Engelleyince ne oluyor?

Ekmek bıçağı ne amaçla kullanılır? Adı üstünde, ekmek kesmek için. Peki, ekmek bıçağıyla adam öldürmek mümkün müdür? Kesinlikle mümkündür, hatta muhtemelen “adamı kıtır kıtır kesmek” deyişini ilk kullanan kişinin gördüğü (veya kullandığı) suç aleti bir ekmek bıçağıydı. Peki, adam öldürmek için kullanılabilen bu keskin aleti yasaklıyor muyuz?

Garip bir girizgâh oldu, farkındayım. Sebebi, aynı gün içerisinde hem Dropbox’ın, hem Google Drive’ın, hem de Microsoft OneDrive’ın erişime engellenmesi. Sebebi; RedHack isimli hacker grubunun, Berat Albayrak’ın eposta üzerinden yaptığı yazışmaları falan yayınlaması.

(Ekleme: Ben bu yazıyı yazarken, dünya üzerindeki programcıların geliştirdikleri yazılım kodlarını sakladığı ve paylaştığı GitHub da erişime engellendi. Kod diyorum bak.)

Bakın çok enteresan, Yenikapı ruhu falan derken ben o yazışmalarla hiç ilgilenmedim. Hatta neredeyse 3 aydır hiçbir şey yazmamamın sebebi, FETÖ’cü hıyarların salak darbe girişimi sonrasında söyleyeceklerimi söyleyip işime gücüme bakmak istememdi. Ama şimdi Berat Albayrak ne yazmış da bu kadar yaygara kopmuş, merak ettim.

Ha, ben bilgisayarlardan anlayan biriyim, benim bulmam çok kolay olurdu. O yüzden anlamayan birine anlattım az önce durumu. Facebook kullanmaktan öte bilgisi olmayan birisi. Dropbox’ı da bilmiyor, Google Drive’ı da bilmiyor, OneDrive’ı da bilmiyor. RedHack’ten bahsedince “Retek ne lan?” dedi. Neyse. Olaydan bahsettim, yazışmalara ulaşıp ulaşmayacağını merak ettim. Azmetti, onun bulması da 15 dakika falan sürdü. Engelli yerlerden sonra engelsiz üç beş yer bulmuş. Açmaya korkmuş, açmanın suç olacağını falan düşünmüş, eheh.

Sorumuza dönelim: Engelleyince ne oldu? Aha bu oldu sevgili AKP’li kardeşim. Bilmeyen insanlar da merak etti, üstelik hükümet 1 yeri engellese, engellenmemiş 3 yer daha açıldı. 2010’lu yılların başından beri DNS değiştirme, VPN kullanma işleri falan da zaten Türk milleti tarafından gayet iyi biliniyor, o yüzden engellemeler de işe yaramıyor. Yaramadığı gibi, engellenen içeriği gündeme taşıyor.

Peki, ne yapmalı?

Berat Albayrak’ın yazışmaları özelinde düşünürsek, yapılacak üç şey var:

  1. Sızdırılacak kadar ilginç yazışmalar yapmamak.
  2. Kullanılan teknolojik aletlerin güvenliğini sağlayıp, bilişim güvenliği eğitimi de alıp, hacker gruplarından korunmak.
  3. İnterneti komple kesmek.

Aynı orman yangını gibi. Orman yangınına sebep olmamak için ateş yakmazsın, yakmak zorundaysan güvenliğini sağlarsın. (“Yangın çıkarsa da bütün ormanın üzerine kum dökersin” demiyorum çünkü çok saçma. Aynı interneti komple kesmek kadar saçma.)

Berat Albayrak’ı geçip, genel olarak “bir konuda erişim engeli yerine alınabilecek kararlar”ı düşünürsek, kafayı biraz daha çalıştırmak lazım.

1. Suçla ilgisi olmayanları cezalandırmayacaksın

Şu anda AK Partili bir işletme sahibi, muhasebecisine hesap defterlerini her zamanki gibi Google Drive üzerinden yollayamıyor. CHP’li web geliştirici, hazırladığı web sitesinin Dropbox’taki yedek dosyalarına erişemiyor. MHP’li vatandaş, Windows 8 ve Windows 10’un içinde hazır gelen OneDrive’a bugün çektiği kahvaltı fotoğraflarını yükleyemiyor.

RedHack grubu yazışmaları nereye yüklediyse orayı engellemek RedHack’e değil, vatandaşa zarar veriyor. RedHack üyeleri de bu erişim engelleri yüzünden kamuoyunda AKP’ye karşı oluşan tepkiyi izleyip kahkahalarla gülüyor. (Bu arada dosyaları 10 farklı siteye daha yüklüyorlardır, onlar da engellensin ve hayat iyice felç olsun diye.)

O halde, ilk yapılması gereken şey vatandaşı mağdur etmek yerine, suçlunun peşine düşmek olacaktır. RedHack’le bir derdin varsa, RedHack’i ararsın. Milyonlarca vatandaşı mağdur edecek engellemelerle elalemi kendine güldürmenin bir anlamı yok.

2. Ekmek bıçağını yasaklamayacaksın

Bugün sadece hacker’lar değil; çocuklara tecavüz eden sapkın pedofiller, asker-sivil demeden kan akıtan vahşi teröristler ve hatta burnu yolsuzluktan çıkmayan hırsız siyasetçiler bile interneti kullanıyor.

Bu durumda internet bir suç aleti olarak değerlendirilir mi? Elbette hayır. Ekmek bıçağını suç aleti olarak görmüyorsak, interneti de göremeyiz. İnterneti suç aleti olarak değerlendirirsen, suç aletine el koymak da normal gelir, dolayısıyla bir siteyi erişime engellemeyi mantıklı bir çözüm zannedersin. Halbuki erişim engelleri ne “mantıklı”dır, ne de “çözüm”dür.

Hele hele böyle büyük internet sitelerini yasaklarsan, ekonomiye de zarar verirsin. Bugün dünyanın en büyük kurumları listelerinin tepesinde teknoloji firmaları (Apple, Microsoft) ve internet siteleri (Google, Facebook) varsa, o şirketleri kaçırırsın. Ondan sonra “yabancı yatırımlar niye düştü” diye ağlarsın, veya “bizim yabancılara ihtiyacımız yok, bizim notumuzu millet verir” goygoyu yapar, ağzı kokan fakir adamı kandırırsın.

3. Şifreni “123456” yapmayacaksın, her linke tıklamayacaksın

Bugün Hillary Clinton’ın eposta hesabının ele geçirilmesi ABD için ne kadar utanç vericiyse, Berat Albayrak’ın eposta hesabının ele geçirilmesi de Türkiye için o kadar utanç vericidir. Bunu bir muhalif vatandaş olarak değil, bir vatandaş olarak söylüyorum.

İyi şifre seçme konusunda fazla bir şey yazmayacağım. Doğum tarihinizin tersten yazımıyla eşinizin soyadını birleştirince çok güvenli olduğunu sanıyorsunuz ama sizinle ilgili araştırma yapan birisinin o şifreyi kırması takribi 4 saniye sürüyor. Düzgün bir şifre seçmek için alakasız kelime, sayı veya özel karakterler kullanmalısınız. Ayrıca her yerde aynı şifreyi kullanırsan, şifrenizi bir defa kaptırınca bütün hesaplarınız kırılır.

Gelelim “her linke tıklamama” olayına. Beyn’in Twitter hesabına ayda bir-iki defa şöyle mesajlar geliyor:

Üzgünüz hesabınız kilitlendi. Size özel oluşturulan bağlantıdan hesabınızı doğrulayınız xx-twitter.gq/?580 Twitter Inc.

Burada yaptığım alıntıda link benim Twiter hesabıma gidiyor ama gelen mesaja tıkladığımda, Twitter’a tıpa tıp benzeyen bir site giriş yapmamı istiyor. Bilgilerimi girecek olursam, hacker’lara şifremi kuzu kuzu teslim etmiş oluyorum.

Bu Twitter mesajı değil de, eposta olarak da gelebilir. Bir arkadaşınızın hesabı hack’lenebilir, o arkadaşınızdan “Kanka buradaki çıplak adam sen misin?” diye mesaj gelir, verdiği linke tıklayınca hack’lenirsiniz.

Akıllı olursanız hack’lenmezsiniz. Güvenlik programları kullanın ve bilişim güvenliği konusunda az biraz eğitim alın yeter. (Kıdemli veya tanınmış biriyseniz daha da dikkatli olmalısınız elbette.)

Sonuç?

Sonuç şudur:

  1. Milyonlarca vatandaşın kullandığı (şimdilik) dört internet sitesi erişime engellendi.
  2. Hacker’lar yakalanamadı, hatta erişim engelleriyle dalga geçiyorlar.
  3. Erişim engelleri vatandaşı mağdur etmekten, ekonomiyi baltalamaktan başka bir işe yaramamış oldu.
  4. Tüm erişim engellerine rağmen eposta yazışmalarına herkes ulaşabiliyor, internet komple kapatılmadığı sürece de herkes bu epostalara ulaşabilmeye devam edecek.

Bir siteye erişimi engellemenin hiçbir halta yaramadığını anlamak bu kadar zor mu? Bunu anlayamayan insanlar ülkesine veya hükümete hizmet ettiğini mi düşünüyor, nasıl zararlara yol açtıklarının farkında değiller mi?

Ben hükümette olsam, erişim engeliyle uzaktan-yakından ilgisi olan herkesi görevden alır, üstüne FETÖ’den soruşturma başlatırdım. Çünkü bu konuda hükümete zarar vermenin daha iyi bir yolu yok. Hadi ben muhalifim, benim sözümü dikkate almak istemiyorsunuz diyelim: Hükümeti her şartta destekleyen AKP’liler bile bu erişim engellerinin hiçbir işe yaramadığını, üstelik ülkeye zarar verdiğini biliyor.

ERİŞİM ENGELLERİ HİÇBİR İŞE YARAMAZ. Anlayın artık şunu.

Barış Ünver
09 Ekim 2016

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.