Siyasetin 7 pisliği

Siyaset pis iş. İleride siyasete atılmak istiyorum ama siyasete atılanların ellerinin her seferinde kirlendiğini veya zaten kirli ellilerin siyasetçi olduklarını görmezden gelemiyorum. Siyasete atılacağım vakit gelene kadar, gördüğüm bu sorunlu halin çözümüne şimdiden çalışmam gerekiyor. Çözüme ulaşmanın ilk adımlarından biri de, siyasette gördüğüm “pislikleri” tanımlamam.

Suçu Allah’a atmak

Normalden fazla yağmur yağdığı için “Bizim suçumuz yok, doğal afet bu” diyebilen yetkililerin bu tavrına “şımarıklık” desem, o yetkililer de dava açar mı bana? Sorumlu oldukları durumdaki sorumluluklarını reddedip, “semavi bir felaket” diyen beyefendiler için “utanmaz” kelimesini kullansam yüzleri kızarır mı yoksa bu kelime yüzünden beni hapse atmaya mı yeltenirler?

Yanlış tanımlanan laiklik kavramı ve laikliğin gerçek tanımı

İki “tarafı” da üzecek bir haberim var: Şu anki “laiklik” tanımı, doğru bir tanım değil. Yani laikliği öven de, yeren de yanlış yere övüyor, yanlış yere yeriyor. Bu yazıda “laiklik” kavramını basit bir biçimde anlatmaya çalışacağım. İşin güzel yanı, aklı başında herkesin kabul edeceği ve aklı başında kimsenin kötüleyemeyeceği bir tanım bu.

Gündem değiştirme çabası hiç bu kadar belli olmamıştı

Şimdiye kadar bütün partiler siyasete “Türk usulü” yaklaşmışken; AKP toplum mühendisleriyle, reklam ajanslarıyla çalışıyor. Tayyip Erdoğan da toplum mühendislerinin, ajansların, metin yazarlarının sözünden çıkmıyor. “Türk usulü” siyasete devam eden CHP ve MHP de bu yüzden başarısız olarak görülüyor. Ama bu sefer AKP’yle çalışan toplum mühendisleri, reklam ajansları da çuvalladı.

İnadına kutlu olsun!

Sizin koyduğunuz anlamsız yasaklar, engeller olmasa bu ruh canlanmayacak. Her şeyi oluruna bıraksanız, belki de unutacağız Mustafa Kemal Atatürk’ün bugünler için yaptıklarını. Sayenizde rehavete kapılmıyoruz, sayenizde mücadele ruhumuz her gün bir kez daha canlanıyor. Bazen sizi, ülkedeki vatan sevgisini güçlendirmek için yaratılmış bir oyunun karakterleri olarak görmeden edemiyor insan.