Eskiden YouTube’a bu kadar girmezdim. Ne zaman evime bir televizyon aldım, o zaman YouTube televizyonumda en çok açtığım uygulama oldu. Klasik TV kanallarını neredeyse hiç izlemiyorum ama günde 1 saat civarı, haftada tahminimce 10 saate yakın YouTube izliyorum.
Klasik medyanın bir değeri kaldı mı? Bence kalmadı. Netflix, YouTube gibi istediğimiz zaman izleyebileceğimiz (“on-demand”) medya araçlarının devri çoktan geldi.
Ben de bu yazıda, severek takip ettiğim 15 YouTube kanalını listelemeye karar verdim. Aslında 72 tane kanalı takip ediyormuşum (şimdi saydım) ama hepsini listelemeye lüzum görmedim çünkü bazıları zaten neredeyse herkesin bildiği kanallar (örn. Barış Özcan, TED), bazıları destek için takip ettiğim kanallar (örn. WP Kafe, Mansur Yavaş), bazıları çok uzun süredir video yüklenmeyen ama yıllar sonra yeni bir video yüklenirse bildirim almak istediğim kanallar (örn. Don’t Hug Me I’m Scared), bazılarıysa burada paylaşmaya utandığım kanallar (örnek mörnek yok size). Burada paylaşacağım kanallar, çevremde takip edildiğini pek görmediğim kanallar–zaten o yüzden paylaşıyorum, çevremdeki insanlar görsün ve takip etsin diye.
Neyse, başlayalım. Alfabetik olarak gideceğim ve her kanaldan birer tavsiye video ekleyeceğim.
Avrasya Anket
Siyasi programlar izlemeyi sevmiyorum. Siyaset tartışılan TV programlarında kimseye faydası olmayacak şeyler yaşandığını, izleyiciler olarak bir şeyler öğrenmek veya düşüncelerimizi geliştirmekten çok “gazımızın alındığını” düşünüyorum. O programları izleyip, tuttuğumuz tarafın güzel laflarıyla içimizin yağları eriyor ve gördüğümüz adaletsizliklere karşı TV’de birkaç kelam edildiğini görüp rahatlayarak hayatımıza devam ediyoruz. Dolayısıyla bence TV’deki siyasi tartışma programları düpedüz zararlı.
Avrasya Anket’i öyle görmüyorum. Yine benim görüşlerimi destekliyor, doğru. Yine yaşanan adaletsizliklerden bahsediyor, doğru. Yalnız bu kanalda Kemal Özkiraz’ın yaptığı şey, yine bu kanaldan elde ettiği reklam & ücretli abonelik gelirleriyle yaptığı anketlerin sonuçlarını paylaşırken gündemi yorumlamak. Bu sayede hem ülkenin siyasi gündeminin, hem de geçmişteki anketleri en isabetli araştırma firmalarından birisinin ölçümlerini takip etmiş oluyorum.
Captain Disillusion
YouTube’un bile öncesine giden bir “viral reklamcılık” geleneği var. Şimdilerde “influencer reklamcılığı”na daha çok kaynak aktarıldığı için viral reklamların modası biraz geçti ama çok eğlenceli işler çıkıyor, haftalarca konuşuluyordu eskiden. Captain Disillusion da viral reklamların başını çektiği “fake videolar”ı inceleyip, sadece “fake” olup olmadıklarını değil, nasıl çekildiklerini/yapıldıklarını da inceliyor. Eskisi kadar çok “fake video” viral olmadığı için eskisi kadar çok video çekmiyor ama olsun, sık sık olmasa da kaliteli işleri gelmeye devam ediyor.
Örnek olarak koyduğum videoyu izleyin, anlarsınız değerini ve eğlencesini.
CGP Grey
CGP Grey, belli bir konuyu alıp, araştırarak dibini sıyırana kadar yalayıp yutan, sonra edindiği bilgileri basit animasyonlarla açıklayan bir kanal. Çok hoş fikirleri ve videoları var ama her videosuna da bakmıyorum. Yılda 5-6 videosu ilgimi çekiyor ama hepsi de birbirinden değerli videolar olduğu için, diğerlerini de görmezden gelmeyi sorun etmiyorum. Zaten YouTube bildirimlerim kapalı.
Kanal siyasi değil ama koyduğum örnek video siyaset bilimi üzerine. Siyasetle biraz olsun ilgiliyseniz, yukarıya koyduğum videoyu izleyin. Videoyu izleyene kadar ben siyaset bilmiyormuşum, onu anladım. Hoş, şimdi de siyaset yapacak bilgim yok ama birçok siyasi olayı doğru şekilde okuyacak yetiye kavuştum CGP Grey sayesinde.
Not: CGP ile CHP’nin alakası yok. Vallahi yok.
Kahve Masası
Kahve Masası en son abone olduğum kanal olmasa da, bu yazı içerisinde listelediğim kanalların arasında en yeni takibe aldığım kanal. Anlaşılması kesinlikle mümkün olmadığı için yazıyorum: Kanalın konusu kahve. Şoku atlatana kadar yazıya biraz ara verin, bir-iki derin nefes alın… Tamam, zevzekliğe gerek yok, özür dilerim. Devam edelim.
Kahve uzun süredir hayatımda olan bir içecek olmasına rağmen, son 1-2 yıldır en sevdiğim içecek oldu ve kafelerin pandemi yüzünden kapanması sebebiyle evimde yapmak istediğim bir içeceğe dönüştü. Kafelerde içtiğim “V60” isimli demleme türünü evde nasıl yapabileceğimi araştırırken bir arkadaşımın tavsiyesiyle bu kanalı keşfettim ve örnek olarak yukarıya koyduğum videosunu izledim. O günden beri de ilgimi çeken tüm yeni videolarını severek izliyorum, yeni şeyler öğreniyorum.
Not: Kahve yapmak, yazmaktan sonra gelen ikinci büyük hobim olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. V60 demleme üzerine yeterince bilgi edindikten sonra bir yazı yazmayı planlıyorum. Ama şimdiden gayet içilebilir, güzel V60 kahveler yapmaya başladım; çevremdeki herkese birer kahve sözüm olsun, gelin içelim.
Kurzgesagt
Kurzgesagt, veya İngilizce adıyla “In a Nutshell”, veya Türkçe adıyla “Kısacası”, YouTube’daki favori kanalım olabilir. Bi’ saniye, tüm listeye bir daha bakayım… Evet, YouTube’daki favori kanalım.
Kanalın amacı, çoğunluğu bilimsel olan zor konuları sadeleştirerek anlatmak. Yukarıdaki örnek videoda Fermi paradoksu anlatılmış. Sadece metinler sadeleştirilmiyor: Videoların tamamı çok hoş animasyonlardan oluştuğu için takibi daha da kolay oluyor. Kuantum bilgisayarlardan kara deliklere, felsefenin simülasyon argümanından et endüstrisinin küresel ısınmaya katkısına kadar pek çok konuda çok kaliteli videoları var.
Favori kanalım olduğu için Kurzgesagt’a bir torpil geçeceğim ve ikinci bir video atacağım:
Bu video, meşhur Marslı kitabının yazarı Andy Weir’ın bir kısa öyküsünün canlandırılmış hali. Sanırım kanaldaki bilimsel değil kurgusal olan tek video. Buna rağmen kanalın en iyi videolarından biri.
Melodysheep
Yıllar önce (şimdi fark ediyorum, tam 2 yıl önce bugün) bir tweet atmıştım:
Evrenin (zaman açısından) sonsuzluğunu bu kadar iyi tasvir eden bir şey daha görmedim, göreceğimden de emin değilim. Videoyu izledikten sonra aklınıza gelen ilk şey, ne kadar önemsiz olduğumuz. Ama bu insanı üzen değil, rahatlatan bir düşünce. Uzak Doğu felsefesinin bize hatırlatmaya çalıştığı şey bu.
Neyse, kanalın tek videosu bu değil (ama kesinlikle en iyi videosu). Kanalın sahibi, bu tarz animasyonlar yapan birisi (veya bir şirket). İnanılmaz iyi düşünülmüş üç boyutlu, etkileyici animasyonlar yapmakla kalmıyorlar;
Buraya koyduğum videoyu KESİNLİKLE izleyin. Bu yazıdaki başka hiçbir videoyu izlemeseniz bile açın bunu izleyin (Türkçe altyazı da mevcut). Feda ettiğiniz yarım saate kesinlikle değecek.
Murat Muratoğlu
Murat Muratoğlu, eskiden Sözcü’de okuduğum bir yazardı. Köşe yazılarını okumayı bırakalı yıllar olacak o yüzden artık okumuyorum ama kanalına rastladığım geçen yılın (sanırım) nisan ayından beri videolarını zevkle izliyorum.
Anlattığı şey ekonomi, ama her muhalif vatan haini karanlıkların lordu dış minnak gibi Murat Muratoğlu da ekonomiyi anlatırken siyasete girmeden edemiyor. Klasik medyada sesi kesilen muhalif kesimin ekonomi konusunda yangın yapması anormal bir şey değil (haksız bir şey de değil) ama Murat Muratoğlu’nun yaptığı, bu yangının sebeplerini ve hatta olası sonuçlarını da güzelce açıklamak.
Hiç sevmediğim tek özelliği, videolarda çok fazla “kesme” kullanması (bir cümleyi üç parçada anlatabiliyor, o kesik kesik atlamalar uyuz ediyor) ama kanalı severek takip etmeye kesinlikle engel değil. Tavsiye ederim.
(Söz, bundan sonra gelen kanallarda siyaset yok.)
The Nerdwriter
Kült filmlerin neden “kült” olduğunu, efsane ressamların neden “efsane” olduğunu, harika şiirlerin neden “harika” olduğunu anlamadığınız için kötü hissettiniz mi hiç? Hissetmeyin, hepimiz öyleyiz! 😂
Şaka bir yana, sanattan keyif almak isteyen herkes sanat eğitimi almak zorunda değil. The Nerdwriter kanalı da bizim eksiklerimizi (yüzümüze vurmadan) kapatan bir sanat kanalı. Örnek olarak koyduğum videoda, mesela, Parasite filminin montaj tekniklerini öyle bir anlatmış ki, sadece bu etmenlerin sinema sanatı içerisindeki yerini ve önemini kesinlikle kavrıyorsunuz. Düzenli olarak kanalı takip ettiğinizdeyse, sanat eserlerini gerçekten okuyabilmeyi başarabiliyorsunuz.
Saha İçi
Beyn’deki ilk futbol içeriğine hoşgeldiniz! 😂 Eskiden Beyn için koyduğum bir kural vardı, futbol ve magazinden uzak tutacaktım Beyn’i. Magazin konusunda aynısını düşünüyorum ama Beyn’i açtıktan sonra biraz büyüdüm, biraz büyüyünce fark ettim ki futbol izlemek (fanatikleşmediğin, holiganlaşmadığın sürece) dizi veya film izlemekten farklı bir şey değil.
Neyse, kanala geleyim: Saha İçi, gördüğüm en temiz futbol kanallarından biri. Futbolun magazinine, goygoyuna, fanatizmine girmeden anlatılabilecek ne varsa anlatılıyor. Örnek olarak koyduğum video, kanalın en beğendiğim yanlarından biri: Genç oyuncuların teknik analizlerini de yapıyorlar. Maç sonrası yayınları da çok iyi.
Futbolu takip ediyorsanız bu kanalı da takip etmelisiniz. Böyle özetleyeyim. Kanalın kurucuları Sinan Yılmaz, Bülent Kalafat ve Tolgacan Bozca–harikasınız!
SciShow
Sanattan futbola atladık, oradan bilime geri dönelim, sırada teknoloji var. Böyle de çeşitli kanallar izliyorum işte 😂.
SciShow; SciShow Space, SciShow Psych ve SciShow Kids ile birlikte bir popüler bilim kanallar grubunun ana kanalı. İki önemli işlevi var: Bir yandan popüler bilime dair en önemli konuları (Kurzgesagt gibi) sadeleştirerek anlatırken, bir yandan bilim gündemine dair haber videoları çekiyorlar.
Tabii son 15 ayda en çok ürettikleri içerik, koronavirüs konulu haberler. Rahatlıkla söyleyebilirim ki SciShow olmasaydı bu pandemi sürecinde çok daha cahil kalırdım, çok daha korku duyardım. İngilizce bilen herkese bu kanalı takip etmenizi tavsiye ederim.
TechAltar
Birçok teknoloji kanalı, güncel teknolojileri inceler, “kutu açma” videoları çeker, yeni ürünleri tanıtır falan… Onları izlemesi de güzel (o konseptte de iki kanal takip ediyorum) ama TechAltar, işin biraz daha derinine iniyor. Örnek olarak koyduğum videoda, mesela, işlemci üretiminin aşamalarını incelerken bu aşamaların neden zor, neden kârlı olduklarını anlatıyor ve hatta bu aşamalarda uzmanlaşan farklı firmalara değinirken, hangi ülkelerin hangi aşamalarda başka ülkelere bağlı olduğunu bile anlatıyor.
Teknoloji sevdalıları, yazdığım bu paragrafı okurken heyecanlanmadıysa dişimi kırarım. Dolayısıyla başka bir şey yazmama gerek yok. Teknolojiye biraz olsun ilginiz varsa kesinlikle takip edin.
The Film Theorists
Matthew Patrick (veya sahne adıyla MatPat), tam bir içerik tüketicisi. Hayatımda bu kadar çok film ve dizi izleyen birini gördüğümü sanmıyorum. Üstelik deli gibi oyun da oynuyor. Tabii ki YouTube kanallarına (sanırım 4 kanalı var) tek başına içerik üretmiyor ama gördüğüm en çalışkan YouTuber’lardan olduğunu söyleyebilirim.
Bu kanalında filmleri, dizileri ve başka YouTube kanallarının videolarını/dizilerini inceliyor, “teorilerini” paylaşıyor. Teorilerin %99’unun tutmamasıyla övünmesi bir yana, videolar müthiş eğlenceli. Favori dizilerimden biri olan Rick and Morty, MatPat’in de favori dizilerinden olsa gerek, kanalda en çok teorisi üretilen yapımlardan biri.
Dizi ve filmleri seven, bu kanalı da sever. Matthew’ın sesi biraz itici gelebilir ama sabredin, değecek.
Tom Scott
Gıcık sesli bir YouTuber’dan billur sesli bir YouTuber’a geçelim. Üstelik İngiliz! Britiş!
Örneğe koyduğum videoda VPN’lerin ne derece faydalı, ne derece faydasız olduğunu eğlenceli bir dille anlatıyor ama Tom Scott’ın kanalında yalnızca teknoloji yok. Dil bilimi de var, popüler kültür de var, trafik de var (?), tarih de var… Var oğlu var. Yukarıdaki CGP Grey gibi Tom Scott da birçok konunun işlendiği bir kanal; CGP Grey’den farklı olarak animasyonlara değil, uygulamalı anlatımlara başvuruyor.
TomSka
Kahve Masası, bu listede en yakın zamanda takibe aldığım kanalsa, TomSka da en eskisi olmalı. En çok asdfmovie’leriyle tanınan (Örnek olarak en sevdiğim asdfmovie bölümünü koydum.) İngiliz skeç yazarı Thomas Ridgewell’in bu kanalı, sadece bu listede değil, şimdiye kadar takibe aldığım YouTube kanalı olabilir.
Üzerine çok konuşmayacağım: Absürt komediden hoşlanıyorsanız, İngilizce de biliyorsanız, TomSka sizin adamınızdır.
Wisecrack
Wisecrack de, The Film Theorists gibi, film ve dizi ağırlıklı içerik üreten bir kanal. TFT’den farklı olarak Wisecrack, dizi ve filmlerin felsefesine değinmeyi seviyor. Sadece o da değil; “What Went Wrong?” konulu videolarda bahsettikleri yapımın neden kötü bir yapım olduğunu da işleyebiliyorlar. Ama çoğunlukla işin felsefesine iniyorlar.
Örnek videoda South Park’ın felsefesini görünce şaşırabilirsiniz–sonuçta South Park bol osuruklu şakalar yapılan bir absürt komedi, değil mi? Değil işte. Bu kanal size çok şey katabilir.
Sonuç
Listeye alamadığım, yine çok kaliteli gördüğüm kanallar da var. “Mansiyon ödülleri” gibi şu 7 kanala da bağlantı vereyim:
Bu kanalları görüp, “Barış şu kanalı niye takip etmiyor ya?” dediğiniz bir kanal varsa lütfen bana Twitter’dan yazın, öğreneyim.