Türkiye’nin en yaşlı ergeni: Okan Bayülgen
15 yıldan uzun süredir beni ekran başına bağlayan, 15 yıldan uzun süredir beğenerek izlediğim Okan Bayülgen’i, 15 yıldan uzun bir sürenin ardından gözümde bitiren bir videoya şahit oldum bugün.
Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
15 yıldan uzun süredir beni ekran başına bağlayan, 15 yıldan uzun süredir beğenerek izlediğim Okan Bayülgen’i, 15 yıldan uzun bir sürenin ardından gözümde bitiren bir videoya şahit oldum bugün.
Son zamanlarda; kadın, erkek, genç, yaşlı, küçük, büyük, ihtiyar, kızlar, delikanlılar ve sevimli çocukların bile “aşk” konusundaki yorumları birbirine benzemeye başladı: Aşk diye bir şey yokmuş, aşka inanmamak gerekiyormuş, aşk bir yanılsamaymış falan… Bu yazıda, yaratılan bu algının bir “koruma kalkanından” ibaret olduğunu anlatacağım.
Demek ki neymiş? Özellikle seçerek toparlamadığın bir topluluğa konuşma yapmadan önce, hele hele bu konuşmayı dünyanın izlediği bir canlı yayında yapmadan önce iki defa düşünmek gerekiyormuş.
Ülkemizde, birbirine açıkça “gıcık olan” güç odakları var. Dışarıdan müdahale eden yabancı güç odaklarının da pek sevdiği bu çekişme yüzünden hangi “güç odağı” iktidara gelirse gelsin, bu çekişme devam ettiği müddetçe ülke tökezleyerek ilerlemeye mahkûm. Mühim ve vahim olan, bu “rövanş zihniyeti” sona ermediği sürece ülkenin hiçbir şekilde kalkınamayacağı gerçeği.
Geçen ayın en çok konuşulması gereken, ancak basında çok az yer bulan bir araştırma var: Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Türkiye Siyasal Durum Araştırması. 27 ilden 1275 kişinin katıldığı bu araştırmanın bir özetini yapmak, elimden geldiğince nesnel kalmaya çalışarak sizlerle paylaşmak istedim.
10 Eylül 2012 tarihi, benim için “2012 yılının en iyi etkinlikleri” arasında ilk 3’e girmeyi hak eden bir etkinliğe katıldığım tarih oldu. Daha ilk seferden paintball bağımlısı olacak değilim ama hayatımdaki en heyecanlı oyunlardan biri olduğu için -üstünden belli bir süre geçtikten sonra- tekrar tekrar oynamak isteyeceğim bir oyun bu :).