Ben küçükken çok sevdiğim bir soru vardı: “Tamam ama neden?” Mesela bir şeyi merak eder, anneme veya babama sorardım. Cevap verirlerdi. “Tamam ama neden?” diye sorardım; verdikleri cevabı açıklarlardı. “Tamam ama neden?” diye sorardım; verdikleri cevaba yaptıkları açıklamayı açarlardı. “Tamam ama neden?” diye sorardım; kızarlardı ama sıkıldıklarından değil, benim amacımın sonsuza kadar bu soruyu sormak olduğunu bildiklerinden. Troll Barış.
Okulda da (lise dahil) sorduğum soruların bir kısmına arkadaşlarıma arkadaşlarımın kahkahaları eşlik ederdi. “Öğretmenim bu bağlacı kullanmadan da cümlenin anlamı bozulmuyor, neden?” veya “İneklerde kuyruk tam olarak ne işe yarıyor hocam?” sorularının bazıları şebeklik amacı da taşıyordu, kabul, ama bu tarz aptalca soruların çoğunluğunu merakımdan soruyordum.
Üniversitede, sonrasında gelen iş hayatımda ve genel olarak günlük hayatımda da aptalca sorular sormaya devam ettim, devam ediyorum.
Aptalca sorular ne işe yarıyor?
“Aptalca” diye tanımladığımız sorular aslında bir başka açıdan bakma sonucu sorulan sorulardır. Daha doğrusu, herkesin baktığı açıdan bakamayanların sorduğu sorulardır. O açıdan bakanların kafası rahattır ama bakamayanlar ya o açıdan bakabilmek için, ya da kendi açılarından olayı/durumu/bilgiyi yorumlayabilmek için aptalca sorular sorar. Soruların çoğu gerçekten aptalcadır, faydasızdır, gereksizdir ama nadiren de olsa bir işe yarar ve çok işe yarar; o kadar işe yarar ki herkesle aynı açıdan bakanların görmediğini görürsün.
Zaten peşinden gidilmesi gerekenler de o nadir anlardır, nadir sorulardır. Açıkça şunu diyebilirim: Aptalca sorular soran biri olmasaydım ne kafam böyle çalışırdı, ne bilgi birikimim bu seviyede olurdu, ne de böyle rahat bir hayatım olurdu. Teşekkürler aptalca sorular.
Aptallığı engelleyen aptal eğitim
Dünyadaki eğitim sistemleri maalesef aptalca soruları elemek ve herkesi aynı açıdan bakmaya zorlamak üzerine kurgulanmış. Derslerinden testlerine kadar herkesi aynı şekilde düşünmeye programladığında sadece öğrencilerdeki potansiyel yaratıcılığı öldürmüyorsun, ortalama zekâ seviyesini de düşürüyorsun.
İlkokulundan üniversitesine, online kurslarına kadar her yerde aptalca sorular alayla değil ilgiyle (ve elbette sabırla) karşılanacak olsa, hattâ bir adım öteye gidilse ve aptalca sorular sormak teşvik edilse, aptalca soru sormak öğrenciye ekstra puan veya not kazandırsa keşke. Öyle bir eğitim süreci hem daha eğlenceli ve ilginç olurdu, hem de farklı açıdan bakan daha fazla insan çıkar, o insanlar bu dünyaya daha faydalı olurdu.
Sonuç
Allah aşkına aptal durumuna düşmekten korkmayın, aptalca sorular sormaktan çekinmeyin. Çocuklarınızı, öğrencilerinizi aptalca sorular sormaya teşvik edin; aptalca sorular duyunca sabırsız veya alaycı karşılıklar vermek yerine o sorulara ilgiyle yaklaşıp birlikte cevaplar düşünün.
Sevgiler.