Çetin Doğan’dan mektup var

BALYOZ Davası kapsamında vereceğim bütün bilgiler, özel olarak yetkilendirilmiş Sayın Savcı ve Hakimlerin ellerinde bulunduğu için, amacım “adaleti etkilemek” değil, kamuoyunu bilgilendirmektir.

(…)

Benim haykırışım, zihinleri önyargılarla şartlanmamış, ‘yüreklerinin kulakları sağır’ olmamış, iz’an ve insaf sahibi olanlar içindir. Çektiğim acılar, yüreğimin burkulması beni nereye götürürse götürsün dik duruşumu kimse bozmaya muktedir olamayacaktır. Dayanma gücümü yaşananların bir nebze daha halkımızın aydınlanmasına katkı sağlayacağına olan inancımdan alıyorum…

Bu cümleler, mektubun başından ve sonundan paragraflar. Mektubun tamamını buradan indirebilirsiniz.

Beni takip edenler, haftalardır evde tembel tembel oturduğumu da takip ediyorlar. Gün boyu yaptıklarımı gün özetlerimde çoğunlukla “Evde tembel tembel oturdum.” ve “Haberleri, makaleleri ve diğer yazıları okudum.” gibi cümlelerle anlatıyorum. İşte o okuduklarım bunlar. Utanmadan övüneceğim ki; Balyoz gibi, Ergenekon gibi karmakarışık gündem maddelerini anlamanın tek yolunu, konu(lar) hakkındaki HER ŞEYİ okumakta buldum. Ne yalnızca bir gazete takip ediyorum, ne de sadece belli bir görüş üzerine inşa edilen düşünceleri okuyorum. Elbette kaçırdıklarım oluyor, çok oluyor ama önüme gelen, elime geçen her şeyi okuyor, izliyor ve dinliyorum. Çünkü ben şu anda tarihi yaşıyorum ve ileride tarihi başka kitaplardan okumak yerine o kitapları yazmak gibi bir niyetim var. En doğruya, en mantıklıya erişmek içinse zaten belli olan tarafımı da ara sıra göz ardı etmem ve olaylara daha objektif yaklaşmam gerekiyor. Böyle yaptıkça, giderek sağlamlaşan görüşlerimin doğruluğunu görüp gururlanıyorum ama aynı zamanda karşıt görüşlülerin düşmanca tavırlarını görüp üzülüyorum. Çünkü; o yönde hareket etmeleri desteklenen güdümlü şahıslar haricinde kalan insanların yani kendi isteğiyle ve bir menfaat beklemeden bana olumsuz ve sert tepki gösterenlerin de niyetlerinin nihayetinde benim gibi İYİ olduğunun bilincindeyim. Bilinsin ki ben de görüşlerimi herhangi bir etki altında kalmadan, özgürce yazıyorum ve tutumumun hayatım boyunca böyle kalmasına gayret göstereceğim.

Mektubun bazı önemli kısımlarını sarıyla, daha önemli kısımlarını turuncuyla, en önemli kısımlarını ise kırmızıyla işaretledim. Eğer 16 sayfanın tamamını okumak istemezseniz, bu işaretli bölümleri okuyarak da mektup vasıtasıyla Çetin Doğan‘ın açıklamak istediklerinin özetini almanız mümkün. Mektuba herhangi bir yorum katmayacağım için kendi yazımı kısa tutuyorum.

Sadece taraflı yayınları değil, tüm yayınları okumanız dileğiyle…

Not: Eğer Çetin Doğan‘ın, yaptığı tüm açıklamalara beşinci, onuncu ağızdan değil de ikinci ağızdan (yani kızı vasıtasıyla) ulaşmak isterseniz, aşağıdaki blogu ziyaret etmenizi öneririm:

http://cdogangercekler.wordpress.com/

Barış Ünver
19 Mart 2010

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.