2018 seçimleri üzerine: Erdoğan’ın oy oranı

Seçim vakti geldi. Bu pazar Meclis seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu var. Tabii seçim %90 ihtimalle ikinci tura kalacağı için, muhtemelen 2 seçim yazısı daha yazacağım, hatta seçim sonrası bir-iki yazı daha yazmayı düşünüyorum. Ama bu okuduğunuz yazı, Türkiye Cumhuriyeti’nin dönüm noktası sayılabilecek bir seçimden hemen önce yazdığım son yazı olduğu için, en çok önemsediğim yazı olacak sanırım. İnşallah hakkını verebilirim.

İlk tur Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Meclis seçimleri öncesi bu son yazımda, Erdoğan’ın oyunu hesaplayacağım. Neden? Çünkü şu son iki günün en merak edilen konusu bu olacak.

Başlayalım.

2014 seçimlerinin özeti

2014 seçimlerinde üç aday vardı: Erdoğan, Demirtaş ve Etli Ekmek.

Hatırladığım kadarıyla Etli Ekmek bir miting bile yapmazken, Demirtaş dışarıdaydı ve Erdoğan yaptığı mitinglerde epey bir gövde gösterisi yapmıştı. Etli Ekmek zaten kimsenin içine sinmemişti (ama destekliyorduk), Demirtaş’ı Kürtçü seçmen ve Cihangir solcuları destekliyordu ama %10 civarında oy alacağı belliydi, dolayısıyla umut vermiyordu. Erdoğan ise 2013’teki 17-25 Aralık döneminin hemen ardından çok hiddetli ve etkili bir yerel seçim kampanyasının altından başarıyla kalkmış ve kazandığı yerel seçimlerin hemen ardından korkunç bir özgüvenle Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmişti.

Özgüvenli ve kazanacağına kesin gözüyle bakılan Erdoğan %50’yi ancak geçebildi. Marjinal destek sınırını aşan Demirtaş %10’a dayandı. Mecburi destek verilen Etli Ekmek ise %40’a yakınsadı. Üstelik yakın tarihimizin en düşük katılımlı seçimleriydi: %74’lük bir katılım vardı. 13 milyon kişi oy kullanmadı diyeyim, siz düşünün. Bunların çok büyük kısmının Etli Ekmek gibi nereden çıktığı belli olmayan bir garip adaya oy vermeyi istemeyen seçmen olduğu ortada. Eğer onlar oy kullansaydı ikinci tura kalır mıydı demeyeceğim, devam edeceğim.

2018 seçimlerinin tahminleri

Bu seçim, öncekinin tam aksine, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek katılımlı seçimleri olmaya aday. %90 katılımı geçeceğimiz garanti, ve önceki seçimlere göre 4 milyon seçmen eklendi, 59 milyon seçmen var.

Dahası, seçmenini kendisine bağlayan 3 yeni Cumhurbaşkanı adayı var: İnce, Akşener ve Karamollaoğlu. (Perinçek’i saymıyorum, ben ondan daha fazla oy alırım.)

Dahası, Ekmeleddin gibi isteksiz değil, son derece istekli ve kazanacağına güvenen bir muhalif seçmen kitlesi var.

Dahası, önceki seçimlere göre fena halde mağdur edilmiş, hapishaneden seçimlere giren bir Demirtaş var. Adama tam bağlama çalmalık, mağdur olmalık alan açtınız valla, büyük başarı.

Ha, bu sefer Erdoğan’ın yanında MHP var, Bahçeli var. Etkisi olur mu? Şüphesiz olur. Ama MHP’nin oyu; 2014 yerel seçimlerinde gördüğümüz %18’den, bu seçimin anketlerinde gördüğümüz %5’lere kadar düştü. Yine aynı anketlerde İYİ Parti’nin barajı geçebildiğini görüyorsak, MHP’nin oyunun büyük kısmının İYİ Parti’ye kaydığını düşünebiliriz. Kaldı ki MHP’nin seçmeni, hatta MHP’nin bazı milletvekilleri bile Erdoğan’a oy vermeyeceğini söylüyor.

Gerçekçi bir hesap yapalım: %4’lük bir MHP’li kitle Erdoğan’a versin. Yeni 4 milyon seçmenin yarısı, gitmez ama, Erdoğan’a gitsin oy versin. 2014’te Erdoğan’ın aldığı 21 milyon oyun 21’i birden yine Erdoğan’a versin…

Üç defa hesapladım, üç defa da siz hesaplayın ama %42 ediyor yav. Ben bile bu kadar düşük çıkacağını düşünmemiştim. Üstelik, Temel Karamollaoğlu’yla Meral Akşener’in AKP’den ve Erdoğan’dan kapacağı oyu hesaba katmadım bile. Onu da hesaba katsam Erdoğan’ın oyu %40’ın altına iner mi? İnerse, ömrühayatımda gördüğüm ilk “dip dalgası” bu olmuş olacak ve ikinci turda kazanan kesinlikle belli olacak. Ama inmez yav. İner mi yav? İnmez yav.

Sonuç

Oy verdiğim her seçimde hüsrana uğradım. Mührü nereye bassam, basmadığım yerler kazandı. Öyle ki, geçen yılki referandumda mührü “Evet”e basmayı ciddi ciddi düşündüm. Ben “Evet” deseydim, muhtemelen “Hayır” çıkacaktı! :)

Bu seçimlerde de pek umutlanmak istemiyorum. Ama Muharrem İnce ve Akşener başta olmak üzere muhalif kitle öyle bir umut veriyor ki, oturup Erdoğan’ın oyunu hesap edecek kadar şevklendim.

Neyse, kaldı iki gün. Sandıkları beklemeyi de unutmayın, bu yazıyı paylaşmayı da unutmayın. Sevgiler.

Barış Ünver
22 Haziran 2018

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.