Kendime koyduğum minik, şirin kurallar

DİKKAT: Bu yazı, Beyn'in "Arşiv" kategorisine aittir. Yazının arşivlenmiş olması, yazı içindeki bilgi ve görüşlerin artık önemsiz veya geçersiz olduğunu gösteriyor olabilir.

Çok katı kuralları olan, aşırı disiplinli bir adam değilim. Kuralsız yaşayan, geniş, disiplinsiz bir adam da değilim. Valla değilim. Yemin ediyorum bak. Benim de kurallarım var.

Saat 1’de bilgisayar kapanır: Uykum olsa da, olmasa da saat 1’de bilgisayarı kapatıyorum. Kapattıktan sonra zaten uykumun gelme süreci başlıyor, hissediyorum. Ama bazen, nadiren, kırk yılda bir kuralımı bozduğum oluyor. Olmamalı, biliyorum, yine de oluyor.

Her gün bir şeyler okunur: Ne olursa olsun, okumaya mecbursun. Kitabın yok mu? Var. Oku. Canın istemiyor mu? Dergi oku. Dergin yok mu? İnternete bak, faydalı bir makale oku. Mesela web tasarım hakkında. Mesela popüler bilim alanında. İnternetin mi kesildi? Uzatma, kitaplara dön. (Böyle böyle günde 100 sayfayı dolduracak uzunlukta kitap, dergi ve faydalı internet yazısı okuyorum. Yemin ediyorum bak.)

Dışarı çıkılır, biraz hava alınır: Köpek gibiyim lan ben. Her gün kendimi gezdirmezsem daralıyorum. Çoğu zaman dışarı çıkmak için bir nedenim oluyor gerçi, ama gün boyunca dışarı çıkmamışsam akşamleyin muhakkak çıkıyorum. En azından gece vakti markete gidip abur cubur alıyorum ki, evin bayatlamış havasından kurtulup biraz taze hava almış olayım. İyi geliyor.

Her gece uyumadan önce dua edilir: 17 Ağustos 1999’daki depremden sonra, babam her gece dua etmeyi öğretmişti bana. Yanlış hatırlamıyorsam İhlas suresini okuyordum en başta. (“Okuyordum” demeyeyim de, “anlamını bilmeden Arapçasını tekrar ediyordum” diyeyim.) Sonra ona Fatiha suresi katıldı, Sübhaneke duası katıldı, Ettehiyyatü duası katıldı, Ettehiyyatü duası çıktı, Sübhaneke de çıktı, İhlas suresi de çıktı ve en son Fatiha Suresi kaldı. Anlamını öğrenmekle kalmadım, Türkçe okumaya başladım. Yaklaşık 5 yıldır konuştuğum dilde ulaşıyorum rabbime. Fatiha’dan sonra içimden geldiğince konuştuğum da oluyor Allah’la. (Kimseye söylemeyin, sonra deli falan diyor bazı manyaklar.)

Sabah aç karnına dişler fırçalanır: Saçma bir eylem olduğunu düşünebilirsiniz ama sabah ağzınızdaki kokunun, çoğunlukla kötü bakterilerden kaynaklandığını biliyor musunuz? Onlardan kurtulmak lazım ve yutkunmak bile o bakterileri vücudunuza geri sokuyor. Dişlerinizi fırçalayabilirsiniz, ağız gargarası, votka veya saf etil alkolle çalkalayabilirsiniz veya Hintlerin binlerce yıl önce keşfettiği “yağ çekme (oil pulling)” tekniğiyle ayçiçek yağı, zeytinyağı veya hindistan cevizi yağıyla 15-20 dakika boyunca (evet) çalkalayabilirsiniz.

Yazı bitti.

Barış Ünver
07 Ağustos 2015

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.