Dünyaya rezil mi olduk? Hayır.
Demek ki neymiş? Özellikle seçerek toparlamadığın bir topluluğa konuşma yapmadan önce, hele hele bu konuşmayı dünyanın izlediği bir canlı yayında yapmadan önce iki defa düşünmek gerekiyormuş.
Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Demek ki neymiş? Özellikle seçerek toparlamadığın bir topluluğa konuşma yapmadan önce, hele hele bu konuşmayı dünyanın izlediği bir canlı yayında yapmadan önce iki defa düşünmek gerekiyormuş.
Ülkemizde, birbirine açıkça “gıcık olan” güç odakları var. Dışarıdan müdahale eden yabancı güç odaklarının da pek sevdiği bu çekişme yüzünden hangi “güç odağı” iktidara gelirse gelsin, bu çekişme devam ettiği müddetçe ülke tökezleyerek ilerlemeye mahkûm. Mühim ve vahim olan, bu “rövanş zihniyeti” sona ermediği sürece ülkenin hiçbir şekilde kalkınamayacağı gerçeği.
Geçen ayın en çok konuşulması gereken, ancak basında çok az yer bulan bir araştırma var: Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Türkiye Siyasal Durum Araştırması. 27 ilden 1275 kişinin katıldığı bu araştırmanın bir özetini yapmak, elimden geldiğince nesnel kalmaya çalışarak sizlerle paylaşmak istedim.
Kimin söylediğini görmedim, kaçırdım ama televizyonda duydum bu sözü: terörist vesayet. PKK ve BDP’lilerin bayramlaşması, kesinlikle daha iyi anlatılamazdı. Terörizmin himayesinde siyasi diyalog kurulamayacağını bile bile bunu yapanlarda iyi niyet görmek mantıklı olmaz.
Siyaset pis iş. İleride siyasete atılmak istiyorum ama siyasete atılanların ellerinin her seferinde kirlendiğini veya zaten kirli ellilerin siyasetçi olduklarını görmezden gelemiyorum. Siyasete atılacağım vakit gelene kadar, gördüğüm bu sorunlu halin çözümüne şimdiden çalışmam gerekiyor. Çözüme ulaşmanın ilk adımlarından biri de, siyasette gördüğüm “pislikleri” tanımlamam.
CHP’li milletvekili Süleyman Çelebi’nin harika bir protestosu. Mesaj belli. Bağırma yok, çağırma yok… Hatta konuşma bile yok! :)