Oy kullanmayacaklara uyarı: Oyunuz yine de sisteme yazılıyor!

“Beni hiçbir parti temsil etmiyor, hıh” veya “Sanki ülke benim oyumla mı değişecek?” gibi gerekçelerle oy veren, oy vermediği için kendince bir “duruş”a sahip olduğunu düşünen arkadaşlara bir uyarım var: Oy hakkınız hala sayılıyor, hala sisteme yazılıyor!

Ta 2009 yerel seçimleri zamanında bir yazı yazmıştım, “Oy kullanmamanın zararı” diye. O zamandan bu zamana değişen bir şey olmadı, o yazı hala geçerli; ama uzun olduğu için daha kısa, daha net bir yazı yazsam daha iyi olur diye düşündüm.

O yazıdaki gibi, 1000 kişilik bir toplum üzerinden hesap yapacağım ki, hesabım kolay olsun. Önce, 50 kişinin sandığa gitmediği ve 50 kişinin de geçersiz veya boş oy attığı bir senaryoyu inceleyelim:

Parti AdıAldığı Oy SayısıAldığı Oy Oranı
A Partisi350%38,89
B Partisi225%25,00
C Partisi150%16,67
D Partisi125%13,89
E Partisi30%3,33
F Partisi20%2,22
Geçersiz ve Boş Oylar50Sayılmıyor
Sandığa Gitmeyenler50Sayılmıyor
Toplam1000%100

Oy dağılımını yaparken şöyle düşündüm: Anketlerde birinci görünen partinin seçmeni genellikle sandığa gitmek için yeterli motivasyona sahiptir (“Kazanacağız!”), halbuki ondan sonra gelen partilerin seçmeni, partileri birinci olamayacak diye ümitsizliğe kapılmışlardır ve bu yüzden gitmezler (“Sanki ben oy versem kazanacağız!”). Bununla beraber barajı aşma ihtimali bulunan partilerin seçmeninde de bir motivasyon varken, baraj altı kalacağı kesin olan partilerin seçmeni de sandığa gitmeye üşenir. Bu yüzden yukarıda ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı partilerden sırasıyla 20, 15, 10 ve 5 seçmenin sandığa gitmediği bir senaryonun hesabını yaptım.

Peki bu kişiler sandığa gitseydi ne olacaktı? Görelim:

Parti AdıAldığı Oy SayısıAldığı Oy Oranı
A Partisi350%36,84 (-2,05)
B Partisi245%25,79 (+0,79)
C Partisi165%17,37 (+0,70)
D Partisi125%13,16 (-0,73)
E Partisi40%4,21 (+0,88)
F Partisi25%2,63 (+0,41)
Geçersiz ve Boş Oylar50Sayılmıyor
Toplam1000%100

Bu sefer geçerli oy sayısı 900 değil, 950 olduğu için, birinci parti aynı oyu almasına rağmen oy oranı düştü. Buna karşın seçimleri protesto eden seçmenler, partilerine döndü diye o partilerin oyları artmış oldu. Çok zor bir hesap değil bu, gerçekten.

Ama böyle mükemmel bir senaryo mümkün değil çünkü sandığa gitmeyen seçmen en başta kendi partisinden vazgeçiyor, dolayısıyla herkesin kendi partisine döndüğü bir senaryoyu düşünmenin bir anlamı yok. Sandığa gitmeyen seçmen, “Benim oyumla bu ülke düzelmez!” diyor, “Benim partim hayatta iktidar olamaz!” diyor, “Bu çarpık sistemi protesto ediyorum!” falan diyor.

Zaten benim gıcık olduğum tipler de, sandığa gitmeyerek seçimi protesto ettiğini zannedenler. Haberleri yok ki, oy hakları hiç de boşa gitmiyor. Sandığa gitmeyen akıllının oyunun oranı, oy vermekten vazgeçtiği parti dışındaki partilere bölüştürülüyor.

Üstelik işin içine D’Hondt sistemini, bağımsız adayları falan karıştırmadım bile! 1000 kişilik bir hayali kasaba üzerinden dört işlem hesabı yapıyorum. Bütün seçim sistemini hesaplayacak olsam, protest seçmen oturduğu yerde ağlamaya başlar!

Mantıklı seçenekler arasında ne var peki?

Sandığa gitmesem bile oyum seçime katılan partiler arasında bölüştürülüyor. Böyle boktan sistem mi olur? Ne yapılacak peki?

Aslında çözüm çok basit; üstteki paragrafın ilk cümlesinde ipucunu verdim: Oy hakkınız gerçekten hiçbir halta yaramasın istiyorsanız, aklınıza gelen en ufak partiye oy verin. Aşağıdaki senaryoda, sandığa 50 kişi, barajı aşamayacağı kesin olan partilere oyunu dağıtıyor:

Parti AdıAldığı Oy SayısıAldığı Oy Oranı
A Partisi350%36,84 (-2,05)
B Partisi225%23,68 (-1,32)
C Partisi150%15,79 (-0,88)
D Partisi125%13,16 (-0,73)
E Partisi50%5,265 (+1,935)
F Partisi50%5,265 (+3,045)
Geçersiz ve Boş Oylar50Sayılmıyor
Toplam1000%100

Sonuç? Barajın üstündeki partiler ilk senaryoya göre oy kaybına uğrarken, barajın altındaki partiler oyunu artırmalarına karşın yine baraj altında kaldılar. Protest seçmenin mantığı seçime girenlerin hiçbirine fayda sağlamamaksa, bu yöntem herkesin kaybedeceği tek yöntemdir.

Bir ihtimal daha var

Protest seçmenin derdi seçim sistemiyse eğer, ve sisteme zarar vermek için tek şansı yine oy vermekse, ve bu şansı kullanabileceği yöntem (baraj üstündeki partilerin oy oranını düşürmek için baraj altında kalacak partilere oy vermek) yine seçim sisteminin bir dişlisine (seçim barajı) dayanıyorsa, o zaman bu da kendi içinde çelişki barındıran, mantıksız bir seçenek haline gelir.

Hadi buyur. Seçim sistemini değiştirmek isteyen seçmenin hiçbir yolu kalmadı mı şimdi?

Aslında var. Şu anda barajın üstünde olacağı kesinleşen 4 parti arasında, AKP dışındaki üç parti de seçim sistemini değiştirmeyi vaat ediyor. AKP, haliyle, yüksek seçim barajından ve darbe anayasasından kalma seçim sisteminden son derece memnun. Zamanında %34 oy alıp Meclis’teki sandalyelerin %66’sını kapan bir partiden bahsediyoruz.

Sandığa gitmek istemeyen seçmene çağrım şudur: Bu üç parti arasından hangisi size daha mantıklı geliyorsa, hangisinin seçim sistemini değiştirme konusunda daha istekli olduğunu düşünüyorsanız, hangisinin seçim sistemini değiştirme konusunda yetki alabileceğine inanıyorsanız, oyunuzu ona vermeniz şu anda en mantıklı, düzeltiyorum, tek mantıklı seçeneğinizdir. Oy kullanmamak, geçersiz oy kullanmak, boş oy kullanmak, seçim sisteminin devamlılığına izin vermek anlamına gelecektir.

Özetle; kafanızı çalıştırın, oyunuzu kullanın.

Barış Ünver
28 Ekim 2015

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.