Türkçenin gelebileceği en düşük seviye

Geçen gün İyinet Forumları’nda gezerken, öyle bir Türkçe katliyle karşılaştım ki, uzun süre tepkisiz bakakaldım. Daha sonra gülmeye, ardından ağlamaya başladım. Ağlarken bir yandan dudaklarımı yiyor, diğer yandan yanımdaki yatağı yumrukluyor, ayağımla da yeri tepiyordum. Birden durdum, avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım. Kendimi durduramıyordum, babaannem yanıma gelmiş, dehşet içerisinde beni izliyordu. Yan komşunun duvarında yumruk sesleri duyduğumda kendime geldim ama bu sefer de durmadan kusmaya başladım. İçimdeki her şey çıktıktan sonra ise yere yığıldım, kaldım. Sonuç olarak, ağzım açık kaldı. Ayıldığımda da bu yazıyı yazmaya karar verdim ama birkaç gün sakinleşmek istedim. Uzun süredir bu kategoriye bir yazı giremiyordum, iyi oldu.

Bahsi geçen “şiir” şu şekilde arkadaşlar:

†kηDm a$kım yaSamıOruM YhOk .. oLmuOr qeηe darLıOruM ßhak ..kaÇ qüη oLdu Sheηi qÖremediM ηeDη hiÇ ßir $eyDeη †ad aLamıOruM ßheη! KesiOruM aMa KaηamaıOr kOLLarım ÖsLedim Sesiηi aRa ηe oLurSη GösLerime ßir Kere ßahk Ye†eR kaLßimDe¿ Dü$üpDe SayFamı dOLdurSuη .. keLimeLer iLham wEr ßhaηa †eηiηDe ßırak İçiηDe Fır†ıηaLar kOpSη AŞKIM İηaηKi SaDece Sheη YaηımDa yHokSuη Dİe kaLemim AğLar aMa DurmAs yaRıηım Her Aηım Ve ßheηim her Dakikam iLk †adımDa Haηi Dedim yHa ßaşımDa sOηumDa SHeη sOηumDa KARIMSIη! ßi Sheη qißi ßir ßheη qißi qeηe ßir ßheη qeLir akLıma qÖsLerime sOrarLar yHa qıCık! ηeRdeη qeLir akLıηa sÖzLeriη iηKar Edemem ßu Sayfayı dOLduRaη ßheη DeğiL Sheηsη kOsKoCa kaLßimi dOLdRη ßiriCik kRaLiçeM’siη aŞkım! Sheη YhOkSaη ηOkSaη ßir Yaηım’Da Sheη ßiLiOrum Ki ßir YarımDa Sheη yeRdeη yeRe vuRsaηDa kaLißimi ßiLiOruM ßir YarıηDa ßheη! ßiLiyOrsuη yHa †hek sÖzüη Ye†er SeηSizLik ßhaηa †hek KedeR qÖrüOsuη yHa kim ηe DerSe Desiη ßu Yürek qeηe SEη deR.

Bismillahirrahmanirrahim… Görür görmez metni Almanca falan sanıyorsunuz ama biraz dikkatli baktığınızda görüyorsunuz ki metin Türkçe! Daha doğrusu bu şekilde yazılar yazan “tipler” var! Metinde birkaç farklı kullanım var:

  • “t” harfi yerine “†” karakteri kullanılmış – Çok daha havalı gözüktüğü için sanırım.
  • “n” harfi yerine “η” karakteri kullanılmış – Sanırım bu da çok süper, inanılmaz havalı gözüktüğü için.
  • Çoğu “v” harfi yerine “w” harfi kullanılmış – Yine maksat havalı olmak, “cool” görünmek.
  • “ş” harfi yerine “$” karakteri kullanılmış – Çok havalıyız!
  • “b” harfi yerine “ß” karakteri kullanılmış – Komple komple komple “tiki”yiz! Gerçi “emo” da olabiliriz!
  • “g” harfi yerine “q” harfi kullanılmış – Eh, bu “havalı yazım tekniği”nin olmazsa olmazlarından zaten. O iğrenç “g” harfinin kuyruğundan kurtulunca herkes size tapıyor çünkü.
  • Bazı “y” ve “s” harflerinden sonra “h” getirilmiş – Burada da amaç, kullanılan yerlerde gırtlağın varlığını hissettirmek olabilir. “Aşkım yaaa!” demek var, “Ashkm YHAAA!” demek var – yani böyle biraz daha coşkulu bir şekilde, daha “hissettirerek”. Çünkü siz aşkınıza arkadan dokundurmaya çalışıyorsunuz, hissettirmeden olmaz. Tabii.
  • Bazı harfler özellikle büyük, bazıları özellikle küçük yazılmış – Bunu da “havalılık kuramı” ile açıklamak mümkün olsa gerek.
  • Noktalama kullanımı sıfır – İnsan içinden geldiği gibi yazmaya çalıştığında, eğer Türkçe biliyorsa, noktalama işaretlerine dikkat eder. Eğer çok iyi bir Türkçesi yoksa hiçbir noktalama işaretini kullanmaz veya metnin sonuna nezaketen bir nokta, ünlem, soru işareti vb. koyar. Bu arkadaş çok daha acayip bir şey yapmış: Canının çektiği yere “iki nokta yan yana” (ki böyle bir noktalama işareti yok) koymuş, dikkat çekmek istediği cümlelerin sonuna ünlem koymuş (ama cümlenin başı belli olmadığı için garip durmuş), ama en sona nezaketen bir nokta koymayı ihmal etmemiş. Noktalama işaretlerinin başına ve sonuna rastgele koyduğu/koymadığı boşluklar da ayrı bir acayiplik.
  • İmla kullanımı sıfır – Tabii bu ve bunun gibi arkadaşlarda imla kullanımı aramak abes olur.

Gelelim şifreleri çözmeye… Metni ancak şu şekle çevirebildim:

tükendim aşkım yaşamıyorum yok olmuyor gene daralıyorum bak kaç gün oldu seni göremedim neden hiçbir şeyden tat alamıyorum ben kesiyorum ama kanamıyor kollarım özledim sesini ara ne olursun gözlerime bir kere bak yeter kalbim de düşüp de sayfamı doldursun kelimeler ilham ver bana teninde bırak (???) içinde fırtınalar kopsun aşkım inan ki sadece sen yanımda yoksun diye kalemim ağlar ama durmaz yarınım her anım ve benim her dakikam ilk adımda hani dedim ya başım da sonum da sen sonum da karımsın bir sen gibi bir ben gibi gene bir ben gelir aklıma gözlerime sorarlar ya gıcık nereden gelir aklına sözlerin inkâr edemem bu sayfayı dolduran ben değil sensin koskoca kalbimi dolduran biricik kraliçemsin aşkım sen yoksan noksan bir yanım da sen biliyorum ki bir yarım da sen yerden yere vursan da kalbimi biliyorum bir yarın da ben biliyorsun ya tek sözün yeter sensizlik bana tek keder görüyorsun ya kim ne derse desin bu yürek gene sen der.

Noktalama konusunda bir şey yapamadım çünkü metin o kadar saçma ki, hangi kelimeler bir cümle oluşturuyor, anlamak mümkün değil. Yine de zorlayayım biraz:

Tükendim aşkım, yaşamıyorum…
Yok, olmuyor! Gene daralıyorum, bak… (?)
Kaç gün oldu, seni göremedim.
Neden hiçbir şeyden tat alamıyorum ben?
Kesiyorum ama kanamıyor kollarım!
Özledim sesini, ara ne olursun!
Gözlerime bir kere bak yeter, kalbim de düşüp de (???) sayfamı doldursun…
Kelimeler, ilham ver bana!
Teninde bırak (???), içinde fırtınalar kopsun.
Aşkım, inan ki sadece sen yanımda yoksun diye kalemim ağlar ama durmaz… (Ne?)
Yarınım, her anım ve benim her dakikam… (Nasıl?)
İlk adımda… (Ne diyorsun be?)
Hani dedim ya: Başım da, sonum da sen…
Sonum da karımsın… (??????????)
Bir sen gibi, bir ben gibi… (Kafayı yemek işten değil. Bu ne be?)
Gene bir ben gelir aklıma…
Gözlerime sorarlar. (?)
Ya, gıcık! Nereden gelir aklına sözlerin? (Ney? Kimin aklına ne geli… kim? Ne bu be?)
İnkâr edemem; bu sayfayı dolduran ben değil, sensin!
Koskoca kalbimi dolduran biricik kraliçemsin! (Kâfiyenin icadı, sonunda.)
Aşkım… Sen yoksa noksan bir yanım da (Niye “da”?) sen, biliyorum ki bir yarım da sen!
Yerden yere vursan da kalbimi,
Biliyorum…
Bir yarın da ben! (Ehehe.)
Biliyorsun ya…
Tek sözün yeter,
Sensizlik bana tek keder!
Görüyorsun ya…
Kim ne derse desin,
Bu yürek gene sen der! (Alkış!)

(Parantez içleri bana ait, haliyle.)

Yazarken kendimden nefret ettim, o derece kötü bir şiir. Birçok yerde duraksadım, dakikalarca düşündüm, “Adam burada ne yazmaya çalışmış lan?” diye. Sonra fark ettim ki adam bunu elleriyle yazmamış, g.tüyle falan yazmış affedersiniz. Bir de bol bol “üç nokta” kullanmak zorunda kaldım, şiire benzesin diye. Normalde üç nokta ifadeye güç katmak için de kullanılabilir ama ben kullanmayı sevmem – zaten kendimden nefret etmemin sebebi de üç noktayı bu şekilde kullanmak zorunda olduğum içindi.

Bu yazıyı günlerce tartışmak istiyorum insanlıkla. Dengemi bozan bu korkunç yazıyı başkalarıyla da incelemek, irdelemek, hatta mümkünse ve izin verilirse bu konu hakkında tez falan yazmak istiyorum. Evet, yapmak istiyorum bunu. Yardım edin bana.

Barış Ünver
23 Ekim 2008

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.

Yorumlar kapalı.