2015 yılında aklıma bir fikir gelmişti: WordPress tabanlı internet sitelerine özel hız optimizasyonu hizmeti veren güvenilir, kurumsal bir iş. Sitesini nasıl hızlandıracağını bilmeyen, belki önüne gelen birkaç eklentiyi kurup sonuç alamayan bir müşteri benim siteme gelecek, ben de onun sitesine özel bir “hız optimizasyonu raporu” hazırlayıp, sonra o rapordaki fikirleri hayata geçirecek ve garantili bir şekilde o müşterinin sitesini hızlandıracaktım.
Uzun uzun düşündüm, cesaretimi topladım ve nihayet 18 Nisan 2016 tarihinde ilk işletmemi kurdum. Sitemi hazırlamaya başladım: Elbette WordPress tabanlı bir site oldu. O dönem için iyi sayılabilecek (şu anda güncelliğini yitiren) bir tasarım yaptım. PayPal üyeliğim zaten vardı, ödeme denemelerini yaptım.
Ben işletmemi kurduktan yaklaşık 1 ay sonra PayPal, BDDK’yla yaşadığı anlaşmazlık neticesinde Türkiye’den çıktı. Kalakaldım.
Bir süre ne yapacağımı bilemedim. Canım çok sıkıldı ama hemen kendimi toparladım ve o dönem dünya çapında yine tanınan, bilinen bir ödeme aracısı olan 2CheckOut’a kaydımı yaptım, belgelerimi verdim ve ödeme denemelerimi gerçekleştirdim. Haziran ayının başında da onlar çıktı Türkiye’den. Aklımı yitirecektim.
Mecburen Türkiye’de bilinen, yurt dışında kimsenin tanımadığı İyzico’ya kaydoldum. (O dönem de darbe girişimi oldu. İşlerle ilgisi yoktu ama Ankara’da, kafamın üstünde patlayan ses bombaları, gerçek bombalar derken psikolojim iyice bozuldu. Kendime gelmem ciddi zaman aldı.) İyzico da kelek çıktı, affetsinler. Yurt içi ödemelerde aldıkları %3’lük komisyon yetmemiş sanırım, yurt dışından gelen ödemelere %2 daha eklediler, bir de kendi istedikleri kurdan dövizi çevirip takriben %6-7’lik bir komisyon aldılar, ilk aldığım ödememden. Üstelik o parayı da 3 hafta bloke edip öyle yolladılar.
Uğraşmak istemedim, PayTR’a geçtim. Komisyonları %3’te sabit tuttular, üstelik dövizi döviz olarak yatırıyorlar ve parayı bloke etmiyorlar. Yalnız onların ödeme ekranlarında da yabancılar çoğu zaman (bazen değil, çoğu zaman) ödeme yapmakta başarısız oluyorlar. Anladığım kadarıyla lisans sorunları varmış—bilmediğim bir konuda temelsiz karalama yapmak istemediğim için detay veremeyeceğim. Bu yazının yayınlandığı tarihte hâlâ kendileriyle çalışıyorum. Nispeten memnunum.
2017 yılında bir de ortağım oldu, Belçikalı. PayPal hesabı var. Kendisiyle mutlu mesut geçinip gidiyoruz. 2015 yılında bulduğum bu iş fikrinin iyi bir fikir olduğunu onunla birlikte tescilledik, yıllardır gayet güzel para kazanıyoruz. Kazandığım parayla, inşallah, bu yıl bir ev almak istiyorum.
Ama eğer PayPal Türkiye’den çıkmasaydı, şu anda kazandığım paranın 10 katını kazanabilirdim. 2021 yılında değil, 2017 yılında ev sahibi olabilirdim. Yanımda 1-2 kişi değil, 10-12 kişi çalışıyor olabilirdi. İşimi tek koldan değil, iki veya üç koldan geliştirmek için yeterli öz kaynağa sahip olabilirdim.
PayPal olmadan olmuyor mu?
Olmuyor. Cidden olmuyor. Anlatayım.
Müşterilerim arasında büyük firmalar da var, ufacık şahıslar da var. Günde 2 milyona yakın ziyaret alan yabancı bir etkinlik sitesini de optimize ettim, “benim de internet sitem olsun ulan” diye gaza geldiğini sandığım Amerikalı bir tesisatçının sitesini de optimize ettim. O tesisatçı benim sitemden ödeme yapmak istemedi çünkü PayTR’ı duymamıştı. “PayPal yoksa iş de yok lanet olası pislik” dedi bana. Ben de “Hey dostum sakin ol, o koca kıçına uygun bir ödeme kanalı bulacağım. Lanet olsun!” dedim ve ortağımın PayPal hesabından ödemeyi aldım.
Şaka bir yana, önceki paragrafın ana fikri şu: Amerikalı musluk tamircisi PayPal’ı tanıyor, PayPal’a güveniyor. Belki Stripe’ı da biliyordur, o da meşhur. Ama PayTR’ı, İyzico’yu, ne bileyim Troy’u, Moka’yı falan bilmiyor. Daha da bilinçli müşteriler, PayPal’ın içerisinde alıcıyı koruyan bir “tüketici hakem heyeti” benzeri mekanizmanın varlığından da haberdarlar: Bir sahtekârlık olduğunda PayPal alıcıya para iadesini yapıp, senin hesabını bloke edebiliyor.
İnternette dolaşan “PayPal yerine bunu kullanın, şunu da bilmiyorsanız işi bırakın” tarzı ahkâmlar da bu tesisatçı örneğinde tıkanıyor zaten. O yüzden o “önerilere” bu yazıda yer bile vermeyeceğim, kusura bakmasınlar. PayPal ile işlem yapan bütün satıcıları ve bütün alıcıları tek bir personadan ibaret zannedenlere nasıl laf anlatacaksın?
Türkiye’de finansal teknoloji (“fintech”) sektörü, ilginç bir şekilde ABD’den ve çoğu Avrupa ülkesinden ileride. Bankalarımız vatandaşın güvenliğini çok ciddiye aldığı gibi işletmelerimiz, pek çok ülkede akla bile gelmeyen çözümlerden faydalanıyor. Ama sen PayPal’dan daha iyi, dünyanın en iyi ödeme sistemini bile icat etsen, PayPal’ı küresel ölçekte geçmediğin sürece musluk tamircilerinden “unicorn” CEO’larına kadar herkes PayPal’ı görmediğinde senden vazgeçebilir.
BDDK’nın yaptığı gerçekten milletin hayrına mı?
BDDK’nın yaptığına gelelim: PayPal’la masaya oturdu, “seeennn benim milletimi sömüremezsin, seeennn benim devletimi kandıramazsın” dedi ve bir sürü şart koşup PayPal’ı bu şartlara uymak zorunda bıraktı. PayPal da “yooouuu can’t do this to me” dedi ve gitti. BDDK kazandı. Peki devlet kazandı mı, millet kazandı mı?
Cevap veriyorum: Hayır.
Sen, koskoca ülkenin koskoca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşu, koskoca bir ödeme aracısı kuruluşunun ülkeyi terk etmesine sebep oluyorsun. “Ya bütün kullanıcı verilerini Türkiye’deki sunucularda tutarsın, ya da gidersin” diye müthiş anlamsız bir rest çekiyorsun. Herhangi bir bilişimcinin kahkahalarla güleceği saçma, olanaklı ama işlevsiz bir şart koşmak suretiyle PayPal’a bir nevi mobbing uygulayarak onu ülkenden kaçırıyorsun. (Demek istediğimi anlamayanlara kısa açıklama: Sadece Türkiye’deki kullanıcılara özel sunucular kurmak hem saçma, hem gereksizdir. Kötü niyetli bir kuruluş BDDK’nın bu isteğini yerine getirebilir ama o sunucularda X inaktif kullanıcının verisini tutarken, orijinal sunucularında 10X aktif kullanıcıyı saklayabilir. “Ama BDDK bunu tespit edebilir?” diyorsanız, o zaman bu zorlamaya zaten gerek olmadığını da kabul etmeniz gerekir.)
Kullanıcı verilerini barındırma zorunluluğu yerine, o verileri bildirme yükümlülüğü hem çok daha kolay bir çözüm olurdu. Bununla birlikte deminki örnekte bahsettiğim kötü niyetli bir firma aynı sahteciliği yapabilirdi… ama bi’ dakika: YA SEN BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURULUŞU’SUN. İstersen tüm bankaların kartlarını ve mevduat hesaplarını takip edebilirsin. PayPal üzerinden kazanılan ve ödenen paraları, doğru bir altyapı kurarak, eş zamanlı olarak izleyebilirsin! (Bu sayede kötü niyetli firmalar senden veri de saklayamaz üstelik.)
PayPal yokken tam olarak ne kaybediyoruz?
Düşündükçe çıldırıyorum. Kolayca çözülebilecek bir anlaşmazlık yüzünden ben işimi büyütemiyorum. Simto’nun kardeşi ürünlerini Etsy’den satamıyor. Profesyonel fotoğrafçılar bu yüzden stok fotoğraflarını dünyaya yayamıyor. Benim başörtülü bacım Avustralya’ya, İspanya’ya, Madagaskar’a logo çizemiyor. Şaka yapmıyorum: Her yıl milyarlarca dolar döviz getirme potansiyeli olan on binlerce, yüz binlerce insan, pandeminin de etkisiyle yükselen e-ticaretin altın çağında AÇ KALIYOR.
İstihdam da yaratmıyoruz. PayPal açıkken ondan faydalanan onlarca iş kolu sayabiliriz; bu iş kollarında büyümesi garanti yüzlerce, binlerce şirket bulabiliriz; bunca şirket de büyürken on binlerce, yüz binlerce iş imkânı yaratabilir. Kelebek etkisinden falan bahsetmiyorum, yanlış anlaşılmasın: En basit akılların bile kavrayabileceği dümdüz bir mantık bu! Cem Yılmaz’ın tabiriyle “Para-Çokomel İlişkisi” işte ya. Hem ithalat-ihracat açığını kapatmaya çalışıyorsun, hem de en önemli ihracat kalemlerinden biri olan/olabilecek bilişim sektörünün kafasına kürekle vuruyorsun.
O sektördeki firmalar ne yapıyor peki? PayPal onlar için olmazsa olmaz ise, büyümeye olanakları da varsa şirketi Türkiye’de büyütmek yerine yurt dışında şirket açıyorlar, orada büyütüyorlar. Estonya’da, Gürcistan’da, yavru vatan KKTC’de, büyük abi Amerika’nın California veya Delaware eyaletlerinde uzaktan şirket kurulumları sıradan hale geldi. Üstelik bunlar para aklanan paravan şirketlerini çeken yerler değil, ciddi paralar kazanabilecek ciddi şirketlerle iş yapan yerler. Hem şirket yurt dışına kaçıyor, hem vergi yurt dışına kaçıyor, hem de istihdam yurt dışına kaçıyor.
Kafayı yiyeceğim. PayPal özelinde demiyorum, genel olarak konuşuyorum: Ülkenin kalkınması için kullanılabilecek araçları vatandaşın elinden almanın hiç mantığı yok. Onu yaptıktan sonra ülkenin hâlini görüp üzülmenin hiç mi hiç mantığı yok.
Peki burada tek suçlu BDDK mı, hükümet mi? Benim gibi iflah olmaz bir muhalife yakıştıramayacaksınız belki ama bu yazıda yalnızca BDDK’yı suçlamayacağım. PayPal’ı da suçlayacağım.
Eyy Peyy Peeaall!
“Ya istediğim gibi at koştururum, ya da yüz binlerce kullanıcımı mağdur ederim.” nasıl bir anlayış? Tuzun kuru, anladık, bize ihtiyacın yok… da senin yönetim kurulu, küçük hesapların peşinden koşan şerefsiz esnaflardan mı oluşuyor?
BDDK’nın istekleri saçma, anladık, peki senin tek çözümün Türkiye’deki kullanıcıları yüz üstü bırakmak mıydı? Şeffaf bir şekilde kullanıcılara BDDK’nın şartlarını neden yerine getiremeyeceğini anlatıp, kendi çözüm önerini yazamaz mıydın? Böyle yapsan ve Türkiye’deki yüz binlerce kullanıcın BDDK’yı darlasa, çözüm önerini BDDK’ya kabul ettiremez miydin?
Gerizekâlı mısın evlâdım, koskoca şirket trip ata ata ülkeyi terk eder mi hiç? Mesela AB ülkelerine aynı tripleri atabiliyor musun? Türkiye küçük pazar diye çıkmak senin işine geldi, anladık; peki mağdur ettiğin yüz binlerce insan sana zarar mı ettiriyordu ulan? SEN KİMSİN YA?
Neyse, sinirlenmeyeceğim. Çözüm önereceğim.
Çözüm
Yaklaşık 5 yıllık bir “aranın” ardından PayPal’ı tekrardan Türkiye’ye getirmek ve bunu yaparken hem devleti, hem milleti, hem de o şirketi memnun etmek mümkün. Vallahi mümkün. BDDK’dan randevu alacağım, bunu anlatmak için. Vallahi alacağım. Şöyle fikirlerim var:
AB standartlarında kullanıcı verisi paylaşımı: PayPal Türkiye’de sunucu kurmak zorunda değil. CDN amaçlı sunucular kurulsa (hız optimizasyonu açısından) güzel olur ama bu bile şart değil. PayPal, Türkiye’den kaydolan kullanıcıların verilerini paylaşabilir. Paylaşmasa da olur, ama öyle sanıyorum ki dünya üzerindeki bütün ülkelerle benzer anlaşmalar yapılıyordur. Kayıt dışı ekonomi, kara para aklama ve vergi kaçırma gibi durumların önüne geçmek için bunun şart olduğunu kabul ediyorum. Herhangi bir bankanın verileri gibi PayPal’daki veriler de paylaşılabilir. Ama sunucuları Türkiye’ye kurmanın gereği de yok, işlevi de yok, anlamı da yok. Mantıksız, saçma sapan bu fikri akıl eden kimse en kısa zamanda BDDK’nın kendisinden kurtulmasını dilerim.
Banka kayıtlarının takibi: Kredi/banka kartlarından yapılan ödemelerde, mevduat hesaplarına yapılan transferlerde “PAYPAL #B409K43C260A
” gibi bir işlem ID’si notu düşülebilir. BDDK da isterse eş zamanlı takip yapar, isterse haftalık/aylık düzende bankalardan PayPal üzerinden yapılan işlemlerin kayıtlarını talep eder.
Ek vergi: Yurt dışına yapılan ödemelerde ekstra bir vergi getirilir. Hatta, yoo, zaten bu şekilde bir stopaj uygulaması geçtiğimiz yıllarda hayata geçmişti… Yok yok, ek bir vergiye gerek yok. N’olur yapmayın. Demedim öyle bi’ şey, unutun lütfen. Lütfen.
İki tarafın da bu üç iki maddede mutabık olabileceğine inanıyorum. Sahteciliği önlemek iki tarafın da istediği bir şeydir. PayPal’ın kayıt dışı ekonominin destekçisi olduğunu düşünmüyorum; kaldı ki yasa dışı, kayıt dışı işler yapanları böyle engellemek zaten imkânsız (artık bu işler kriptoparalar üzerinden yürüyor).
PayPal ve BDDK’nın tekrar masaya oturmasının vakti geldi. Gerekirse ben arabuluculuk edeceğim. Öpüşün, barışın abi.