati hiç denemedim. Ben 13 saat sonrasına alarm kuruyorum.

3. adım: Süzün.

turgut-ozal-suzun

Bu adımı açıklama gereği duymuyorum, ama şu var: İlk aşamada sağlam bir “kese” oluşturduysanız, süzme işlemi de ikinci adım kadar kolay olacaktır. Ben kâğıt filtreleri ve kahveyi çöpe atıp süzgeci yıkıyorum, kahveyi de sürahilere boşaltıyorum.

Maliyeti

sogukdem-kahve-4

Maliyeti de tahmininizden çoook daha aşağıda olacaktır diye düşünüyorum. En azından benim için öyle oldu.

Kahve için, Mehmet Efendi markasının Columbian Filtre Kahve paketinden alıyorum. Soğukdem kahvemi ilk yaptığımda Starbucks’ın Kolombiya kahvesinden almıştım, o da iyiydi ama iki paket de 250 gram olmasına rağmen ikisinin arasında 2,5 kat fark var (Mehmet Efendi 10 lira, Starbucks’ınki 25 lira). 10 lira da buna yazıyorum.

250 gramlık paketten genelde 3,5 kup (yaklaşık 425ml) kahve çıkıyor. 1 kuptan 1,75 litre kahve çıktığına göre, 3,5 kuptan 6 litreden biraz daha fazla kahve çıkıyor. Süzme işlemleri sırasındaki kayıpları göz önünde bulundurarak 6 litreye yuvarlayabiliriz.

Filtre kâğıdının ben 50’lik paketine 5 lira vermiştim, yani tanesi 10 kuruş ediyor. Her demlemede 2 paket kullanıyorum, etti 20 kuruş. Bir kahve paketiyle 2 defa demleme yapıyorum, dolayısıyla kahve paketi başına 40 kuruş filtre kâğıdı masrafım oluyor.

Suyun maliyetini geçiyorum. Abartmaya lüzum yok.

Toplayalım: 10 lira artı 40 kuruş… Eee, sanırım 10,40TL ediyor. Onu da 6 litreye bölünce, litresi yaklaşık 1,75TL’ye denk geliyor.

İçerken büyükçe bir bardağa koyuyorum, içine 330ml sığıyor. Tamamını doldurmuyorum, 250ml koyup üzerini buzla tamamıyorum. (Sırf bu buz ihtiyacını karşılamak için yeni buz kalıpları aldım, keyfe bak. O kalıplar sarf malzemesi olmadığı için malzemeye eklemiyorum.)

Sonuç? Soğukdem kahvemin bardağı 43 kuruşa denk geliyor. Hadi tamam, sizi mi kıracağım, 50 kuruş olsun.

Starbucks’ın “venti” boy bardakları, şimdi baktım, 590 mililitreymiş. Üçte birine kahve koyuyorlar demiştim, 200 mililitresi kahve diyebiliriz yani. Onu benim 200ml kahve maliyetiyle karşılaştırdığımızda 0,40TL’ye 8,75TL gibi absürt bir oran çıkıyor. 22 KAT FARK. Starbucks’a vereceğim parayla evimde 22 bardak kahve içiyorum yani.

Ha, hacim cinsinden hesaplayalım dersek, o zaman fark biraz kapanıyor. Ben 330ml’lik bardağı 0,50TL’ye mal ediyorum, Starbucks 590ml’lik bardağı 8,75TL’ye satıyor. Litre hesabı yaparsak, evimde 1 litre kahveyi 1,50TL’ye içerken Starbucks’ta 1 litre kahveye 14,83TL ödüyorum. NEREDEYSE 10 KAT FARK.

Tabii ben mililitre hesabına bakarım. Çünkü bardakları karşılaştırıp “10 kat fark” bulsak bile o 10 katta aynı miktarda kahve bulunmuyor: Starbucks’ın “venti” kahvesinde 200ml kahve varken, aynı bardağa ben kendi kahvemle buzumu koysam, benim bardağımda 440ml kahve olurdu. Yani ortamlarda “benim kahvem 22 kat daha hesaplı, üstelik daha taze” diye dolaşacağım! :)

Nasıl ama?

Hem kolay, hem ucuz. Daha ne olsun abi? Yorumlarınızı da merak ediyorum; aşağıya yazın, konuşalım.

Barış Ünver
09 Eylül 2016

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.