Kemal Kılıçdaroğlu, 2015’te Başbakan olacak

Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanacak ve muhtemelen hayatının en önemli balkon konuşmasını yapacak. Fakat bu konuşma, onun son balkon konuşması olabilir.

Başbakanlık koltuğu boşalınca, AKP’nin hükümeti yeniden kurması gerekecek. 2015 yılının ortalarına kadar AKP’nin son hükümeti, üstlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdir ve tahakkümüyle çalışmaya başlayacak. Başbakan olarak Numan Kurtulmuş, Mehmet Ali Şahin veya Ali Babacan düşünülüyor olabilir, o kısmı tahmin edemeyeceğim. Sonuç olarak, bir erken seçim yapılmayacak.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, insanlar CHP ve MHP’ye ateş püskürecek. Ülkemizin %77’si memleketi kurtaracak siyaset stratejistlerinden oluştuğu için (Bu gruba ben de dahilim.) herkes “Neden şu kişiyi, bu kişiyi aday göstermediniz?” diye, kendi akıllarından geçen kişi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday gösterilmedi diye CHP’ye ve MHP’ye kızacak. (Çünkü Emine Ülker Tarhan, Mansur Yavaş, Deniz Baykal veya Ümit Boyner aday gösterilseydi kesinlikle kazanılırdı seçim. Valla bak. Yüzde bin.) Ama bu öfke, 2015 yılında yapılacak olan genel seçimlere kadar sürmeyecek. Çünkü ülkemizin %97’si balık hafızalıdır.

2015 Genel Seçimleri’ne kadar CHP’lilerin CHP’ye duyduğu, MHP’lilerin MHP’ye duyduğu öfke geçecek. Dargınlıklar unutulacak, partisine “mecburen” oy verdiğini söyleyen kişiler, ortamlarda ateşli bir biçimde partilerini savunmaya devam edecek.

Genel seçimler, öncekilere göre daha değişik geçecek. CHP MHP’ye, MHP de CHP’ye göz kırpa kırpa seçim çalışmalarına başlayacak. “Koalisyon” kelimesini ağızlarına almasalar da hem kendileri, hem rakipleri koalisyon seçeneğinin en güçlü seçenek olduğunu bilecek. Eh, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sırasında beraber hareket eden iki partinin koalisyonu bu sefer kimseye abes gelmeyecek.

AKP de seçim çalışmalarına başlayacak ancak bu sefer mitinglerde Tayyip Erdoğan’ın sesi, vücudu yer almayacak. (Muhtemelen fotoğraflar, posterler olacak elbette.) Tayyip Erdoğan elbette dışarıdan AKP’ye olan desteğini esirgemeyecek ve her açıklamasında AKP’nin kazanması gerektiğini tekrarlayacak, Bu sırada; bir yandan “koalisyon” kavramını değersizleştirmeye devam edecek, bir yandan da CHP’yle MHP’nin arasını açmak için akla hayale sığmayan fitne planlarını uygulayacak.

AKP’nin Başbakan adayı kim olacak, bilemem, ama Tayyip Erdoğan sevgisiyle AKP’ye oy veren kitlenin bir kısmı, hayranı oldukları adam artık Cumhurbaşkanı olduğu için gönül rahatlığıyla Saadet Partisi’ne, MHP’ye, HDP’ye vb. oy verebilecek. Çok büyük oranda bir kopuş beklemek yanlış olur zira Tayyip Erdoğan “AK Parti’ye oy verin!” dediği anda oyunu (yine) düşünmeden AKP’ye verecek çok insan var. Demem o ki, Tayyip Erdoğan artık Cumhurbaşkanı olduğu için 2015 Genel Seçimleri’nde oyunu AKP yerine başka bir partiye veren kitle %3’ü geçmeyecek.

Ama bu da yeterli olacak.

Fark ettiniz mi bilmiyorum, 2014 Yerel Seçimleri sonuçlarında iki önemli ayrıntı var: CHP (AKP iktidarı süresinde) ilk defa %30 barajını geçti ve CHP’yle MHP’nin oyları toplamı, ilk defa AKP’nin oylarının toplamına yetişti ve oy oranı farkı binde 8’e düştü.

Bunun haricinde AKP’nin oyları düşme eğilimi göstermeye devam ediyor. Tayyip Erdoğan hayranlığı devam ededursun, AKP’nin yaptığı onlarca hata azar azar, belki teker teker, insanların antipatisini kazanmaya devam ediyor. Daha Cumhurbaşkanlığı Seçimleri yapılmadan Soma faciası ve IŞİD’in katliamlarına AKP’nin tepkisizliği, AKP’nin tabanında ufak ama önemli erozyonlara sebep oluyor.

Bununla birlikte Cemaat’in de eli armut toplamıyor. Hani onlardan medet umduğumdan değil, ama Cemaat de 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve 2015 Genel Seçimleri’nde boş durmayacak; kendi yöntemleriyle AKP’nin tabanını AKP’den uzaklaştırmaya devam edecek.

Bütün bunların üstüne CHP ve MHP’nin yıllardır yükselmeye devam eden, koalisyon umuduyla zirve yapacak oy oranlarını da eklersek, AKP’nin gelecek yıl yapılacak genel seçimlerden birinci parti çıkması, hükümeti kurmasına yetmeyecek. CHP ve MHP bir toplantı sonrası koalisyon yapmaya karar verdiklerini açıklayacak; Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan, Devlet Bahçeli ise Başbakan Yardımcısı olacak.

Sonuç

Elbette bunlar yalnızca tahmin, birazcık da temenni. Siyasetten az buçuk anladığım doğrudur, ama Türkiye’de siyasetin pembe diziler gibi çarpıcı olay dizileriyle geliştiğini düşünürsek, 1 ay sonra bütün bu yazıdaki iddiaların hepsi yalan olabilir.

Mesela AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan değil de Bülent Arınç olursa ve o da cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmayı başarırsa, Tayyip Erdoğan da 10 küsur yıldır dilinden düşürmediği “Ben 4. dönemde aday olmam!” lafını yutup “halk istedi diye” (!) yeniden Başbakan olmak için yarışırsa, o zaman bu yazı olduğu gibi çöpe gider.

Dolayısıyla, bekleyip göreceğiz. Bu “kehanetlerim” tutarsa havamı atarım, tutmazsa da dünyanın sonu değil. Gerçek stratejistler yanılıp duruyor, ben niye üzüleyim?

Barış Ünver
25 Haziran 2014

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.