Lise hayatım – 2

Farklı şehirlerden gelmiş, birbirlerini tanımayan, ergenlik çağına yeni girmiş veya girmeye hazırlanan, 3 ay öncesine kadar “ilköğretim öğrencisi” diye nitelenen çocukların birbirleri karşısında üstünlük kurma çabalarını belgeselleştirmek bile mümkündür; o kadar ilginç ve izlenesi bir gelişimdir. Birçok çocuğun “kendini kanıtlamak” için yaptığı, grubun üstün kişisi olmak için agresifçe diğer bireylere saldırmasından ibarettir. Yalnız bu saldırmalar, …

Tamamını Oku

Lise hayatım – 1

Hayatımda; hiç hatırlamak istemediğim, çoğunlukla bastırdığım ve neredeyse kimseye bahsetmediğim 2 buçuk yıl vardır. Liseye başladığım ve lise 2. sınıfın ortasına kadar süren bir macera. Bir itirafname olarak niteleyebileceğim bu yazımda bu 2 buçuk yılımı anlatacak ve anlatırken bir yandan da bu dönemime dışarıdan bir gözle bakmaya çalışacağım. Başarılı olup olmadığımı ise, eğer kabul ederlerse, …

Tamamını Oku

Karabasan, diğer adıyla “uyku felci”

Önceden belirteyim de kimsenin kafası karışmasın: Karabasanın cinle, periyle ilgisi yoktur, basit ama bilimsel bir durum sadece. Karabasan geldiğinde gördüğünüz in, cin, ışık, şeytan gibi varlıkların topu sanrıdan (halisünasyon) ibarettir. Eh, karabasanı oluşturan stres, uyku bozukluğu gibi etmenlerin yanında o kadar korkutucu bir olayı yaşayan herkes olayın arkasında şeytanlı canavarlı bir şeyler aradığından haliyle görülen …

Tamamını Oku

Blog Ödülleri eleştirilerim

Giriş Valla kategorimde birincilik aldım falan diye “Buldu bunuyo’ hayvan oğlu hayvan.” diyecekler çıkacaktır elbet, kısmen de haklılar :). Ama birkaç noktaya değinmek istiyorum. Baştan belirteyim; ilk kez yapılmış bir etkinlik için asla “B.k gibiydi, çok kötüydü, iğrençti, yapmasınlar, etmesinler!” gibi saçma sapan eleştiriler yöneltecek değilim. İlk sefere göre son derece başarılı geçen bir organizasyonun …

Tamamını Oku

Blog Ödülleri’nde en “kişisel” blog: Beyn!

Yıllardır, gerçekten yıllardır, yemin ederim ki yıllardır, kalıbımı basarım ki yıllardır beni en mutlu hissettiren gün, 10 Mayıs 2008 tarihli gün oldu! Ciddiyim, zaman zaman sinyallerini verdiğim ama olabildiğince gizlemeye (sizden değil, kendimden) çalıştığım hafif bunalık halimi zotark diye söküp atan bir gündü! Günümün diğer kısımlarını özetleyeceğim yazı farklı olacak tabii ki, burada üniversiteye varışımdan …

Tamamını Oku

17 Ağustos

Zaga’yı izlemişiz ablamla, 2 gibi yattık. Annem ve babam evde yoklar; yarım saat sonra, 2 buçuk gibi dönecekler ama. Fena bir gürültüyle kalktım. Gözlerimi açmama rağmen, gözlerim kapalıyken gördüğüm ile aynı şeyi gördüm: zifiri karanlık. Ablam yatağı sallıyor. Gürültünün arasından babamın bağırışını duyuyorum: “Barış uyan! Barış kalk! Barış buraya gel!”. Babamdan aldığım direktiflerle (belli ki …

Tamamını Oku