Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Su içmeyi çok seviyorum ama doldurmayı pek seviyorum diyemem. 1 litrelik bir şişem var ve yanımda durduğu sürece, o şişedeki suyun dışarıdaki varlığı en çok 1-2 saat sürüyor. Ne var ki, şişe boşaldıktan sonra kıçımı kaldırıp doldurmadığım sürece, su içmek neredeyse aklıma bile gelmiyor. Çoğu defa, saatlerce su içmediğim aklıma geldiğinde neredeyse panik içerisinde su …
10 Eylül 2012 tarihi, benim için “2012 yılının en iyi etkinlikleri” arasında ilk 3’e girmeyi hak eden bir etkinliğe katıldığım tarih oldu. Daha ilk seferden paintball bağımlısı olacak değilim ama hayatımdaki en heyecanlı oyunlardan biri olduğu için -üstünden belli bir süre geçtikten sonra- tekrar tekrar oynamak isteyeceğim bir oyun bu :).
Küçüktüm; küçüklüğümü fena halde belli eden bir şiir yazmışım :). Hece ölçüsü yok, kafiyeler yavan ama o aralar Özgür Kocaeli gazetesinde yayınlanmıştı bu şiir. Şiirleri sevmeyeceğim o yaştan belliymiş :).
Bazıları “erken yatar, erken kalkar”, bazılarıysa “akşam yatmayı bilmez, sabah kalkmayı bilmez”. Bilim adamları bu iki tür insanı “sabahçılar” ve “gececiler” diye ikiye ayırır. Benim uyku düzenim de “gececilere” göre ayarlıydı ve bir türlü “sabahçıların” uyku düzenine geçemiyordum fakat bugün mutlulukla söyleyebilirim ki, 5 yıldır çözemediğim bu sorunu çözmeyi başardım!
Bütün davanın, duruşmaların özeti budur. Önümüzdeki haftalarda bu davayla ilgili başka yazılar da yazacağım ama önceden bir özet geçeyim istedim. Takipte kalın :).
(…) Sanırım okur kitlemin içerisinde Recep Tayyip Erdoğan da varmış. Hiç değilse bir yazımı okumuş olmalı ki, yazıyı kendisine hakaret olarak algılayıp, hakkımda önce bir soruşturma, sonra da 2 yıl hapis istemiyle bir ceza davası açtıracak olan dilekçenin altına imzasını atmış. (…)