2011 Genel Seçimleri sonrası – 1: Kısa bir seçim analizi
Bir seçim analizi de ben yapayım madem, siyasetten “anlamayan” bir genç olarak… Eklemek istedikleriniz varsa, yorum bölümü sizindir.
Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Bir seçim analizi de ben yapayım madem, siyasetten “anlamayan” bir genç olarak… Eklemek istedikleriniz varsa, yorum bölümü sizindir.
Koalisyon, ülkemizde epey kötü şöhretli bir kavram. Bu kavramın neden sevilmediğini, neden zararlı olduğunu, neden faydalı olduğunu ve neden önemsenmesi gerektiğini anlatmaya çalışacağım.
Çocukluğumdan beri kafamı kurcalayan, her hatırladığımda biraz biraz (bazen epey) utandıran ve “Nasıl yapmışım ben bunları, ne manyak çocukmuşum be?” dediğim 5 tane çocukluk anısı geldi aklıma. (Aslında 3 tane gelmişti ama buna benzer 2 tane daha bulmak için zorladım biraz kafamı. Öyle işte.) 1. “İki tost istiyorum beeennnn!!!!!” Ya birinci sınıfa, ya da ikinci …
Şu günleri oturup dikkatle izlerken üç tane oy verme gerekçesi tespit ettim. Doğru mudur, yanlış mıdır siz karar verin.
Ne zaman iktidar karşıtı bir hamle yapılıyor, hemmen “bazı odaklardan” bahsediliyor.
Neyse, bu yazıda bunu tartışmayacağım. Bu yazıda inşallah aklı başında olan herkesi memnun edecek bir çözüm önerisi yazmaya çalışacağım.
Eklemek istedikleriniz varsa, yorumlarınızı esirgemeyin. Yazıyı beraber güncelleyelim, tam bir orta yol bulmaya çalışalım.
Geçenlerde Kudret Çayıroğlu isimli bir blog yazarı arkadaşım bana bir yazı önerdi: “Bir ‘Hakkında’ sayfası oluşturmak için neler yapmamız gerektiğini yazabilir misin?” Zaten yazı sıkıntısı çekiyordum, Kudret’in fikri ilaç gibi geldi :).
İlk yazıdan sonra, sıra ikinci yazıda. (Önceki yazıya, bu yazının sonundaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.)