Ötelememek üzerine farklı bir fikir
Bugüne kadar “öteleme” üzerine okuduğum kitaplarda, bu huya karşı önerilen çözümler neredeyse her zaman “işi basitleştirme/küçültme” üzerine oldu. Bugün, Ali Abdaal sağ olsun, aklıma yeni bir fikir geldi.
Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Bugüne kadar “öteleme” üzerine okuduğum kitaplarda, bu huya karşı önerilen çözümler neredeyse her zaman “işi basitleştirme/küçültme” üzerine oldu. Bugün, Ali Abdaal sağ olsun, aklıma yeni bir fikir geldi.
İsmet var, eski dostum. Benden yalnızca 4 buçuk ay büyük ama aynı şehirde yaşadığımız, görüştüğümüz dönemlerde ben yazılar yazıp site falan yaparken o, kurduğu medya ajansıyla koskoca kurumlarla çalışıyordu, ailesini kurmuştu ve yüksek lisans tezi üzerinde çalışıyordu. Kendisi bunu bilmiyor olabilir ama İsmet, hayata bakışımı değiştiren insanlardan biridir. Ve umuyorum ki, sizin hayatınıza da dokunmuş olacak.
Hayallerimizi “hayal” olarak tanımladığımız sürece, onları gerçekleştirme ihtimalimiz azalıyor. Bunu engellemenin de (aklıma gelen) tek yolu, hayalleri “hedef” olarak yeniden tanımlamak için çaba göstermek.
Ben küçükken çok sevdiğim bir soru vardı: “Tamam ama neden?” Mesela bir şeyi merak eder, anneme veya babama sorardım. Cevap verirlerdi. “Tamam ama neden?” diye sorardım; verdikleri cevabı açıklarlardı. “Tamam ama neden?” diye sorardım; verdikleri cevaba yaptıkları açıklamayı açarlardı. “Tamam ama neden?” diye sorardım; kızarlardı ama sıkıldıklarından değil, benim amacımın sonsuza kadar bu soruyu sormak …
Başıma ne geldiyse güvenmekten geldi. Ama öyle bir hayata sahibim ki, birkaç önemli detay haricinde hiçbir şeyi farklı yaşamayı istemezdim.
Daha verimli olabilmek için günde 2-3 defa yer değiştirip farklı mekânlarda çalışmak…